'ŞÜKRAN MORAL'IN YAPTIĞI SANSASYON, BUGÜN CİNSELLİKLE ZATEN 50 BİN ŞEKİLDE YÜZLEŞİLİYOR'
"Performans sanatı netice itibariyle bir formdur. Hareket bunun içinde çok egemendir. İnsanın bilinçaltına saldırır. Çünkü insanın bütün halini tavrını belli eden şey bilinçaltıdır. Doğrudan doğruya hedef seyircinin bilincidir. Performans sanatının sansasyonel tarafı vardır ama biz burada seyircinin hangi bilinçaltına gireceğiz. Burada iddia edilen şey cinsellikle yüzleşme ise zaten çokça yapıyoruz. Bu asırda cinsellikle zaten 50 bin şekilde yüzleşiliyor. İnternete girdiğinizde binlerce şekilde görüyorsunuz. Aynı eylemi yani iki kadının yaptığını gece kulüplerinde görüyorsunuz. Burada ilginç olan mahremin ifşa edilmesi midir? Mahrem her zaman ifşa ediliyor zaten. Bu performans neticede bir tasarımdır, bir düşüncedir. Ama bunun ne kadar sanatla ilgisi vardır tartışılması gereken bu. Burada Şükran Moral'ın yaptığı şey bence biraz sansasyonel. Baktığınız zaman bu gösteri değmez. Bu düşünce bile değmez."
'MÜSTEHCENLİK GİŞE İÇİN SANATA ALET EDİLİYOR, BU SANATA İHANETTİR, AYIPTIR'
"Müstehcenlik sanata alet ediliyor. Yani gişe için bu yapılıyor, bu ayıptır. Teamüden bir oyuna yakışsın ya da yakışmasın esere ve seyircinin olumlu anlamda dönüşmesine hiçbir katkısı olmayan müstehcenliğin hiçbir katkısı yok. Sanata da yok, seyirciye de yok. Hatta ben bunun sanata ihanet olduğunu düşünenlerdenim. Ama eğer oturuyorsa hikayeye bir çıplaklık o ayrı tabi. Yani bir oyuncunun salt orasını burasını görmek kimin ne işine yarar? Bu artık miadını doldurdu."
'ÖLÜM DE OLSA GÖSTERİ DEVAM EDİYOR, KUTSAL DEĞİL, TİCARİ OLDUĞU İÇİN '
Kozmik Oda'da Haluk Bilginer'in başlattığı, geçtiğimiz günlerde oyuncu Onur Bayraktar'ın geçirdiği kaza sonucunda vefat etmesinin ardından bir kez daha gündeme gelen "ölüme rağmen perde açma" tartışması da konuşuldu. Rıdvan Memi'nin "Bunu doğru buluyor musunuz" sorusuna Kenan Işık şu cevabı verdi:
"Oyuncunun annesi öldü ya da başka bir yakını öldü. Burada söylenen "Gösteri devam etmeli" cümlesi tamamen ticari bir cümledir. Çünkü gösteri dediğiniz şey arkasında ciddi sermaye olan bir şeydir.Büyük bir masraf. Şimdi bir gece oynanmadığını düşünün oyunun.İşte bu yüzden denmiştir ki annen de ölse baban da olsa "Show must go on". Yani tamamen ticari bir cümle. Hiç kutsallaştırmaya da gerek yok. Bu yüzden de ben bunun arkasında değilim. Haluk Bilginer'e de bir ölçüde katılıyorum açıkçası."
'ONUR BAYRAKTAR'IN YERİNE ERTESİ GÜN BİRİNİ ÇIKARMAK DOĞRU DEĞİL'
"Bu doğru bir şey değil onu söyleyeyim. Yani hemen ertesi gün Onur'un yerine birini sahneye çıkartmak doğru bir şey değil. Ve bunu da kutsala yüklemek. Yani şov devam etmeli. Hayır etmeyebilir. O oyunda oynuyor olsam hemen ertesi gün oynamak istemezdim. Onur'la birlikte oynayan arkadaşlarına da ağır bir yük bindi. O oyundan ne beklersiniz Allah aşkına. O oyuncular birgün önce Onur'la oynarken bir gün sonra ölümünü görüp gerçekten başarılı olabilecek mi? Onur Bayraktar'ın öldüğünü bütün seyirci biliyor. Oraya gelen her seyirci biliyor. Onun için yüreği yanmış. O yüzden oraya gelindiğinde "çok özür dileriz size bileti sattık ama Onur bu akşam yok biliyorsunuz. Bize izin verin Onur'un yerine birini hazırlayalım sonra gelin" bütün seyirci gerçekten de çok saygıyla hiç önemli değil deyip dönecekti ve daha sonra o oyuna gelecekti."
'GİŞE FİLMİ YAPMAK TEKSTİLLE UĞRAŞMAK GİBİDİR, SANAT DEĞİL'
Rıdvan Memi'nin TÜİK verilerinden hareketle son 5 yılda Türk sinemasında yaşanan film ve seyirci artışını nasıl değerlendirdiği sorusuna Kenan Işık'ın verdiği yanıt çarpıcıldı:
"Popüler dediğimiz alana giren, gişeyi hedefleyen sanatsal bir iddiası olmayan filmler var. Ticari diyoruz buna gişeyi hedefler ve para kazandırır. 10 lira verirsiniz bir film yaparsınız size 50 lira olarak geri döner. Tekstille uğraşmak gibi bir şeydir. Bu da zaten bu amaçla yapılan bir şeydir. Ticaridir. Ama beri taraftan ticari olmayan bir alandır ki bence sinema öyle olması gereken bir alandır."
'TÜRKİYE'DE SEBZE YERİNE SANATÇI YETİŞTİRİLİYOR'
Kenan Işık'ın Kozmik Oda'da yaptığı sarsıcı açıklamalardan biri de estetik kuramcı Terry Eagleton'ın "sebze yerine sanatçı yetiştirilmesi" söylemi üzerineydi. Rıdvan Memi, Işık'ın bu alıntıyı 2007-2008 İstanbul Kütür ve Turizm Değerlendirmesi'nde yayınlanan makalesinde kullandığını hatırlatarak "Türkiye'de böyle olduğunu mu düşünüyorsunuz" diye sorunca Kenan Işık şu cevabı verdi:
"Sebze yerine sanatçı yetiştiren bazı ülkeler var. Türkiye de bundan uzak değil. Türkiye'de de bu böyle bana sorarsanız. Bir piyes çalıştığınız zaman bunu net olarak görüyorsunuz. Oyunlara baktığınız zaman ne kadar geri olduğunu. Tiyatroyu tiyatro yapan bütün ögelerin ne kadar eskimiş olduğunu görüyorsunuz. Bunun içinde seyirciyi gişeye davet ediyorsunuz. Seyirci gelmiyor ve kaçıyor."
'BİZ ACI ÇEKERKEN KUKLA OYNATIYORMUŞ GİBİ BİZİ İZLİYORLAR'
"Sanatın içinde bulunduğu bütün bu vahim durum esasen bütün sanatçılara acı çektiriyor. Biz bunu belki öteliyoruz belki görmezden geliyoruz ama bazı arkadaşlarımı gördüğüm zaman derinden bu acıyı hissediyorum. Ama acının kaynağı nedir ve ne yapmamız lazım meselesinde hakkaten kafa karışık. Herkes oturmuş bizi seyrediyor biz acı çekerken. Sanat çok ihmal edilmiş durumda bu yüzden sanatçı olarak da mecburen acı çekiyoruz ve acı çekerken de magazin gazetelerinde orda burada sanki kukla oynatıyormuşuz gibi bizi izliyorlar. Kendimi bütün bu eleştirilerden de uzak tutmuyorum."
ZAMAN