Ergen gençler konusunu aralık ayı sayısında kapak konusu olarak işleyen Moral Dünyası dergisine açıklamalarda bulunan Psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar, ergenlik döneminin işlevsel olması ve ergenin toplumdan soyutlanmadan, narsistik bir yapıya bürünmeden bir kişilik yapılandırabilmesi için ebeveynlerin ergenin yetkinlik girişimlerini sabote etmemesi gerektiğini belirtti. Ebeveynin, ergenin gelişimsel çabalarını desteklemesi, saygıyla karşılaması ve onu takdir ettiğini göstermesi ancak belirli beklentileri olduğunu da bildirmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Sayar, şunları söyledi:
"Ebeveyn, ergenin hatalarını göz ardı etmemeli; hatalı davranışları ergene göstermeli, ancak onu küçük düşürmemelidir. Hatanın varlığını kabul etmesi ve düzeltmesi için ebeveyn ergene anlayış ve rehberlikle yaklaşmalıdır. Ergenin giderek daha da yakınlaştığı arkadaş gruplarını, sosyal çevreyi yakından tanıması gereken ebeveyn için bu çevreye kendini tanıtmak ve yine bu çevreyle kabullenici, yakın ilişkiler kurmak bir avantaj olacaktır. Özellikle diğer ebeveynler ve eğitmenlerle görüşme halinde olmak hem ebeveynin ergeni uzaktan takibini mümkün kılacak ve onu rahatlatacak; hem de ergenin kendi kimliğini oluşturabilmesi için ona yeterli alanı sağlayacaktır."
Anne-babanın ergene yaklaşımının, ergenin yapılanan kişiliğinde çok önemli bir yere sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sayar "Anne-babanın anlayışlı, empatik ve destekleyici yaklaşımı ergenin hayatında karşılaştığı birçok zorluğun üstesinden gelmesinde ona yardımcı olacaktır. Ancak her zaman anne-babalar ergenle iletişim kurmada yeteri kadar başarılı olamayabilirler. Ebeveynlerin yüzleşmekten çekindikleri şahsi sorunları ya da üstesinden gelemedikleri ve yoğun stres kaynağı olan yaşamsal sorunlar ergen ve ebeveyn arasındaki iletişimin azalmasına sebebiyet verebilir. Böyle bir durumda özellikle Doğu toplumlarında daha çok görülen kolektivist aile yapısı; ergenin ihtiyaç duyduğu anlayış ve kabullenme ortamının sağlanmasına, ergenin yeteri kadar gözlem altında olmasına ve gelişimini devam ettirmesine yardımcı olacaktır. Kolektivist aile yapılarında ebeveyn ve kardeşler dışında kalan yakın akrabaların koruyucu etkisi, ergenin bir köke, bir bağa sahip olduğunu ona hissettirecektir. Aidiyet duygularını tadan ergen için dönemin getirdiği sıkıntı ve zorluklar daha kolay baş edilebilir hale gelecektir. Öyleyse tüm insanların ihtiyacı olduğu gibi, ergen de özellikle bu hassas dönemde hem ebeveynlerinin, hem de geniş ailenin desteğine ihtiyaç duymaktadır. Ebeveynin kaybının yaşandığı ya da ebeveynin psikolojik sorunlar nedeniyle ergene yeteri kadar özenle yaklaşamadığı durumlarda bu büyük ailenin koruyucu ve kabullenici yapısı ergen için sığınılacak ve güvenilecek bir liman olacaktır." dedi.
