Türkiye'de 3898 AİDS vakası bulunduğunu belirten Adana İl Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, vakaların yüzde 70'ini erkeklerin oluşturduğunu, enfeksiyondan ise en fazla 25–39 yaş grubunun etkilendiğini söyledi.
1 Aralık Dünya AİDS Günü nedeni ile yaptığı yazılı açıklama yapan Kemik, AIDS'in ilk olarak 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde keşfedildiğini anımsatttı.
Kemik, "Bağışıklık vücudumuzun savunma sitemidir. Hücre, doku ve organlardan oluşan bir ağdır. Vücudumuza giren bakteriler, mikroplar, virüsler, toksinler ve parazitlerle savaşır. HIV Human Immunodeficieny Virus (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) İnsanların bağışıklık (savunma) sistemine yerleşerek, kişilerin hastalıklara karşı savunma gücünü zayıflatan bir virüstür. Kanında HIV virüsü bulunan kişilere HIV (+) denir. Bu kişilerin kanında aynı zamanda antikor da bulunmaktadır. HIV virüsü yanında birçok başka hastalığın da eklendiği bir hastalıklar bütünüdür." dedi.
HIV'ın girdiği vücudun, mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan doğal savunma sistemini etkileyip, sistemi çalışamaz hale getirdiğini vurgulayan Kemik, "Böylelikle basit bir enfeksiyon bile ölümcül hale gelir. AIDS, HIV enfeksiyonunun son safhasıdır.
Bebek, çocuk, genç, erişkin, yaşlı, herkes HIV enfeksiyonuna yakalanabilir. Henüz tam iyileşmeyi sağlayacak tedavisi ve aşısı bulunamamıştır. İlaç tedavisi ile hastanın günlük yaşamını devam ettirebilmesi sağlanmaya çalışılmaktadır, ancak bu ilaçlar yaşam boyu kullanılmalıdır." ifadesini kullandı.
Sağlık Müdürü Dr. Aytekin Kemik, 2009 yılında dünyada bir günde 7000'den fazla kişinin
HIV/AIDS hastalığına yakalandığını, bunların arasında yaklaşık bin kişiyi 15 yaşından küçük çocukların, 6 bin kişiyi ise 15 yaşından büyük erişkinlerin oluşturduğunu kaydetti. Dr. Aytekin Kemik, "AIDS, günümüzde dünya çapında bir salgın boyutuna ulaşmıştır. UNAIDS tahminlerine göre 2009 itibarı ile 33,3 milyon erişkin HIV taşıyıcısının olduğu, 2009 yılı içinde 2,6 milyon kişinin HIV'e yakalandığı, 1,8 milyon kişinin AIDS nedeni ile öldüğü tahmin edilmektedir." ifadesine yer verdi.
HIV NASIL BULAŞIR
HIV enfeksiyonu en sık korunmasız cinsel ilişki ile bulaşır. Virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünlerinin bir başka kişiye verilmesi yolu ile de hastalık bulaşabilmektedir. Kullanılmış ve dezenfekte edilmemiş cerrahi aletler, iğne, enjektör, diş hekimliği aletleri, kesici ve delici aletler (jilet, makas), dövme aletleri ve akupunktur iğneleri ile HIV bulaşabilir. HIV virüsü taşıyan anneden bebeğine; hamileliği veya doğumu sırasında ya da emzirme yolu ile de hastalık bulaşabilir.
HIV NASIL BULAŞMAZ
Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak, aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak, Telefon kulaklığı, kapı tokmağı ile HIV bulaşmaz. Aynı havuz, banyo, tuvalet, duşu paylaşmak,
Giysileri ortak kullanmak, Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşmak ile HIV bulaşmaz.
Gözyaşı, ter, tükürük, Sivrisinek, böcek, arı sokması, Evcil hayvanlar ile HIV bulaşmaz. HIV/AIDS'li bir kişiye dokunarak veya yanında bulunarak AIDS'e yakalanmak mümkün değildir. HIV/AIDS'li kişilere yaklaşmamak ya da onları toplumdan dışlamak hem gereksiz hem de yanlış bir tutumdur.
HIV'DEN NASIL KORUNURUZ
HIV enfeksiyonu önlenebilir bir hastalıktır. Hijyen kurallarına dikkat etmeliyiz! Kullanılmış iğne, enjektörler, jilet, tıraş bıçaklarına dokunmamalıyız! Başkaları tarafından kullanılmış olan ustura, tırnak makası, manikür, pedikür aletlerini, dezenfekte edilmeden tekrar kullanmamalıyız. Kulak delme, piercing, dövme uygulanan yerlerin hijyen kurallarına uygun ve temiz olmasına dikkat etmeliyiz.