TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, dün Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde uğradığı yumurtalı saldırıyla ilgili olarak, öğrencilere kırgın olmadığını, fakat olayı saptıran basına kırgın olduğunu söyledi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yarın gerçekleştireceği Yüksek İstişare Konseyi toplantısı öncesinde Ankara Sheraton Otelinde bir resepsiyon verdi.
Resepsiyona katılan TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, dün Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde uğradığı yumurtalı saldırıyla ilgili geçmiş olsun dileklerini kabul etti.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç de Kuzu'ya geçmiş olsun dileklerini iletirken iki siyasetçi arasında şu diyalog yaşandı:
Kamer Genç: Birkaç tane yumurta ile sizi ziyarete gelmek istiyorum.
Burhan Kuzu: 70-80 tane yumurtadan birkaç tanesi çift sarılı çıktı, bunlara üzüldüm aslında.
Kamer Genç: Size cılk yumurta atmışlar.
Burhan Kuzu: Değil, değil. Komisyon başkanıyım ya ''kaliteli yumurta atalım hocaya, ancak karşılar demişler.'' Belki sen gitseydin cılk atarlardı, ama bana onu atmadılar yani. Bana gelen çift sarılıydı.
Kamer Genç: Cılk arkadaşlar.
Burhan Kuzu: Bana çifte sarılı, valla acıdım.
Kamer Genç: Bana çocuklar sordular, ''kaliteli mi atalım, cılk mı atalım.'' Ben dedim cılk atın.
Burhan Kuzu: Demek ki yanlış attılar.
Kamer Genç: Neyse geçmiş olsun.
''SAMİMİ BİR GENÇMİŞ OLSUN MUYDU?''
Basın mensuplarının Kuzu'ya Genç ile ne konuştuğunu sormaları üzerine Kuzu, Kamer Genç'in kendisine geçmiş olsun dediğini belirterek, ''Kamer beyin yaşı var, başı var, yani geçmiş olsun diyen bir adama ne diyeyim'' dedi.
Bir gazetecinin ''Samimi bir geçmiş olsun muydu?'' şeklindeki sorusu üzerine, ''Öyle görüyoruz, insanların içini okuyamayız'' yanıtını verdi.
Gazetecilerin Abdüllatif Şener'in de Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne gideceğini söylemeleri üzerine de Kuzu, Şener'in doktora, yüksek lisans dersine girdiğini ve bu şekilde gitmelerde bir şey olmayacağını kaydetti.
''BENİM BABAM DA YAPAR BU DEKANLIĞI''
Gazetecilerin ''Orada böyle bir şey olacağını düşünmediniz mi?'' şeklindeki soruları üzerine Burhan Kuzu şunları söyledi:
''Bu olayların zaten olacağı konusunda emniyet de uyardı bizi, öğrenciler de ikimizi de (CHP Genel Sekteri Süheyl Batum). Ama Süheyl beyin programı iptal etmeyelim, gidelim' dediği için, bir anda iki siyasetçi gitmiş oldu. Emniyet, dekanlık, rektörlük tedbir alır düşüncesiyle gidildi. Ama gerekli tedbir alınamamış. Biraz zaaf olmuş, sayın dekan fakültesine girenden, çıkandan bihaber. (Onların çoğu benim öğrencim değil zaten) diyor. Nereden girdi, nasıl girdi, niçin girdi bu çocuklar? Senin fakülten zedeleniyor, senin üniversiten zarar görüyor yazık değil mi?
Efendim, ve ben oradayken kendisi dördüncü katta oturuyor, aşağıya inmiyor şahsım için demiyorum bunu, protokol anlamında söylemiyorum, yani o önemli değil. Ama fakültede kıyamet kopuyor, kendisi piyasada yok. (Onlar benim öğrencim değil) diyor. O zaman burası yol geçen hanı. Dedim (bu dekanlığı benim babam da yapar), yani dediğim bu.''
''BAL GİBİ BİLİYORLARDI''
Kuzu, güvenlik güçlerinin bir eksiği olup olmadığı yönündeki sorular üzerine, kendisinin koruması bulunmadığını söyledi.
Kendisinin Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde bir kulüp öğrencileri tarafından 35 gün önce davet edildiğini, söz konusu kulübün de dekana haber vererek bu tür davetleri yaptığını kaydeden Kuzu, ''Yani kendi kafalarına göre yapmıyor. Herşeyi biliyorlar, buna rağmen gerekli tedbir alınmamıştır'' dedi.
Kuzu, şöyle devam etti:
''Özellikle de yani Siyasal Bilgiler Fakültesi bağlamında söyleyeceklerim şu: Süheyl Batum konuşurken ön sırada iki sıra öğretim üyesi var. Ben vardım, efendim ilaç desen bir tane öğretim üyesi yok. Bunu da söyleyim de basının haberi olsun. Demek ki öğretim üyeleri de, dekanlık da, idare de bal gibi biliyordu, bu yumurtanın atılacağını.
Ben de biliyordum, ama hoca olarak 15 dakika yumurtanın atılmasını takip ettim. Yumurta saydık, hangisi çift hangisi tek sarı. Yumurta bitmedi, bitmeyince çıkmak durumunda kaldık. Ben zannettim ki (hocam bitmiştir, tamam, hadi buyur) diyecekler, ama demediler. Yani benim sizden ricam, üniversite öğrencilerini kimse gaza getirmesin. Buradan elini bütün muhalefet ve kimse arkasından çeksin. 68 kuşağı bu memlekete çoğa patlamıştır. 5 bin gencimiz ölmüştür, yazık, çok çok yazık. Bunu özellikle belirtmek istiyorum, ve polis gidemez denen üniversiteye 1980 darbesinden sonra asker girdi, elinde dipçik, benim sınıfımda bin kişilik İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde, orada ders anlattık, konuşan öğrenciye (hocam vurayım mı) diye hemen dipçiğin arkası çevriliyordu. (Aman dur, ne vuruyorsun, vuracak bir şey yok) diyorduk bizde. Bakın bunlar kötü şeyler.''
''YUMURTA YARIŞINA GİRECEK HALİMİZ YOK''
Tekrar davet alsa gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine Kuzu, güvenlik sağlanırsa her zaman gideceğini söyledi.
Kendisinin 30 sene öğretim üyeliği yaptığını ve öğrenciler tarafından her zaman sevildiğini, diyaloğunun iyi olduğunu anlatan Kuzu, ''En beğenilen hoca değerlendirmesinde 10 yıl aralıksız birinciliği aldım ben'' diye konuştu.
Öğrencilerin kullanılmasına üzüldüğünü ve acıdığını kaydeden Kuzu, ''Öğrenci böyle olmamalı, taş atan çocuklardan farklı olmalı'' dedi.
Bir gazetecinin ''Onlar yumurta attı, taş değil'' şeklindeki sözleri üzerine Kuzu, bugün yumurta atanın, yarın taş atacağını söyledi. Kuzu, ''Diyelim ki benim orada konuşma için çağrılan bir hoca olarak kürsüdeki ifade özgürlüğümü ve de yüzde 90 küsur dinlemek üzere gelen öğrencinin bu hakkını kim koruyacak. Bunun cevabını kim verecek ben sana soruyorum'' dedi.
''BEN BASINA KIRGINIM''
''O gençlere kırgın mısınız, affetmeyi düşünmez misiniz?'' şeklindeki bir soru üzerine Kuzu, gençlere kırgın olmadığını, öğrencilere kapısının her zaman açık olduğunu, fakat olayları saptıran basına kırgın olduğunu söyledi.
Kuzu, Konferansı düzenleyen öğrencilerin Süheyl Batum'u ziyaret ettiğini, yarın akşam üzeri de kendisini ziyarete geleceğini sözlerine ekledi.