İki gün boyunca Ankara ve İstanbul'da önemli temaslarda bulunacak olan Gilani, ziyaret öncesi Zaman'a verdiği özel mülakatta, selzedelere yapılan yardımlar için Türk halkına minnetlerini sundu. Türkiye'nin 'komşularla sıfır problem' politikasını takdirle izlediklerini kaydeden konuk Başbakan, "AB üyelik sürecini destekliyoruz. Batı ile Doğu arasında önemli bir köprü olacaktır. Türkiye'nin gelişimi ve ilerlemesiyle gurur duyuyoruz. Türkiye'nin gücü bizim gücümüzdür." dedi. Gilani, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz yıl ilan ettiği Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'ni ise, 'iki ülke ilişkilerinde stratejik bir rota çizilmesi adına benzersiz bir platform' olarak değerlendirdi.
Pakistan Başbakanı Syed Yusuf Rıza Gilanî, bugün Ankara'da başlayacağı resmi temasları öncesi Zaman'ın gündeme ilişkin sorularını şöyle cevaplandırdı:
Türkiye-Pakistan ilişkileriyle başlarsak, tarihî geçmişi olan ilişkiler ne düzeyde? Kardeşlik mesajlarının ötesinde, istenilen düzeye ulaştığını söyleyebilir miyiz?
Pakistan, Türkiye'yle olan kardeşçe ilişkilerinden gurur duymaktadır. Köklü ilişkilerimiz tarihe, kültüre ve ortak inanca dayanmaktadır. Bu 'özel ilişkiyi' iyi niyetimizle daha ileri safhalara taşımaya kararlıyız. Hükümetler arası ilişkiler mükemmel düzeyde. İki ülke insanı arasında engin sevgi ve muhabbet mevcut. Ancak, insanlar arasında kişisel teması sağlamamız lazım. Eşsiz samimi ilişkilerin gelişen ekonomik ve ticari ilişkilere dönüşmesi cesaret veriyor. Ekonomik, eğitim, kültür ve bilgi değişimi programları olumlu neticeler verecektir.
Hangi alanlarda ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorsunuz? Ve Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) çalışmaları ilişkileri hangi seviyede artıracak?
İlişkilerimizi enerji, altyapı gelişimi, tarıma dayalı sanayi, inşaat, madencilik, ortak askeri malzeme üretimi, bilgi teknolojisi vb. gibi farklı alanlara taşımak zorundayız. YDİK, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen sene ekim ayında İslamabad'a yaptığı ziyarette ortaya koyduğu bir fikirdi. YDİK'in iki kardeş ülke arasındaki ilişkilerde uzun dönemli stratejik bir rota çizilmesinde, benzersiz bir platform oluşturacağını düşünüyoruz. En yüksek karar verme mekanizması olarak, ekonomik ilişkilerimizi geliştirme potansiyeline sahiptir.
Ziyaretiniz sırasında "Cumhuriyet Nişanıyla" onurlandırılacaksınız ve TBMM'de Genel Kurul'a hitap edeceksiniz. Bu sizin için ne anlam ifade ediyor? Ziyaretiniz öncesinde Türkiye'ye ve Türk halkına neler söylemek istersiniz?
Türk liderlere, Pakistan halkının seçilmiş temsilcisine, Türk halkının seçilmiş temsilcilerine hitap etme fırsatı verdiği için müteşekkirim. Pakistan Başbakanı'nın TBMM'ye hitap etmesi kuşkusuz büyük bir onurdur. Ekselansları Cumhurbaşkanı Sn. Abdullah Gül'e, beni Cumhuriyet Nişanı ile onurlandırdığı için minnettarım. Mevkidaşımın daveti üzerine Türkiye'yi ziyaret etmemin sebebi benzersiz ilişkilerimizi tasdiklemek ve ileri bir seviyeye taşımak. Türk işadamlarıyla bir araya geleceğim ve enerji, altyapı, tarım, demiryolu ve karayolu ağlarının bağlanmasıyla ilgili yatırım imkânlarını araştıracağız. Türk halkına, Pakistanlı selzedelere devam eden destekleri için, Pakistan hükümetinin ve halkının minnetlerini iletmek isterim.
Türkiye'nin son 10 yılda uyguladığı 'komşularla sıfır problem' politikasını Pakistan, Hindistan ve Afganistan'la ilişkilerinde uygulayabilir mi?
Türkiye'nin 'komşularla sıfır problem' politikasını takdirle izliyoruz. Bu Atatürk'ün "Yurtta sulh dünyada sulh" vizyonunun bir devamı niteliğinde. Bu temel ilkeler ve idealler, gayet ilham verici ve gıpta edilecek hususlardır. Pakistan, Güney Asya'da komşularıyla barış içinde bir arada var olmayı arzulamaktadır. Hindistan'la çözülmemiş Keşmir meselesi dahil olmak üzere, bütün konuları kapsayan kapsamlı bir diyalog sürecine kendimizi adamış durumdayız. Pakistan'ın Afganistan'la dostane ilişkileri mevcuttur. İki ülke ilişkilerini geliştirmek için birlikte çalışmaktadırlar.
Pakistan'daki iç meseleler ve istikrarsızlık neticesinde, teröristlerin Pakistan'ın nükleer ve füze teknolojisini ele geçirebileceği ve Batı'ya karşı kullanabileceği yönündeki Batı'nın kaygılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim nükleer güvenlik sistemimiz üç katlı bir komuta ve kontrol kademesiyle yönetilip desteklenmektedir. Bu nükleer güvenliği kapsayan düzenleyici bir rejim ve kapsamlı ihracat kontrolü içermektedir. Demokratik hükümetimiz, Parlamento'dan ulusal komuta kademesi kararını geçirmiştir. Ulusal güvenlik konusunda politikalarını ve uygulamalarını inceleyen bir Parlamento Komisyonu kurduk. Nükleer Güvenlik Aksiyon Planı'mız (NSAP), UAEK ile koordinasyon halinde uygulanmaktadır. Nükleer silahlarımızın teröristlerin eline geçebileceği endişeleri, temelsizdir.
Pervez Müşerref geçenlerde Pakistan'ın başka bir askeri müdahaleye doğru gittiğini ifade eden bir açıklama yaptı. Buna katılıyor musunuz?
Bir evrim sürecinden geçerken Pakistan demokrasisi sağlam kökler salıyor. Halkımızın refahı için görevlerimizin bilincindeyiz. Elimizin güçlenmesine sebep olan şey halkımızdan aldığımız destektir. Güvenlik güçlerimiz, dünyadaki en iyi eğitilmiş ve organize kuvvettir. Ordu devletin bir kurumudur ve biz onun profesyonelliğiyle gurur duyuyoruz. Ordu Komutanı General Kiyani net bir biçimde ordunun Pakistan'ın tüm siyasi yönetimine saygısını dile getirmiştir. Bu açıklama bütün bu iddiaları bastırmaya yetecektir. Devlet kurumlarımız, anayasanın belirlediği ölçüler itibarıyla görevlerini tam olarak yerine getirmektedir. Kendisi bir diktatör olan Müşerref'in Pakistan'ın gelişen demokratik referanslarını karalamaya hakkı yok.
Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği Pakistan için ne ifade ediyor? Türkiye'deki reform sürecini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye'nin AB üyelik sürecini destekliyoruz. Türkiye, Batı ile Doğu arasında önemli bir köprü olacaktır. Türkiye'nin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dinamik liderliğinde öncü bir sanayi ülkesine dönüşmesi övülmeye değerdir. Türkiye'nin gelişimi ve ilerlemesiyle gurur duyuyoruz. Türkiye'nin gücü bizim gücümüzdür.
Kabil'le taahhütlerimizi yineledik
Türkiye'nin Afganistan'ı ve Pakistan'ı yakınlaştırma çabaları, Kabil ile İslamabad arasındaki ilişkilerin normale dönmesinde ne kadar faydalı oldu?
Türkiye tarafından ortaya konulan Pakistan ve Afganistan'ı içeren üçlü zirve süreci, önemli inisiyatiflerden biridir ve aramızdaki karşılıklı anlayış ve işbirliğinin gelişmesine birçok katkı sağlamıştır. Anlaşılacağı üzere değişik hususlarla uğraşıyoruz. Bunların hızlı bir çözümü yok. Bu sebeple görüşmelere devam etmeliyiz. Biz Pakistan'da, sabır ve sebatla Afganistan'da barış ve istikrarı sağlayacağımızı düşünüyoruz.
İslamabad'ın, Pakistan istihbaratı ISI dahil değişik şekillerde Taliban'a yardım ettiği ve Afganistan'daki bazı saldırıların arkasında olduğu iddialarına ne diyorsunuz? Türkiye'den önce Afganistan'ı ziyaret ettiniz. Ziyaretiniz nasıl geçti?
Pakistan ve Afganistan yapışık ikizlerdir. Bölgemizdeki ekonomik ve sosyal gelişme, Afganistan'ın barış ve istikrarıyla direkt olarak ilişkilidir. Bu yüzden Afganistan'ın barış ve huzur içinde olması, sınırlarımızda barış ve istikrar olması, bizim arzumuz ve taahhüdümüzdür. Bazı çevreler tarafından ısrarla sunulan aksi tezler tamamen ikiyüzlü ve samimiyetsizdir. Afganistan'la olan ilişkilerimizin derinliği ve Afganistan'ın geleceğine olan inancımız, son otuz yılda Pakistan'da eğitim görmüş ve Afganistan'ın özel ve devlet kurumlarında veya yurtdışında görev alan 28.000 Afganlıyla daha iyi açıklanabilir. Yaklaşık 500.000 Afganlı mülteci çocuk Pakistan okullarında eğitim görmektedir. 6000'den fazla Afganlı öğrenci Pakistan'da yükseköğrenim görmektedir. Pakistan üniversitelerinde, Afganlı öğrenciler için 2000 burs ayrılmıştır. 2015'e kadar ticaret hacmimizi 5 milyar dolara çıkartmak için iki ülke de taahhütte bulundu. Pakistan limanlarıyla, Afgan transit ticaretine imkân sağlamaktadır. Yeni Afganistan-Pakistan Transit Ticaret anlaşması-APTTA ikili ekonomik işbirliğinin gelişmesinde yeni ufuklar açacaktır. Ve son otuz yılda çok sayıda önemli işadamı, ticaret hayatlarına Pakistan'da başlamıştır. 4-5 Aralık tarihlerinde Kabil'e yaptığım ziyarette, Cumhurbaşkanı Hamid Karzai'yle çok verimli görüşmeler yaptık. İki tarafın ortak vizyonu doğrultusunda, yakın işbirliği ve ortaklık taahhütlerimize bağlı kalacağımızı yineledik.
NATO'nun 2014'e kadar tüm sorumluluğu Afgan hükümetine devretme kararını nasıl görüyorsunuz?
Koalisyon güçlerinin Afganistan'dan çekilme kararı bir dönüm noktasıdır. Afganistan'ın istikrara kavuşmasıyla daha ileri bir seviyeye taşınmasını istiyoruz. Biz Afganistan'daki durumun tekrar anarşi ve iç savaşa batmasını istemiyoruz. Afgan güvenlik güçlerinin 2014 yılına kadar ülkenin kontrolünü tamamıyla ele geçireceğini umuyoruz. Koalisyon güçlerinin sonsuza kadar Afganistan'da kalmasını beklemiyoruz. Pakistan, Afganistan'da istikrarı sağlayacak bu sürece, Afgan hükümetinin istediği şekilde destek vermeye devam edecek.
Türk okulları, sadece Pakistan için değil, tüm insanlık için faydalı
İlişkilerin kültürel boyutuna gelince, Pakistan'da Türk okulları olduğunu biliyoruz. Bu okulların ilişkilere önemli katkı sağladığını düşünüyor musunuz? Kültür ve eğitim alanlarında neler yapılabilir?
Pakistan ile Türkiye arasındaki güçlü devlet ve halk ilişkileri, hayırsever Türk insanının fedakarlığı ve eğitim işbirliğiyle canlandırılmış, Pak-Türk eğitim kurumlarıyla Pakistan'ın her bölgesine yayılmıştır. Şiarları, iki ülkenin birbiri hakkındaki düşüncelerini özetlemekte: "Biz kalbi birlikte atan iki ülkeyiz." Bu okullar hem şehirlerden hem de kırsaldan gelen öğrencilere kaliteli eğitim sunmaktadır. Kaliteli eğitim vermenin, benim hükümetimin önceliği olduğunu belirtmek isterim. Türkiye'nin bu sektöre katkısını bu bağlamda değerlendiriyorum, sadece Pakistan'ın değil tüm insanlığın bundan fayda sağlayacağını düşünüyorum ve "Herkes için Eğitim" vizyonumuzun gerçekleşmesine katkısı olacağına inanıyorum. Bu okullar, eğitim, enformasyon ve kültür gibi önemli alanlarda yakın işbirliğimizi destekleyecektir.
Zaman