Türkiye'de tekstil sektörünün gelişmesiyle, giderek unutulmaya yüz tutmuş bir meslek haline geldi örücülük. Önceleri 'eti senin kemiği benim ustam' diyerek verilen çıraklığın ilk adımlarındaki cümlelerin yerini 'işe başlarsam günlük kaç lira alırım?' sorusu almaya başladı. Buna rağmen mesleğini büyük bir özveriyle yaptığını söyleyen Nuri Günaltay, yanık ya da çeşitli nedenlerle yıpranmış kumaşların onarılmasına dayanan örücülük mesleğinin gün geçtikte unutulduğunu kaydetti.
Bursa Bat Pazarı'nda çalışan Nuri Günaltay, örücülüğü hem meslek hem de el sanatı olarak görüyor. Örücülükte kumaşın dokusunun önemli olduğunu söyleyen Günaltay, geçmişte İngiliz ve İtalyan kumaşların daha kaliteli olduğunu, şimdilerde fantezi kumaşların dayanıksız olduğunu anlatıyor. Örücü Günaltay şöyle devam ediyor:
"Biz yıllardır burada 'atılacak' gözüyle bakılan elbiseleri tamir ederek yeniden ekonomiye kazandırıyoruz. Çünkü pahalıya alınan bir takım elbise az da olsa pantolonunun zarar görmesiyle kullanılmaz hale geliyor. Bu durumlarda devreye biz giriyoruz. Zedelenen kumaşın büyüklüğüne göre cüzi fiyatlarla kumaşı yeniden kullanıma kazandırıyoruz. Ancak meslek maalesef bitme noktasına geldi. Artık yeni nesil 'ne iş yapacağım demiyor, ne kadar para alacağım' diyor. Böyle olunca da yeni eleman yetişmiyor. Ben 80 yaşıma geldim. Eskiden gençler bir ustanın yanına çırak olarak verildiğinde ustaya üstüne para veriliyordu, 'aman mesleği iyi öğrensin yeter' diye. Ama artık usta para verecek ama çalıştıracak eleman bulamıyor. Bu meslek her şeyden önce sabır ve sebat ister."
Bugüne kadar çok sayıda ünlü siyasetçi, spor ve bilim adamının pahalı elbiselerini tamir ettiğini dile getiren Günaltay, yeniden dünyaya gelse yine örücülük yapmak istediğini dile getiriyor. Günaltay fiyatı, onarım işinde harcadıkları emeğe ve zamana göre belirlediklerini vurguluyor. Bir pantolondaki yırtık veya yıpranmayı duruma göre 4- 5 saatlik bir çalışmadan sonra yapılabildiğini belirten Günaltay, "İnsanlarımız çok zor kazandığı paralarla aldıkları elbiseleri küçük bir yırtıkta çöpe atmasınlar. Ben ve diğer meslektaşlarım küçük paralara onları yeniden tamir ediyoruz." diyor.
İZMİR FUARI'NDA ÇÖPÇÜLÜK YAPTIM
Nuri Günaltay, elbiselerin başına gelen kazalardan sonra kendilerinin bir doktor edasıyla onları tedavi edip yeniden hayat akışına bıraktıklarını ifade ediyor. 1950'de Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç ettiğini hatırlatan Günaltay, İzmir Fuarı'nda çöpçülük yaptığını belirterek, "İzmir'de bir dönem zabıta memurluğu da yaptım. Sonra Bursa'ya geldim, bir ustanın yanında örücülük öğrendim ve öyle devam ettim. 50 yıldır aynı dükkanda örücülük yapıyorum." diye konuşuyor.
