Milano'da yayın hayatını sürdüren ünlü İtalyan Gazetesi La Repubblica'da bugün Türkiye için önemli görüşlerin bulunduğu bir yazı dikkat çekti. La Repubblica'nın uluslararası ilişkiler üzerine araştırmaları ile ünlü yazarı Francesca Paola Rampinelli Türkiye'nin gelişen ülkeler arasında anahtar rolü üstlendiğini kaleme aldı.
İşte Rampinelli'nin yazısının tam metni:
Francesca Paola Rampinelli / La Repubblica
HSBC Global Asset Management'in Emerging Market Equities (Yükselen Pazar Ekonomileri) Şefi Nick Timberlake'e göre Türkiye, yükselmekte olan piyasalar tablosunda anahtar ülkelerden birini temsil ediyor.
Nitekim bu sektörle ilgilenen İngiliz şirketin çalışma grubu, derecelendirme kurumlarının kısa süre önce gerçekleştirdikleri aşağı çekme işleminden sonra Türkiye'nin, 2011 seçimlerinin koruması altında, “yatırım kategorisi” seviyesine ulaşmasını bekliyor.
Bu noktaya, küresel finans ve ekonomik kriz sınavını aşmasında ülkeye yardım eden ve daha fazla küresel yatırımcı çekmesi için yardım etmesi muhtemel yapısal reformların yapıldığı on yıllık bir dönemi müteakiben ulaşıldı.
Timberlake'in açıkladığına göre Türkiye, güçlü ekonomik büyümesiyle bu iyimserliği haklı çıkarıyor. Nitekim bu ülkenin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’ya ait milletler bağlamında en yüksek oranda GSYİH’da büyüme kaydetmesi bekleniyor: 2010'da yüzde 7,3 ve 2011'de yüzde 4,5 (Kaynak: Bloomberg Contributor Composite).
Ayrıca Türkiye'nin işlem piyasası, EMEA (Europe, Middle East, Africa) alanında yer alan diğer ülkeler arasında en yüksek fiyatlısı gibi görünüyor ama Timberlake'in söylediğine göre, beklenen daha fazla büyüme bu açıklığı mazur gösteriyor.
HSBC’nin İstanbul merkezli Gif Turkey Equity Fund'un Şefi Ercan Güner, Türkiye'nin aynı zamanda sağlam bir bankacılık sektörüyle karakterize edildiğini, iyi kapitalize edildiğini ve hâlâ yüksek kâr derecesine sahip olduğunu belirtiyor ve faiz oranlarının tarihin en düşük seviyelerinde bulunduğunu, ilk kez tek rakamlı bir oran gördüğünü de sözlerine ekliyor.
Ayrıca son zamanlarda kararlı bir büyüme kaydeden iç talep ve düşük seviyede stok, gelecekteki büyüme için sahneyi hazırlıyor.
Tüm bunlara ek olarak, ülkenin demografik faktörden de önemli ölçüde etkilendiği ekleniyor: Yıllık yüzde 1,3 oranında büyüyen ve yaş ortalaması 28 olan 72 milyonluk bir nüfusa sahip.
Güner, yerel yatırımcıların da tahvilleri fazla hedef almadığını ama her hâlükârda tarihin en düşük faiz oranlarının ister istemez iç piyasanın tahvil piyasasına olan iştahını artıracağını ve bu unsurun hiç kuşkusuz tahvil fiyatlarına bir destek olacağını da vurguluyor.
Yatırım yapılması gereken sektörlerden bahsederken, imalat sektöründe görülen düzelmeden faydalanma için sanayi bölümlerinin favori olduğunu izah ediyor.
Otomotiv, çelik, gübreleme, enerji, inşaat ve havacılık sektörleri HSBC Gif Turkey Equity Fund'un favori alanları, ayrıca son zamanlarda portföydeki Türk bankaların ağırlığı, 2011’deki sonuçların göreceli olarak dezavantajlı tahminleri nedeniyle azaldı.
Uzmanın belirttiğine göre Türk piyasası üzerindeki en büyük riski, ticari bütçe açığının büyümesi oluşturuyor ancak giren yüksek seviyede sermaye akışı ve yabancı para rezervlerindeki büyüme trendi göz önüne alınırsa, kısa vadede pek fazla önem taşımayan bir risk söz konusu. Yurt dışından gelen sermayenin büyük bölümü şimdilik dolaylı yatırım ya da tahvil portföylü şeklinde ancak eğer Türk ekonomisi hali hazırdaki büyüme koşusuna devam ederse, doğrudan yatırımların ve özel sektöre finansmanın artmasını beklemek mantıklı olur.
BYEGM
*Anahtar Türkiye