Bu arada gazetelerde çıkan köşe yazıları ise WikiLeaks sızmalarını daha kapsamlı yorumlarla ele alıyor. Değerlendirmelerde bundan sonra dünya diplomasisinde meydana gelecek değişiklikler, Amerika ile diğer ülkelerin ilişkileri ve gazeteciler için büyük ve ham verilerin nasıl yorumlanması gibi konular öne çıkıyor.
Ta Nea gazetesi, WikiLeaks bilgi notlarının yayınlanmaya başlamasından bu yana her gün 3 sayfa "Kirli çamaşırlar ifşa edildi" başlığıyla veriyor.
Yunanistan'da sızdırılan gizli bilgi ve raporlarla ilgili ortak kanaat, "ABD hükümeti tarafından ayarlanmış-kurgulanmış bir olay değil. En azından şimdilik öyle görünüyor." biçiminde.
Bu bağlamda Elefterotipiya gazetesinde çıkan yorumda, telgrafların sızdırılmasının "tek başına tarihi bir an olmadığı" ancak "süper gücün görevlileri ile diplomatlarının dünyayı nasıl gördükleri" ve "muhataplarına karşı zaman içinde nasıl tutum değişikliğine gittiklerinin değerlendirilmesi adına önemli" oldukları ifade ediliyor.
Bu arada yayınlanan belgelerde "tüm gerçeğin söylenmediği" zira WikiLeaks ve onun işbirliği yaptığı medya organlarının kendi yaptıkları sansür sonucu birçok ismin silindiği, dahası da ABD hükümeti ile medyanın anlaşması sonucu İran'a ilişkin bilgilerin de kamuoyuyla paylaşılmadığı hatırlatması yapılıyor.
Bu arada ABD'li diplomatların bilgi toplama yöntemlerine dair Yunan gazetelerinde eleştirel değerlendirmeler de yer almaya başladı. ABD'li diplomatların "casus" olmadığı ancak BM örneğinde olduğu gibi Amerika'nın gerçek casusluk yapılmasına ilişkin emirlerinin masum gösterilemeyeceği vurgulanıyor.
Katimerini gazetesinde çıkan WikiLeaks yayınlarına ilişkin kayda değer bir diğer analiz ise şöyle: "İlk defa WikiLeaks aracılığıyla Amerikan diplomatlarının binlerce gizli belgesinin sızması, süper gücün diğer dünya ülkeleriyle son 10 yıldaki ilişkilerini değerlendirme için bulunmaz bir fırsat sunuyor. Eğer diplomatik belgeler nehrinin tamamı yayınlanırsa, Amerikan dış politikası neredeyse şeffaf olacak. Tabii ki ülkeler, Amerikan diplomatlarının lider isimler konusunda yaptıkları yorumlar yüzünden politikalarını değiştirecek değiller. Ancak bundan böyle politikalar, Washington'un gerçek niyeti karşısında etkilenecektir. Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat örgütleri, Amerikan diplomasinin düşünce biçimi ve yöntemi konusunda çok önemli çıkarımlarda bulunacaklardır. Ayrıca, ilk defa tarihte perde arkasında yapılan planlar ve kritikler konusunda değerlendirme yapma fırsatı elde edecekler. Bundan sonra sızmalar konusunda bir korunma dalgası meydana gelecek ve dış diplomasinin yapılma şekli değişecektir."
Yunanistan'ı doğrudan ilgilendiren telgrafların bin 750'den fazla olduğu belirtilirken, bunlardan bazıları yayınlandı. Ancak şimdiye kadar Yunan siyasileri rahatsız eden bir bilgi gün yüzüne çıkmadığı için yorum da yapılmadı. Bu arada kendi ülkeleri çalkalanırken, Guardian ve New York Times'ın Yunanistan'la ilgilenmedikleri belirtildi. Yayınlanması beklenen 657 telgrafın Yunan hükümetinin içişlerine dair olduğu ifade ediliyor.
Yunanistan'da yapılan bir diğer analiz ise WikiLeaks'e sızdırılan bilgilerle basın-yayın organlarının rolünün değişeceği şeklinde. WikiLeaks'tan gelen ham bilgi zamanın tarihi, telgraflarda geçen kişiler ve olayın geliştiği yerin değerlendirilmesi ve bütün bunların birbiriyle ilişkilendirilmesi gerekiyor. Bu bağlamda bundan böyle gazetecilik özelliklerine bir şeyin daha ilave edilmesi gerekeceği ifade ediliyor: "İşlenmemiş büyük veri madenciliğini araştırma ve değerlendirme". WikiLeaks ise sadece bir örnek. Gazetecilik açısından bakıldığında, diplomasinin çoğu sırrı aslında o kadar sır değil. Basında zaten bazıları yayınlanmıştı. Şimdiye kadar sır olan, Amerikanın bakış açısının diplomatik belgelerde yayınlanması.
Yunanistan'da şimdiye kadar WikiLeaks yayınları arasında en çok Türkiye ilgi çekti. Diğer ülke ve liderlerine ilişkin yayınlar onu izledi. Yunan yorumcular, "Türkiye ile ilgili binlerce belge bile tek başına Amerikalıların komşuya olan ilgisi ile Türkiye'nin yükselen performansını gösteriyor." görüşünde birleşti.