Türker, sera gazı salınımında 19. sırada yer alan Türkiye'nin, iklim değişimine etkisinin az olduğunu öne sürdüğünü savunarak, aslında Türkiye'nin konuyla ilgili derin bir uykuda olduğunu iddia etti.
Çözüm üretmek yerine, 50 yeni termik santralin açılmaya çalışıldığını, Karadeniz'de yeni petrol arama planları yapıldığını, bu çalışmaların da iklim değişikliğini körükleyeceğini ifade eden Türker, ''Hükümet artık ağır uykusundan uyanmalı, iklim ve enerji konularını ayrı konular gibi ele almaktan vazgeçip harekete geçerek, ciddi adımlar atmalıdır'' dedi.
Kürsel Eylem Grubu adına konuşan Mine Kösem ise liderlerin sessiz kalmasına rağmen dünyada uzun zamandır alarm zillerinin çaldığını vurgulayarak, meteorolojik afetlerin son 50 yılda 3 kat, afetlerden dolayı ekonomik kayıpların da 9 kat arttığını söyledi.
Kösem, tedbir alınmazsa bu felaketlerin kimsenin istemeyeceği boyutlara ulaşacağını ifade ederek, ''Bunun için Meksika'da düzenlenen zirveden adil, eşitlikçi, yükümlülükleri olan, atmosferdeki karbondioksit oranını 350 ppm'e indirmeyi hedefleyen uluslararası bir sözleşme talep ediyoruz'' diye konuştu.
Açıklamaların ardından pankart açan eylemciler, Türkiye'nin iklim değişikliği konusunda ''derin uykuda'' olduğunu anlatmak için yere serdikleri yatak-yorganların üzerine uzandı.
Gruptakiler, sloganlar eşliğinde Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüdükten sonra dağıldı.