Aynı zamanda TAV Holding'in işlettiği havalimanlarındaki özel güvenlik sistemini de kuran Yusuf Acıbiber, Cihan Haber Ajansı'nın havalimanı güvenliğinin nasıl olması gerektiğine yönelik sorularını cevapladı. Acıbiber, dünyadaki bütün havalimanlarında uygulanacak uçuş güvenliği standardının 188 üye ülkesi olan Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu'nun (ICAO) belirlediğine işaret etti. Eski emniyet müdürü, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya itibariyle daha fazla önlem için aynı zamanda Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC) üyesi olduğu ve 1996 yılında Milli Sivil Havacılık Güvenlik Kurulu'nu (MSHGK) oluşturduğunu kaydetti.
Türkiye'nin terörden en fazla etkilenen ülkelerde biri olduğunu ifade eden Acıbiber, tedbirlerin havalimanı terminal güvenliğinden çok uçuş güvenliğine yönelik alınması gerektiğini dile getirdi. Acıbiber, "Havalimanlarında polisin yanı sıra gümrük, özel güvenlik ve havayolu şirketlerinin kendi güvenlik ekipleri bulunuyor. Bu görevliler her havalimanındaki güvenlik komisyonlarının risk değerlendirmesi sonucu aldığı kararları uygulamak zorunda. Dönemsel olarak risk ölçütlerine göre alarm seviyeleri artırılıp, azaltılabiliyor. Bunlar yapılırken yolcular bazen abartılarak aramadan geçirilebiliyor. Ancak asıl yapılması gereken uçağa binecek kişiler ile uçağın güvenliğinin sağlanmasıdır." açıklamasını yaptı.
Uçuş güvenliği tedbirlerinin öncelikle; uçak personel, uçağa binecek yolcular, ikram edilecek yiyecekler ile uçağın apronda güvenli bir yerde bekletilmesi üzerine kurulması gerekliliğini izah eden eski emniyetçi, 11 Eylül'ü yaşayan ABD'nin bile terminal girişlerinde arama yapmadığını hatırlattı.
GÜVENLİĞİ SAĞLARKEN İNSAN HAYATI KOLAYLAŞTIRILMALI'
Yusuf Acıbiber şöyle devam etti; "Bütün dünya 11 Eylül'de uçakların silah, roket olarak kullanıldığını gördü. Atatürk Havalimanı'nı her gün ortalama bin kadar uçak kullanıyor. Bir düşünün buradan havalanan 5 uçak gideceği ulaşmayınca dünya ayağa kalkıyor, büyük bir sorun oluyor. Bu yüzden uçuş güvenliği çok önemli. Üzerinde düşünülmesi değil kesinlikle uygulanması gereken bir konu. Eskiden güvenlik teknolojisi yetersizdi. O yüzden yolcuları mecburen bagajlarıyla birlikte terminal girişlerinde arıyorduk. Ama şimdi tüm 2.5 yıldır dünyadaki havalimanlarında, uçak altı bagaj taramasında kullanılan EDS cihazları var. Son derece gelişmiş bu cihazlar yolcuların uçağın kargo bölümüne alınacak eşyalarını detaylı şekilde aranmasını sağlıyor. Yolcuları aramak için de el dedektörü ve x-ray kapı cihazları mevcut. Ancak şu andaki uygulamada terminal girişlerinde yolcuların yanı sıra karşılayıcı, uğurlaşıcı ve personel didik didik aranıyor. Her yerde sıra var."
Yusuf Acıbiber, Türkiye'de havacılığın son 8 yılda önemli gelişme gösterdiğini de söyleyerek, "Buna paralel güvenlik teknolojilerin de gelişiyor. Güvenliği sağlarken insanların hayatını kolaylaştırmamız lazım. Bence terminal girişlerindeki güvenlik kontrolleri sorgulanmalı." önerisinde bulundu.