Afrika ülkelerinin küresel ekonomi ile henüz tam olarak entegrasyon sağlayamadığı için küresel krizden etkilenmediğine ve ekonomilerinin büyümeye devam ettiğine dikkat çeken Çağlayan, "Bu ülkeler, zengin maden yatakları ve petrol rezervleri nedeniyle başta ABD ve Çin olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerin ilgi alanlarında bulunuyor . Bu zenginlikleri nedeniyle kişi başına düşen gelirleri her geçen gün artmakta ve her türlü mal ve hizmeti alma potansiyeli taşıyorlar." dedi.
Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefini gerçekleştirmesi için kıtayı keşfetmek için hemen adım atmak zorunda olduklarını vurgulayan Zafer Çağlayan, şöyle devam etti: "Türk sanayi ve dış ticaret alt yapımız, Afrika ekonomileri ile bir tamamlayıcılık ilişkisine sahiptir. Bu çerçevede, Afrika pazarı ülkemizdeki özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler olmak üzere, firmalarımız için hedef pazardır. Afrika ülkeleri bir taraftan ihracatımız için bir pazar niteliği taşırken, diğer taraftan, sanayimiz için ucuz hammadde sağlama imkanı sunmaktadır. İhracatçılarımızın yeni pazar açılımlarından maksimum fayda sağlaması; ayrıca sanayi sektörümüzün geleceğe yönelik girdi ihtiyaçlarının düşük maliyetle ve istikrarlı bir şekilde Afrika ülkelerinden temin edilmesi amacıyla bölge ülkeleri ile ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi yönündeki yoğun çabalarımız artarak devam edecektir."
Türkiye'nin Afrika'ya coğrafi yakınlığının ve bazı Afrika ülkeleri ile tarihsel ilişkilerinin ekonomik ve ticari ilişkilerin heliştirilmesinde en önemli avantajlarından biri olduğunu belirten Çağlayan, "Üç ayrı tarihte gerçekleştireceğim ziyaretlerde müteahhitlik sektörümüzle, ihracatçılarımızla, teknik müşavirlerimizle, gıda, tekstil, konfeksiyon, kimya, plastik, demir çelik, makine otomotiv ve yedek parça üretici sektörümüzle Afrika'ya büyük bir çıkarma yapacağız. Afrika'nın talihini el birliği ile değiştirmek "kazan kazan" ilkesiyle her iki tarafın da kazanacağı bir sistemle bu ülkelerde iş yapmak istiyoruz." dedi.