Dolar

34,8719

Euro

36,7350

Altın

3.036,68

Bist

10.058,47

İngiliz basınından özetler(26.11.2010)

İngiltere gazetelerinde haftanın son gününde de İrlanda'nın Avrupa Birliği ve IMF'den mali yardımı kabul etmesi sonrası tartışmalar dinmiş görünmüyor.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-26 08:23:00

İngiliz basınından özetler(26.11.2010)

Euro bölgesinde İrlanda'daki borç krizinden doğan kaygılar yine ön planda.

Financial Times, borçlanma maliyetinin sadece İrlanda değil, Portekiz ve İspanya'da da rekor seviyelere ulaştığını yazıyor ve piyasa uzmanlarının, krizden daha büyük Euro üyelerinin dahi etkilenebileceği yorumunu aktarıyor.

Portekiz parlamentosu bugün gelecek yıl için kemer sıkma önlemleri içeren bütçeyi onaylamaya hazırlanıyor. Financial Times'a göre bu oylamanın gergin mali piyasaları yatıştırması pek mümkün görünmüyor.

Zira resesyon beklentisi giderek artıyor, azınlıktaki Sosyalist hükümetin rağbet görmeyen bu kesintileri geçirmesine de şüpheyle yaklaşılıyor.

Euro bölgesi yardım fonları

Independent'ın aktardığına göre Brüksel, Euro bölgesine ayrılan 440 milyar Euroluk yardım fonunu ikiye katlamaya yönelik bir hazırlık içinde değil. Alman Die Welt gazetesi, Avrupa Komisyonu'nun sıkıntı içindeki diğer ülkelere de yardım edebilmek için böyle bir hazırlık içinde olduğunu yazmıştı.

Avrupa Merkez Bankası yönetim konseyinden Axel Weber de Avrupa Birliği ile Uluslararası Para Fonu IMF'nin desteğinde mevcut miktarın yeterli olduğu görüşünü savundu.

Bununla beraber, İspanya ve Portekiz'in borçlanma maliyetinin artması, İrlanda ve Yunanistan'ın ardından uluslararası yardım talep edecekleri yolundaki kaygıları güçlendirdi.

Kalıcı çözüm mekanizması

Financial Times gazetesi, Fransa ve Almanya'nın derin mali sıkıntı içindeki Euro bölgesi devletleri için kalıcı kriz çözüm mekanizması yaratmaya yönelik hazırlıklarda bir anlaşmaya varmaya yakın olduklarını yazıyor.

Gazeteye göre anlaşma önümüzdeki bir kaç gün içinde ilan edilebilir.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, dün yaptıkları telefon görüşmesinde 440 milyar Euroluk kurtarma fonunun yerini alacak yeni bir kriz çözüm mekanizmasının koşullarını görüştü. İki lider, mevcut fonun, olduğu şekliyle 2013 yılına kadar korunması üzerinde uzlaştı.

Paris ve Berlin bu sayede, gelecekte devlet borçlarının yeniden yapılandırılması sürecine özel sektörü de dahil etmeye yönelik ekim ayında açıkladıkları girişimin mali piyasalarda yarattığı kaygıları yatıştırma niyetinde.

'Oyunun kuralları değişti'

Guardian gazetesiyle devam edelim, gazete manşetten yer verdiği haberde " İngiltere'nin en üst düzey emniyet yetkilisi, üniversite harçlarındaki artış ve eğitim kesintilerine karşı ulusal kampanyanın güçlendiği şu sıralarda yeni bir huzursuzluk çağı konusunda uyardı. Sir Paul Stephenson, son iki hafta içinde düzenlenen büyük çaplı iki öğrenci eyleminin bugüne dek görülmemiş şiddet olaylarıyla gölgelenmesi karşısında "Oyunun kuralları değişti" yorumunu yaptı. Öte yandan, protestocular dün ülke çapında 16 üniversite kampüsünü işgal etti. Gelecek ay da başka protesto eylemleri planlanıyor. Gelecek Perşembe günü de bir yürüyüş hazırlığı var. Gösteriler, koalisyonun üniversite harçlarını artırmaya yönelik planlarının Avam Kamarası'nda tartışılacağı güne denk geliyor. İşçi Partisi, bu tartışmalar sırasında bu konuda koalisyonun küçük ortağı Liberal Demokratlar içindeki bölünmeyi gözler önüne sermeyi amaçlıyor.

Kıbrıs konusunda uyarı

Financial Times gazetesi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un Kıbrıs konusundaki sert dille hazırlanmış ve dün yayımlanan uyarılarına yer veriyor.

Habere göre Genel Sekreter, Kıbrıslı Türk ve Yunan liderlerin, bahara dek bir anlaşmaya varamamaları halinde, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesine yönelik müzakerelerin, "kurtarılamayacak kadar çökme" riski taşıdığı uyarısında bulundu.

Ban, bir anlaşmaya varılması konusunda "kritik önem taşıyan fırsat penceresinin hızla kapanmakta olduğu" yorumunu yaptı. Ban tarafların temsilcilerinden, adada tek bir devlete yönelik anlaşmaya varıp varamayacakları konusunda Ocak ayında kendisine bilgi vermelerini istedi. Müzakerelerde gerçek anlamda bir ilerleme olmayışı, bazı Avrupa Birliği üyelerini öfkelendiriyor.

Bu ülkeler, anlaşmazlığı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik çabaları önünde bir engel olarak görüyor. İngiltere'nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw, bu ay başında yaptığı açıklamada, "görüşmelerde sonuç alınamaması halinde, Kıbrıs'ın resmen bölünmesini değerlendirmeliyiz" diye konuşmuştu.

Olimpiyat riskleri

Daily Telegraph, Olimpiyat Oyunlarına 20 ay kala, terör tehdidine ilişkin yeni tespitleri aktarıyor. Hükümetin yaptığı değerlendirme, olimpiyatlar sırasında yapılacak paralel etkinliklerin asıl hedef olacağını öngörüyor.

Güvenlik yetkilileri, "teröristlerin sıkı korunan Olimpiyat alanlarına değil de çok daha saldırıya açık hedeflere saldırı düzenlemeyi amaçlayacakları" yolunda kaygılarını dile getirdi. Daily Telegraph'ın edindiği bilgiye göre emniyet güçleri, Mart ayı sonuna dek Olimpiyatlar sırasında düzenlenecek her bir etkinliği kayıt altına alarak riskleri değerlendirmeyi umuyor.


Güvenlikten sorumlu bakan Barones Pauline Neville-Jones, kamu harcamalarındaki kesintiden güvenlik planlarının payına düşeni alacağını kaydetti. Halihazırda olimpiyatlar için ayrılan güvenlik bütçesi 600 milyon sterlini buluyor. Ülke genelinde 12 bin polis memuru, olimpiyat etkinlik alanlarında da 10 bin güvenlik muhafızı görev yapacak.

Göçü azaltma girişimleri

Guardian gazetesinin yer verdiği bir habere göre İngiltere'de Muhafazakar Partinin seçim manifestosuna göçü azaltma yolundaki vaadi eklemesinden bu yana net göçmen sayısı 50 binden fazla arttı.

Ulusal İstatistik Bürosu'nun verilerine göre yıllık uzun vadeli göçmen istatistikleri, 2009 yılında İngiltere'ye okumak için gelenlerin sayısının rekor seviyeye ulaştığını gösteriyor.

Bununla beraber İçişleri Bakanlığı'nın yürüttüğü ve Avrupa Birliği'nden gelen öğrencileri dahil etmeyen ayrı bir araştırmaya göre, bu artış, 2005 ile 2007 yılları arasındaki seviyeye dönüş anlamına geliyor.


Bu rakamlar arasındaki çelişki ise göç hedeflerini tutturabilmek için, İngiltere'nin kapılarını 12 bin uluslararası öğrenciye kapamaya hazırlanan bakanların kafasını karıştırmaya aday.

Sigara ve pasif içicilik

Son olarak Independent gazetesinden bir haber: Dünyadaki ölümlerin yüzde 1'i pasif sigara içiciliğinden kaynaklanıyor, diyor Independent ve Pasif içiciliğin etkilerine yönelik bugüne dek yürütülen ilk uluslararası araştırmanın sonuçlarına yer veriyor.

Başkalarının içtiği sigarayı solumak, dünya çapında her 100 kişiden birinin ölümüne sebep oluyor ancak bu, kurbanların üzerindeki herhangi bir kontrollerinin bulunmadığı bir risk.

Dünya Sağlık Örgütü, sigara konusunda daha sıkı kısıtlamalar uygulanmasını talep ediyor.

Örgüte göre küresel bazda yılda 600 bin can kaybının dörtte üçünü çocuklar ve kadınlar oluşturuyor.
Dünyada bir milyar kişinin sigara içtiği tahmin ediliyor. 192 ülkeden sadece 17'sinde kamusal alanda sigara içmek yasaklanmış durumda. Pasif sigara içiciliğinin zararları, uzun zamandır biliniyordu ancak bu zararın boyutları ve nasıl önlenebileceği, son on yılda anlaşılmaya başlandı.

Kaynak: BBC Türkçe Servisi

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara