Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

TÜSİAD, seçim öncesi partilerin yeni Anayasa vaatlerini görmek istiyor

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, yedi ay sonra yapılacak 2011 genel seçimlerinin Türkiye için tarihi

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-12-10 13:59:00

TÜSİAD, seçim öncesi partilerin yeni Anayasa vaatlerini görmek istiyor
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, yedi ay sonra yapılacak 2011 genel seçimlerinin Türkiye için tarihi önem taşıyacağını söyledi. Boyner, partilerin seçim öncesinde yeni Anayasa ile ilgili vaatlerini görmek istediklerini ifade etti.

Sheraton Otel'deki Yüksek İstişare Konseyi toplantısında konuşan Başkan Boyner, uluslararası siyaset ve ekonomi ile Türk siyaset ve ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Coğrafya ve tarihsel tercihler sebebiyle Türkiye'nin bugün dünya siyasetinde kayda alınması gereken bir ülke konumunda bulunduğunu aktaran Boyner, eksen kayması tartışmalarına şu açıklamayla girdi: "Stratejik açıdan dünyanın ağırlık merkezi Hazar havzası ve Basra Körfezi üzerinden doğuya kayarken, Ortadoğu'da seksen yıllık düzen ve iktidar yapıları dağıldı. Bu gelişmeler Türkiye'nin önüne önemli fırsatlar çıkardı."

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun büyük bir enerjiyle sürdürdüğü gayretlerinin Türkiye'nin yeni duruma uygun bir vizyonu detaylandırmaya çalıştığını kaydeden Boyner, Türkiye'nin son yıllarda çevresiyle daha yakın ve sıcak ilişkiler geliştirmeye başladığının altını çizdi.

"AB ÜYELİK HEYECANININ YERİNDE YELLER ESİYOR"

Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecine de değinen Ümit Boyner, "Bugün baktığımızda bir dönem kamuoyunu dalgalandıran AB üyelik heyecanının yerinde yeller estiğini görüyoruz. Bugün AB ile ilişkilerimizde geldiğimiz noktada sorunların kaynağı AB'de de olabilir, Türkiye'de de." dedi.

Türkiye'nin ve vatandaşlarının çıkarları için bu reform heyecanını yeniden hayata geçirmek gerektiğini aktaran Boyner, "Vurgulamak gerekir ki Türkiye er veya geç AB üyesi olacaktır. Bunun için gerekli adımların atılmasına TÜSİAD olarak her zaman destek vereceğiz." diye konuştu.

Türkiye'nin Sudan lideri Ömer el Beşir'e gösterdiği ihtimam ve benzeri görüntülerle İsrail ile yaşanan keskin krizi eleştiren Boyner, bunların Türkiye'nin stratejik eksenini kaydırdığına dair bir algıyı yaygınlaştırdığını savundu. TÜSİAD Başkanı, "Neyse ki üç hafta önce Lizbon'da gerçekleşen NATO zirvesiyle birlikte stratejik açıdan Türkiye'nin yön değiştirmesinin söz konusu olmadığı açığa çıktı. Ancak gene Lizbon zirvesinde yaşananlar ve tartışılan konular NATO ile AB ilişkilerinin Kıbrıs tarafından rehin alınmasının sürdürülemez olduğunun da altını çizdi." ifadelerini kullandı.

Boyner, iç siyasete ilişkin açıklamalarında, son on yılın net bilançolarından birinin Türkiye'de sivilleşme yönünde önemli ölçüde mesafe kaydedildiği olduğunu söyledi. Dernek başkanı Boyner, "Ancak hukukun üstünlüğünün tesisi, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, kuvvetler ayrılığının işlerliği, yasamanın temsili niteliğinin artması gibi konularda daha yapılacak çok iş bulunduğu aşikardır. Tıpkı idarenin şeffaflaşması, hesap verme zorunluluğun artması, yolsuzlukların önüne geçilmesi, sivil toplumla istişare mantığının benimsenmesi ve rekabeti bozan kuralsız mali girişimlerle mücadele konularında olduğu gibi." şeklinde konuştu.

"İĞNEYİ ÖĞRENCİLERE ÇUVALDIZI KENDİMİZE"

Öğrencilerin yumurta atma olaylarına da değinen Ümit Boyner, "Bu eylemlerin sonucunda gençlere iğne batırırken kendimize çuvaldız batırmak gerek." dedi. TÜSİAD Başkanı, şöyle konuştu:

"Yarınlar gençlerin diyoruz. Hepimizin ama hepimizin bir kez düşünmesi lazım: Gençlerimiz niçin öfkeli? Gençlere nasıl bir gelecek devrediyoruz? Genç işsizliği ortada; gençlerin eğitimle ilgili kaygıları yeterince cevaplanamıyor. 'Bu olayların arkasında örgütler var; bunlar öğrenci bile değil' gibi argümanlar veya daha fazla polis gücünü okullara sokarak yasaklar getirmek çözüm mü? Gençleri yeterince dinliyor muyuz? Onlara özgür düşünmeyi, özgür ifade etmeyi öğreten, bağımsız üniversiteler verebiliyor muyuz? Unutmayalım ki gençlik muhalefet demektir. Bizim tartışan, konuşan, sorgulayan gençlere ihtiyacımız var. Ben genç arkadaşlarımıza taleplerini ifade biçimleri tercihlerinde yanlış tarafa düşmemeleri için eylemlerinde şiddete başvurmamalarını önerebilirim. Ama bizlere, iş dünyasına, kanaat önderlerine, siyasetçilere, yöneticilere düşenin de anlayış, empati ve diyalog kurma çabası olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Susturma, azarlama, biber gazı, dayak, etiketleme ve yasaklama değil."

Haber Ara