Bahçeli'nin yeni matematik hesabını şöyle anlattı, "Her ülküdaşıma bir görev düşüyor. Daha önce MHP'ye hiç oy vermemiş ilkokuldaki 5 arkadaşını bulacaksın. Ortaokuldan 5 arkadaşını bulacaksın. Askerliğinizi yaptığınıza göre 5 asker arkadaşınızı bulacaksın. Mahalleden 5 arkadaşını bulacaksın, sokaktan da 4 arkadaşını bulacaksın. Toplayın 24.
49 milyon seçmen var, bunu 24'e bölerseniz ortaya çıkan rakam ülkücülerin oy temin etmesini gerektiren hane sayısını verir. Demek ki 19 milyon alabilirsek MHP iktidar olur."
MHP lideri 2009 yılında da Antalya'da partisinin büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısında partisini iktidara taşıyacak formülü açıklamıştı.
Bahçeli'nin o zaman ki formülü şöyleydi, "9 Şubat 1969, 9 Şubat 2009 MHP'nin 40. yılı. Bu sene siyasi partiler yasası gereği 9. büyük kurultayımızda 2009 yılında olacaktır. Demek ki 9 ışık 3 dalga 9'la iktidara doğru yürüyor demektir. Bu sebeple 2009 yılı hayırlara vesile olacaktır. MHP bügün ortaya koymuş olduğu milliyetçi fikri program haline dönüştürmüş, Türkiye'de muhalefeti ilkeli temiz ve çözüm üreten bir anlayışla sürdürmektedir. 2009 yılındayız. 2009'un sıfırlarının üzerine çarpı koyun, atın. İki sıfırı kaldırdık. Ne kaldı 29. 11 ile 29'u toplayın ne oldu, 40. Milliyetçi hareketinin 40. yılı. Bunlar tesadüf olamaz..."
Bu hesap uzun süre akıllarda kalmış, partililer "3 ay sonra seçimler yapılacak. İyi bir seçim stratejisi geliştirmek yerine rakamları toplayıp çıkararak buradan bir mucize beklemek siyasi bir parti liderine yakışmıyor" diyerek tepki göstermişti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yoğun ve aşırı İsrail karşıtlığının ardından birden bire ilişkileri normalleştirmek adına adım atılmasını ''tuhaf bulunduklarını'' belirterek, ''Lübnan'da, İsrail'den hesap soracağını haykıran Başbakan Erdoğan, ülkemizden iki uçakla yangın söndürmeye koşmuş, bu iltifata mazhar girişimi sayesinde İsrail Başbakanı'nın takdirini kazanmıştır'' dedi.
Değişik dönem ve zamanlarda Başbakan Erdoğan'ın İsrail ile olan kavgası ve bu ülkeye dönük sert sözlerinin herkesin hatırında olduğunu belirten Devlet Bahçeli, ''Şüphesiz İsrail yönetiminin Müslüman kardeşlerimize yönelik devlet terörü dünya durdukça kabul etmeyeceğimiz bir insanlık suçudur. Ancak Başbakan Erdoğan'ın, Ortadoğu sokaklarında meşhur olmak ve bu meseleyi ülkemizde istismar etmek için İsrail düşmanlığını ileri bir aşamaya götürdüğü malumlarınızdır'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Lübnan'da ''katil'' dediği İsrail'den ''hesap bile soracağını ağzından kaçırdığını'' ifade eden Bahçeli, ''Ortadoğu'da kendisine 'sultan' denilmesinden büyük keyif alan Başbakan, şuurunu kaybetmiş ve aklına ne geliyorsa Müslüman kardeşlerimizi aldatmak için sarfetmiştir'' dedi.
İsrail'in Hayfa kentinde çıkan yangına iki uçak gönderilmesinin, yıpranan ilişkilerin tekrar düzeltilmesi amacına matuf olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Neresi olursa olsun, elbette doğal bir afet sonucunda yaşanan dramlar ve facialar üzüntü vericidir ve imkanlar nispetinde yardımda bulunmak yerinde olacaktır.
Ancak AKP iktidarının İsrail karşıtlığı bu kadar yoğun ve aşırıyken, birden bire ilişkileri normalleştirmek adına adım atılması bizim açımızdan tuhaf bulunmuştur.
Nitekim Başbakan Erdoğan'ın Türkiye'den gönderdiği uçaklar İsrail'e ulaşmış, bunlardan birisine binen İsrail Başbakan'ı, AKP'nin uzattığı eli tutmuş ve üstü kapalı barışma teklifini kabul ederek iyi niyet temennisinde bulunmuştur.
Lübnan'da, İsrail'den hesap soracağını haykıran Başbakan Erdoğan, ülkemizden iki uçakla yangın söndürmeye koşmuş, bu iltifata mazhar girişimi sayesinde İsrail Başbakanı'nın takdirini kazanmıştır.
İsrail hükümetine, çok değil, yakın bir zaman içinde; zorba, korsan, katil, terörist, kural tanımaz, pervasız, sorumsuz, alçak, yalancı, hileci, zulüm eden, saldırgan, hukuk tanımaz, katliamcı diyen kişinin ismi Recep Tayyip Erdoğan'dır. İsrail'i lanetleyen, elinde kan olduğunu söyleyen, öldürmeyi, cinayeti iyi bildiklerini ifade eden de yine ayını kişidir. İsrail'e bedel ödetmekten bahsedip, uçak göndererek ölüm döşeğindeki ilişkilere can simidi atan da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Bunu da insani ve İslami açıdan gerekçelendirmeye çalışan Başbakan'ın bu sözleri öteki yüzünü gizlemeye yetmeyecektir.
İsrail'deki orman yangınına insani yardım gönderilmesi son derece doğru ve yerindedir. Ancak eleştirdiğimiz nokta hükümetin ikircikli ve tutarsız yaklaşımlarıdır.
El uzatanın elini havada bırakmayacaklarını, adım atana adım atacaklarını, ama önce samimiyete bakacaklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, İsrail'in özür dilemesi ve tazminat ödemesi gerektiğine de vurgu yapmıştır.
Görülmektedir ki Başbakan Erdoğan daha önce şart olarak koştuğu, 'İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu kaldırması'' gerekliliğini unutmuştur.