Bilim ve Teknolojiden Sorumlu Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın'ın da katıldığı ödül töreninde dört farklı firma ölçeği ve iki farklı kategoride belirlenen 27 finalist arasından dereceye girenler sahneye çıktı. Devlet Bakanı Aydın, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok hızlı değişen bir yapısı olduğuna dikkat çekerek, "Bizdeki değişim tüm gelişmiş ülkelerinden daha çabuk oluyor. Bu değişim tüm alanlarda gerçekleşiyor. Bilim, teknoloji ve yenilik konusu çok önemli. Bu konu her kurumu ilgilendiriyor. Hepsini oldukça hızlı bir biçimde dönüştüren bu değişimi yönetebilmemiz için sağlam bilgilere, süreçlere ve yol haritasına ihtiyacımız var." diye konuştu.
Hangi siyasi güç iktidarda olursa olsun Türkiye'de bazı hassas konuların günlük siyasetin üstünde tutulması gerektiğine dikkat çeken Mehmet Aydın, "4 yıl önce pek çok üniversitelerden gençlerimize 'TÜBİTAK'tan yardım almayın, sizden faizi ile geri alırlar' şeklinde söylemlerde bulunmuşlardı. Bunun tersi olmalıydı. TÜBİTAK'ın kaynakları geniş. Gençlerimizi ve özel sektörümüzü TÜBİTAK'ın kaynaklarını kullanmaya davet ediyoruz. Bundan sonra bilim ve teknolojide tembellik ve aksama yapanların durumu hiç de iç açıcı olmayacaktır." dedi.
9. Teknoloji Ödülleri Yürütme Kurulu Başkanı Prof.Dr. Ömer Z. Cebeci ise bu yıl rekor bir başvuru yapılan Teknoloji Ödülleri ile ilgili rakamsal değerlendirmelerde bulundu. İlk 8 Teknoloji Ödülleri'ne toplam 261 başvurunun yapıldığına dikkat çeken Cebeci, rakamın bu yıl ise 221 olduğunu kaydetti. Eskiden Marmara Bölgesi'nden yoğun başvuru yapıldığına, bu yıl Ankara, İzmir, Manisa, Gaziantep, Malatya gibi şehirlerden de başvuru geldiğine dikkat çeken Cebeci, "Makine sektörü önde idi. Bu sektörümüzü elektrik elektronik, metalurji, tarım, gıda gibi sektörler izledi." dedi. Bu yıl 103 hakemin finalistleri yerinde incelediklerini vurgulayan Cebeci, "Buradaki başarı hepimizin." ifadesini kullandı.
TÜBİTAK'IN BÜTÇESİ 950 MİLYON TL
TÜBİTAK Başkanı Prof.Dr. Nüket Yetiş de kurumun projelerinden ve kaynaklarından söz etti. Finale kalan 27 yarışmacının yüzde 96'sının TÜBİTAK'a uğramış olduklarını aktaran Yetiş, şöyle konuştu:
"Biz akademik Ar-Ge'ye yüzde 10 destek veriyoruz. Teminat da istemiyoruz. Bunun yanı sıra yurtdışından Türkiye'ye gelmek isteyen yatırımcılara da destek veriyoruz. Tabii ki 2008 yılındaki Ar-Ge teşvik desteğimizi de göz ardı etmemeliyiz. Kısacası bizim para sorunumuz yok. Yeter ki gerçekten Ar-Ge'si olan projeler ile bize gelin. 2004 yılından bu yana TÜBİTAK'ın bütçesi 150 milyon TL'den günümüzde 950 milyon TL'ye çıktı. Bu paraları duyanlar bize, 'TÜBİTAK bu parayı harcayamaz' diyorlardı. Geldiğimiz nokta ise tam tersi, paramız yetişmiyor. Hükümetimiz de bize desteğini sürdürüyor. Şimdi sıra önümüzdeki 2011-2016 yıllarını planlamakta. Bunu da sizlerle birlikte yapacağız."
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Bilgi Toplumu ve Yeni Teknolojiler Komisyonu Başkanı Erman Ilıcak, KOBİ'lerin ekonominin belkemiğini oluşturduğunu kaydederek, "Ancak istihdamın büyük kısmını oluşturan KOBİ kuruluşlarımız inovasyon konusunda gelişememektedir. İstihdam olanaklarının artması ve bölgesel farklılıkların ortadan kalkması için inovasyona önem verilmesi gerekmektedir." dedi. Bütün dünya ülkelerinin zor bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Erman Ilıcak, şunları söyledi:
"Bu süreçte Ar-Ge faaliyetlerini kesmeyen firmalar tüketiciler tarafından ödüllendirilmişlerdir. 20 yıl önce teknolojiye yatırım yapmış olan şirketler şu anda dünya ekonomisine yön veren şirketler olmuşlardır. Geçen yıl Türkiye'de Ar-Ge'ye harcanan para 8,5 milyar dolar iken, bu rakam dünya ile kıyaslandığında, dünya'da Ar-Ge'ye yatırım yapan ilk 10 firmanın her birinden bile daha aşağıdır. İnovasyon kavramı eğitim sisteminin de bir parçası olmalı ve okul öncesinden başlayarak bunun benimsenmesi gerekmektedir."
TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Fikret Yücel de Türkiye'de bilim, teknoloji ve yenileşimin geliştirilmesinin bir politika olarak benimsenmesi gerektiğini vurguladı. İnsan kaynağına ve eğitime büyük yatırımlar yapılması gerektiğini söyleyen Yücel, "Bu alanda uzun soluklu bir politikanın ülkemizde izlendiğini söylemek zordur. 1993 yılında çalışan başına düşen Ar-Ge personel sayısı 7 iken, bugün bu rakam 24,6'ya çıkmıştır. Yine 1993 yılında toplam harcamaların içinde Ar-Ge'nin payı yüzde 18 iken, bugün bu rakam yüzde 29'a çıktı. Bu rakamlar sevindirici ve umut vericidir." şeklinde konuştu.