TIMETURK / HABER MERKEZİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ve kurduğu hükümetin Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail’i yüksek derecede rahatsız ettiğini aktaran belgeleri açıklayan Wikileaks, ABD’nin üst düzey yöneticilerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sıcak davrandıkları halde, onu pasif duruma geçirmek için çaba sarfettiklerini duyurdu.
ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU'NA GÜVENMİYORLAR
WikiLeaks adlı internet sitesinin açıkladığı ABD Dışişleri Bakanlığı'na ait son gizli belgeler, Amerikalı diplomatların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a güvenmediklerini, onun görüşlerini gerçekçi bulmadıklarını gösteriyor.
Alman Der Spiegel dergisinde yayınlanan belgelerde, Erdoğan'a bir ortak olarak güvenmediklerini çünkü kendisinin çok kararlı ve merhametli olduğuna değiniliyor.
Amerikalı diplomatlar, Erdoğan'ın çeşitli konularda hemen hemen tüm bilgileri İslamcılarla bağlantılı gazetelerden aldıklarına inanıyor. Bu diplomatlardan birinin yazdığı raporda, "Dalkavuk (ama kibirli) danışmanlar Başbakan Erdoğan'ın çevresini sarmış" ifadesi yer alıyor. ABD'nin Ankara Büyükelçisi James F. Jeffrey de 27 Ekim 2009'da ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği raporda, İsrail'in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy'nin, Erdoğan'ın ülkesinden nefret ettiğini düşündüğünü yazıyor.
Ayrıca Davutoğlu hakkında da kendileri için güvenilecek bir isim olmadığına ve son derece tehlikeli bir isim olduğuna dikkat çeken ABD’li diplomatlar Erdoğan ve Davutoğlu ikilisinin dış politikaları ve Ortadoğu hakimiyetinden son derece rahatsız görülüyor.
DANIŞIKLI DÖVÜŞ SENARYOLARI ÇÖKÜYOR MU?
Türkiye’nin dış politikada attığı adımlar ve özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dünya mazlumları için süpergüçlere yaptığı sert çıkışların ardından “Bunlar danışıklı dövüş” yakıştırmasında bulunanları da rahatsız edecek cinsten.
Amerika ve İsrail’den emir aldıkları, bu tür çıkışları da birbiri ile haberdar bir şekilde gerçekleştirdiği iddia edilen Başbakan Erdoğan ve Ak Parti hükümeti hakkında hiç de öyle düşünmedikleri ortaya çıkan ABD’li yöneticilerin bu düşüncelerinin Wikileaks aracılığı ile yayınlanması, senaryoların gerçek olmadığının ispatı niteliğini taşıyor.
Belgelerin doğruluğu kanıtlanırsa, Türkiye’nin dünya önündeki bazı çıkışlar ve başarılı adımlarının ABD ve İsrail ile işbirliği içerisinde değil, bağımsız bir irade ile yaptığı ispatlanmış olacak.