Veriminin yüksek, ürünün raf ömrünün uzun, yol nakliyesine imkân vermesi ve mevsiminin dışında üretilebilir olması ve tüketicilerin her mevsim domates yemesi için çiftçilerin üretimlerinde hibrit tohumunu kullanmayı tercih etmesinden yola çıkan OMÜ Ziraat Fakültesi Tarımsal Biyoteknoloji Bölümü bilim adamları, hem ithalatın önüne geçebilmek hem de yerli tohumlardan yüksek verimli hibrit tohumu üretmek için çalışma başlattı.
3 yıl önce hazırladıkları projeyi rektörlük destekleriyle hayata geçiren Tarımsal Biyoteknoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Okumuş ile yüksek lisans öğrencisi Şenay Dağıdır, moleküler DNA tekniklerini uygulayarak laboratuvarlarda test ettiklerinde yerli anaç domates tohumlarından birbirinden farklı görünüşte tamamen homojen, verim yönünden üstün hibrit domates yetiştirilebileceğini tespit etti. Fakültenin araştırma serasında da üretime geçen bilim adamları, yerli tohumlardan özel hibrit anaç domates yetiştirmeyi başardı.
PROF. DR. OKUMUŞ: 'HİBRİT DOMATES ÜRETİLEMEZ' TEZİNİ ÇÜRÜTTÜK
Proje çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ahmet Okumuş, ortaya koydukları başarının 'hibrit domates üretilemez' tezini çürüttüğünü söyledi.
Prof. Dr. Okumuş, '5-6 senedir bu projenin peşindeydik. Çeşitli bölgelerden topladığımız 35 çeşit domates tohumlarını ektik. Bunlar arasında görünüş farklılığı olanlardan hangisinin ıslah edilebileceğini ve hibrit tohumuna uygun olabileceğini seçtik. Laboratuvarda tohumların genetik olarak birbirinden farkını, görünüş ve aynı özellik taşıyıp taşımadıklarını test ederek inceledik. Çünkü anaçların saf halde olmasını temin etmemiz gerekiyor. Testler sonucunda elde ettiğimiz verilerle de tohumun genetik yapısını yönlendirdik. Bu testlerden sonra tohumumuza başarılı anacı seçip saflaştırdık. Şuan seramızda dilimli, uzun, tombul, kiraz ve yuvarlak şekillerde domates tipleri yetiştiriyoruz.' dedi.
Projeyle Türkiye'nin kendi tohumunu üretmesini amaçladıklarını dile getiren Tarımsal Biyoteknoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Okumuş, bunun elde edilmesi ve kaynakların iyi kullanılması halinde sektörde Türkiye'nin kendini kanıtlayacağını ifade etti.
Prof. Dr. Okumuş, şöyle devam etti: "Bunun sonucunda bilimsel olarak bu işlemlerin laboratuvarlarda yapılabildiği açık hale gelecek, bu bitkilerle ilgili elimizde genetik veri tabanları olacak. Projenin aynı zamanda sosyo-ekonomik boyutu da var. Bu proje gerçekleşirse ve eğer anaçlar üretime geçerse aynı zamanda iyi bir istihdam kaynağı da olacaktır. Özel sektör sahip çıkarsa bundan herkes faydalanır diye düşünüyorum. Destek verilirse projenin ülkemize katkısının olacağı açıktır.' ifadelerini kullandı.
Uzun yıllardır karpuz tohumunu Amerika'dan, domates tohumunu Fransa, ABD ve Hollanda'dan, lahana tohumunu Almanya ve Hollanda'dan, turşuluk hıyar tohumunu da yine ABD'den satın alan Türkiye, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tohumculuk Daire Başkanlığı verilerine göre geçen yıl 30 bin ton tohuma 158 milyon dolar ödedi. Türkiye'de toplam sebze üretimi içerisinde yüzde 40'lık payı olan domates, üretiminde elde edilen verimin yüksek, ürünün raf ömrünün uzun, yol nakliyesine imkân vermesi ve mevsiminin dışında üretilebilir olması sebebiyle hibrit tohumunun tercih edildiği sebzeler arasında başı çekiyor. 2009'da 47 bin kilogram domates tohumluğu ithal edilirken, 22 bin 970 kilogramı hibrit olmak üzere 10 milyon 745 bin ton domates üretildi.