Zeki Kahraman başkanlığındaki Bursa Barosu Yönetim Kurulu, avukatlık mesleğinde yaşanan sorunları bir yazıyla Türkiye Barolar Birliği ile Adalet Bakanlığı'na bildirdi.
CMK görevi verilen avukatların, talep eden herkesin ceza, soruşturma ve kovuşturmalarında haklarını savunduğu, onların toplumun eşit haklarla donatılmış bireyleri olmasını sağladığına vurgu yapılan yazıda, "CMK görevi gören avukatların, uygulamada büyük zorluklarla ve engellemelerle karşılaştığı herkesin malumudur. Oysa demokratikleşmeyi kendine hedef edinmiş bir toplumda resmi makamlar, toplumun bu idealini samimi olarak paylaşmakta iseler, savunma hakkının önündeki engelleri kaldırmakla yükümlüdürler." denildi.
CMK görevi yapan avukatların, hak ettikleri ücretleri alabilmeleri için soruşturma veya duruşma tutanağının suretini Avukatlık Kanunu'nun verdiği yetkiye dayanarak kendilerinin onaylamasının yeterli olmasına rağmen uygulamada, yazı işleri müdürünün onayı istendiğine vurgu yapılıyor. Kanuna açıkça aykırı bu uygulamanın doğrudan mesleğin onurunu hedef aldığını anlatan Kahraman, "Yazı işleri müdürlerini, yargı görevi yapan avukatlardan daha güvenilir görmeye teşebbüs eden, avukatın kanundan kaynaklanan yetkisini hukuka aykırı olarak elinden alan söz konusu uygulamaya son verilmesi gerekmektedir. CMK avukatlık ücretlerinin geç ödenmesi büyük bir haksızlıktır. Bu sorunun bir an önce çözümlenmesi zorunludur. Avukatlar, emekleriyle, alın terleriyle hak ettikleri ücretlerini, serbest meslek makbuzu kestikten aylar sonra tahsil edebilmektedirler. Bu sırada, almadıkları ücretin katma değer vergilerini ödemek zorunda kalmaktadırlar. Ödemelerin hızlandırılması için ne gerekiyorsa yapılmalı ve bu haksızlığa son verilmelidir." dedi.
Bursa Barosu Başkanı Kahraman, CMK avukatlarının, olağan ulaşım vasıtası olarak yalnızca toplu taşıma araçlarından yararlanabilmelerini, yaptıkları masrafları tahsil edebilmek için ise serbest meslek makbuzu kesmelerini zorunlu tutan uygulamanın da değiştirilmesini istedi.
Kahraman, hakim ve savcıların keşfe veya olay yerine giderken toplu taşıma aracı kullanmalarının beklenilemeyeceği gibi karakoldaki bir şüphelinin ifadesi alınırken orada hazır bulunması gereken avukatın da toplu taşıma aracıyla karakola intikal etmesinin beklenilemeyeceğini söyledi. Kahraman, Türkiye Barolar Birliği ile Adalet Bakanlığı'na gönderdikleri yazıda, sıraladıkları sorunların en acil çözüm bekleyenler olduğunu, oysa avukatların yaşadığı sorunların dağları aştığını söyledi.