Dolar

34,8930

Euro

36,6123

Altın

3.007,12

Bist

10.058,63

Bay Sızıntı: ‘ Çok stresli günler yaşıyorum’

Hürriyet Londra Muhabiri Ayşegül Ekinci'nin Julien Assange ile yaptığı ropörtajın tam metni ilk kez dipnot'da!

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-28 20:28:18

Bay Sızıntı: ‘ Çok stresli günler yaşıyorum’

Aylardır dünya basınının gündeminden düşmeyen Julian Assange ile WikiLeaks gerçeğini  Irak Savaş Günlüğü’nün yayınlandığı gün konuştum. Bu röpörtaj, Pentagon’a rağmen dünya basınını arkasına alan ‘ Dünyanın en tehlikeli adamı’ nın, kanun kaçağı gibi yersiz yurtsuz yaşayan ama her yere ait olan Julian Assange’in kendisini anlattığı, ‘ madalyonun bilinmeyen yüzü’.

 

O, WikiLeaks gerçeğini çok önceden başlattı ama yaz aylarının ortalarında Batılı gazetelerin desteğini de alarak internet sitesinden yayınladığı Afgan Savaş Günlüğü’yle, deprem yarattı. Hem de nasıl bir deprem. Ocak 2004-Aralık 2009 tarihi arasında Afganistan’daki ABD ordusunun iç yazışmalarından oluşan 92 bin 201 adet belge,  ABD’de değişim rüzgarları başlatan Obama ve yönetimini kelimenin tam anlamıyla, ‘ zor’ durumda bıraktı.

 

Savaş suçları, hükümet ve şirket yolsuzlukları gibi bir çok skandalı içeriden yayınladığı belgelerle dünyaya duyuran 39 yaşındaki adam, artık kameraların önünde olmaya karar verdiğinde onun için geri dönülmez bir serüven başladı.

 

Uzun boylu narin yapılı ‘ Bay Sızıntı’, dünya basınını sadece zekası ve yetenekleriyle değil, karizmasıyla da etkiledi.Küçüklüğünden beri yerleşik düzeni olmayan Julian Assange, Obama yönetimini kızdırdıktan sonra, hepten kaçarak yaşamaya başlayacaktı.
 

O’nun için her ülkenin havaalanı ya da arkadaşlarının evleri artık kendi eviydi.

Yaz aylarında ardı arkası gelmeyen baskı ve tehditlerle karşı karşıya kaldı.

Tecavüz iddiasıyla gazetelerin birinci sayfasına düştü.

Çalışma ve oturma izni için İsveç Hükümeti’ne başvurdu. Geri çevrildi.

 

Pentagon, ‘ Bay Sızıntı’nın açabileceği diğer depremlere karşı önlemini aldı ve medya kurumlarını uyardı. Şimdi sırada, ‘ Irak Savaş Günlüğü’ vardı. Hem de askeri istihbarat tarihinin en büyük teşhir operasyonu olacak 400 bin adet ‘ gizli’ belge.

 

Dünya, Amerika’ya kafa tutan beyaz saçlı adamın neler yapacağını merakla beklemeye başladı.

 

Sürekli yer değiştirdiği için ‘ onunla’ röpörtaj yapmak çok zor

 

Julian Assange ile yaz aylarında görüşebilmek için kolları sıvadım.

Araya giren ‘ kaynaklara’,  Guantanamo’da gördüklerimi, Pakistan’da kaldığım dönemi anlattım. Julian, kendi deyimiyle ‘ masa başı gazeteciliğini’ sevmiyordu. Beni sevmesi için araştırarak yaptığım bir dolu haberi aradaki kaynaklara ilettim.. 

 

Aldığım cevap beni mutlu etmedi ama umudum vardı. Çünkü, Julian bana röpörtaj verecekti ama nerede ve ne zaman olacağı belli olmuyordu.

Pentagon-WikiLeaks savaşları durmuyordu.

Aylardır dedektif gibi izini sürdüğüm Julian Assange, bu kez Irak Savaş Günlüğü için bir kez daha Londra’daydı.

Bu sefer onunla istediğim röpörtajı yapacağımı biliyordum. Gece yarısı yardımcısından gelen e-posta, ‘ müjdeyi’ verdi.

Julian Assange ile basın toplantısından sonra ‘ görüşebilecektim’.

 

 

İşte ‘ Bay Sızıntı’nın sorularıma verdiği cevaplar’

 

Julian Assange onca tehdite ve baskıya rağmen kaçmıyor ama korunuyor. Çevresinde düzenlenen tüm operasyonlar büyük bir titizlikle ve güvenle yapılıyor. Basın toplantısı

yapacağı mekanları titizlikle seçiyor. Arka kapıdan gelip, yine arka kapıdan terk ediyor.

Irak Savaş Günlüğü’nü, Londra’dan duyuran Julian Assange yorgun görünüyordu.

Kendisine Türkiye ile ilgili soracağım çok şey vardı ama önce bana biraz fazla zaman ayırması için rica ettim. ‘ Soracağım çok şey var dedim. Hazırladığım üç sayfa dolusu soruyu gösterdim.

Sonunda, Bay Sızıntı’yı yakalamıştım. Kolay kolay bırakmaya niyetim yoktu’.

 

Julian, şu an kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

 

JA:  Son iki aydır çok stresli günler yaşıyorum. İki yıl önce Afrika’da sıtmaya yakalandım. Bu nedenle çok dikkatliyim. Stres yoruyor. Ama her şeyin bir bedeli var. Başıma gelebileceklere hazırlıklıyım. Bu işe girerken daldığım risk ormanının farkındaydım. Diğer yandan basın son 24 saattir üzerine düşeni yaptı. Irak Savaş Günlüğü’nün yankıları günlerce, aylarca konuşulacak. İnsanların ders çıkarması gerek’.

 

Julian, Siz Irak Savaş Günlüğü’nü her şeye rağmen yayınladınız. Pentagon size ve WikiLeaks’e resmen savaş ilan etti. İsveç, çalışma başvurunuzu reddetti. WikiLeaks’e internet yoluyla gelen bağışlar ve yardımlar donduruldu. Bütçeniz yok. Ortaya çıkan resim pek de parlak değil. İki sorum olacak, Siz korkmuyor musunuz, Allahaşkına?. Ve, WikiLeaks’in geleceği ne olacak?

 

JA: İnanılmayacak destekler alıyorum. Dünyanın dört bir yanından. Çok güzel insanlar bana destek veriyor. Basın ilk defa üzerine düşeni yaptı. Yapmaya devam edecek. Daha önceki belge ifşalarımda televizyon desteğim yoktu. Şimdi, televizyon  kanalları da bu belgelerle ilgili belgeseller yayınlamaya karar verdi. Tam bir işbirliği içindeyiz. İçim rahat. Risklerin farkındayım. Korkmuyorum. Tehlikelere hazırlıklıyım.

 

Bir ara, Irak Savaş Günlüğü’nü yayınlamayacağınızı açıkladınız. Sonra da yayınlayacağınızı duyurdunuz. Fikriniz neden değişti?

 

JA: Bu tamamiyle asılsız bir haber. Pentagon benimle ilgili bir çok asılsız haber yaratıyor. Kötü basında buna alet oluyor. Zaten bu tür haberleri internetde yayınlamak çok kolay. Benimle ilgili yayınlanan pek çok haberde doğruluk payı yok.

 

Sizce, ‘ Büyük Güçlere’ karşı mücadele etmek mümkün mü? Modern çağ Don Kişotluğu yapmak?

 

JA: Neden olmasın? Olamaz diye yapmadığımız şeyler bizim kendimizi sınırladığımız şeyler.

 

Siz, gerçek haberleri ya da haber olan belgeleri dünyaya ‘ bedava’ sunuyorsunuz. Oysa, medya patronları sizin yerinizde olsa bu haberlerden büyük paralar kazanırdı. Ama, siz aslında onları kullanıp, haberlerinizin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyorsunuz. Garip bir işbirliği değil mi bu?

JA: Yapmak istediğim buydu zaten. Dünya çapında bedava bir network kurup, gelen haberleri büyük bir titizlikle inceleyip, derlemek, halka sunmak. Halkı bilgilendirmek. Bunu da bedava yapmak. Aslında bu gazetelerin işi olmalı ama şimdi bizim sayemizde onlara hazır haber yayınlamak kalıyor. Gazetelerin yapması gerekeni WikiLeaks yapıyor.

 

Siz gazeteciliğe farklı bir bakış açısı getirdiniz. Bunu tamamiyle internet gazeteciliği diye adlandıramayız. Öyle değil mi?

 

JA: Şeffaflık zaten gazetecilik de olmalı. Günümüzde gazeteciler masa başından, hiç araştırma yapmadan, parmağını kıpırdatmadan haber yapıyor. Hepsi için söylemiyorum. Kötü elmalar yüzünden iyi elmalara bozuk diyemeyiz. Araştırmacı gazetecilik benim yaptığım işin özü. Her şey belgeye dayalı. Bilimsel. Bilim adamlarına neden güvenilir. Çünkü, istatistiklerle konuşurlar. Araştırma sonucunu konuşurlar. Kafadan ya da birilerinden duyarak bir şey üretmezler. Bilim adamalarının araştırmaları yıllar sonra bile başka bilim adamları tarafından kullanılır. Saygı görür.  Benim kabul ettiğim gazetecilik böyle bir gazetecilik. Yayınladığım her haber gerçeğe dayalı. Emeğe dayalı. İşbirliğine dayalı.

 

Bilimsel gazetecilik kolay olmasa gerek?

 

JA: Ciddi bir araştırma işi. Koku alabilmeniz, insanların desteği, belgeler. Kolay değil.

 

Okuyucu hangi gazetecilik türünü takdir ediyor?

 

JA: Gazete okuyucusuna ‘ cahil’ diyebiliriz. Daha doğrusu sıradan bir okuyucu gazetede okuduğu her şeye inanma eğilimindedir. Bilgilenmek ister. Bu nedenle, medya patronlarının işini iyi yapan gazeteciler çalıştırması gerekir. Yoksa halkı yanlış bilgilendirirsiniz.

 

Peki sizin yayınladığınız belgelerde etik yanlışlar yok mu? Bu belgelerin Amerikan stratejilerine ve ulusal güvenliğe tehdit yarattığı söyleniyor. Buna ne diyorsunuz?

 

JA: Olur mu öyle şey. Tam tersi.Ben, Amerikalılar’a yardım ediyorum. Halkın gerçeği öğrenmesini sağlıyorum. Yönetimler de gelişmelerden ders çıkarabilir. Daha önce yaptıkları hataları tekrarlamazlar. Böylece yalanlar üzerine kurulu bir düzen olmaz.

 

Bir röpörtajınızda, ‘ P…leri ezmek hoşuma gidiyor’ demişsiniz. Bu sözler Obama Yönetimi’ni rahatsız etmiş. Bu normal değil mi?

 

JA: O röpörtajda, Amerikan Yönetimi’ni kastetmemiştim ki. ‘Güçlüleri ezmek hoşuma gidiyor’ demiştim. Buradaki güç, ‘ bir çok anlama’ gelebilir. Zayıfın da yanında olmayı seviyorum.

 

Tarih 5 Temmuz 2003. Amerikan askerlerinin, Türk askerlerinin başına çuval geçirmesi olayını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu olayın arkasındaki sebep neydi?

 

JA: Bu konuyla ilgili yorum yapamam. Belgelere dayanarak konuşmam gerek. Irak Savaş Günlüğü çerçevesinde soruyorsanız, bu günlükler 2004-2009 arasında tutulan günlüklerin toplamıdır. 2003’ü kapsamıyor.

 

Size dünyanın dört bir yanından sayısız belge geliyor. Ya Türkiye? Türkiye ile ilgili belgeler var mı elinizde? Varsa,  daha çok hangi konuyla ilgili? Bu belgeleri yayınlamayı düşünüyor musunuz?

 

JA: Türkiye çok önemli bir ülke. Bir çok açıdan. Elime de sayısız belge ulaşıyor. Başlıklara gelince Kürt meselesini, Türkiye’nin AB üyeliğini konu alıyor. Ancak bu belgeleri tarayabilmemiz için Türkçe bilen bir ekibe ihtiyacım var. Buradan sizin aracılığınızla çağrı yapıyorum. Türkçe bilen tercümanlara ihtiyacım var.

 

İngiltere’de bir dergi tarafından 2010 yılının  en etkili 50 isminden biri seçildiniz. Yüzünüz yayınladığınız ‘ top secret’ belgelerin önüne geçti. Belgelerle gelen bir şöhret yakaladınız. Bu şöhretle yaşamak nasıl?

 

JA: Bu benim bilinçli seçimim oldu. Yüzümün tanınmasını yine belgeler için istedim. Böylece anlatmak istediğimi daha rahat anlatabilecektim.  Önceleri bu kadar tanınmazken daha rahattım. Ancak, o zaman da belli bir yerde kalmıyordum.  Şimdi de kaçarak yaşıyorum. Sadece artık ne yaparsam yapayım her gittiğim yerde tanınıyorum.

 

Başrolü oynayan adam değil oyunu oynayan adam olmak isterim. Şöhreti nasıl kullandığınıza bağlı.

 

Size ulaştırılan sayısız belgenin kaynağını bilmiyorsanız merak ettiğiniz olmuyor mu hiç? Bazı belgeleri yayınlamak, kaynağınızı tehlikeye atmak anlamına gelmiyor mu?

 

JA: Bu çok dikkatlice yaptığım bir operasyon. Kaynağını bildiğim ya da bilmediğim belgeler oluyor. Kaynağını mutlaka bir şekilde teyit ettiriyorum. Belge elime ulaşmışsa, muhbir de risk altına giriyor elbet. Ama, risk almadan insanlık yararına işler yapılamaz.

 

Julian Assange, yarattığınız depremlerle daha çok hukuki zorlukla karşılaşabilirsiniz. WikiLeaks’in geleceği tehlikede mi?

 

JA: Daha çok kitleye ulaştıkça gücümüzde artıyor. Korkmuyoruz tersine daha güçleniyoruz. Hukuksal açıdan bize destek vermek isteyen kurumlar da artıyor. Savaşları yaratanlar bundan böyle gerçeklere karşı ‘ körü’ oynayamayacak.

 

 

 

Julian Assange, 2 yıl önce sıtmaya yakalanmış.

Son iki aydır her türlü baskı ve tehdite rağmen savaşa devam ediyor.

Basın toplantısında da röpörtajımız sırasında da kesik kesik öksürmesi sürüyor. Oldukça yorgun gözüküyor.

Yorgun ama kararlı..Uykusuz olduğunu tahmin ediyorum.

Enerjisinin kaynağını merak ediyorum. Aldığım cevap, misyonu kadar net: ‘ Gelecek nesillerin bizim yaptığımız hataları yapmamasını istiyorum. Temiz bir tarih bırakmak istiyorum. Bu yolda benim ve WikiLeaks’in payı olsun istiyorum.’

SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara