Kurban organizasyonu için Orta Amerika ülkelerine giden İHH ekibi ile birlikte MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk ÜNSAL ve İstanbul Şube Başkanı Cihat GÖKDEMİR Nikaragua’daydı. Burada Devlet Başkanı Ortega İle Görüşen ekip, Gazze'de Filistinli Müslümanları ve Mavi Marmara'da Türkiyeli Müslümanları katleden İsrail'in iç karışıklık için çalışmalar yürüttüğünü öğrendi.
Siyonist İsrail’in hukuksuz ve gayri insani ambargosuna son vermek amacıyla 36 ülkeden 700 gönüllü ile demir alan Özgürlük Filosu Gazze’ye varamadan 31 Mayıs 2010’da Akdeniz’in uluslararası sularında İsrail deniz komandoları tarafından saldırıya uğramış, 9 gönüllü hayatını kaybetmiş, 60 yolcu yaralanmış, kalan yolcular zorla İsrail’e götürülüp hapsedilmiş ve tüm gemilere ve yardım malzemelerine el konulmuştu. Olaylar dünyada duyulur duyulmaz büyük bir infial uyandırmış ve Filistin davasına her zaman çok özel destek veren Nikaragua ise İsrail ile tüm diplomatik ilişkilerini kesen ilk ülke olmuştu.
Şu sıralar komşusu Kostarika’yla yoğun ve sıcak günler yaşayan Nikaragua’da çok üst düzeyde kabul edilen MAZLUMDER heyeti Türkiye’de ve bölgede yaşanan insan hakları ihlallerinden, Mavi Marmara baskını ve uluslararası hukuki ve diplomatik süreçlerden bahsederken muhatapları Orta Amerika’daki gelişmelerden, özellikle 1979’da diktatör Somoza’yı devirerek işbaşına gelen Sandinist hareketi bitirmek için her vesileyi kullanan ABD’nin bölgedeki ahlak ve yasadışı faaliyetlerinden bahsettiler. İlhamını 1930’da öldürülen anti Yankee ve anti emperyalist Agusto Sandino’dan alan Sandinist hareket, devrimle işbaşına geldikleri 1979’dan 1990’a kadar 11 yıl boyunca komşu Honduras’ta konuşlanan ABD destekli Kontra’larla savaşmak zorunda kalmıştı. Daha sonra Kolombiya ve son olarak da Kostarika ile sınır ihtilafları devreye girdi.
Kostarika ile Nikaragua sınırını oluşturan sınır anlaşmalarına göre Nikaragua’ya ait olan San Juan nehri şu günlerde iki ülkeyi savaşın eşiğine getirmiş durumda. Kostarika’yı desteklemek üzere bölgeye 46 savaş gemisi gönderen ABD bir türlü hazmedemediği Sandinist başarıyı bu kez San Juan üzerinden bitirmeyi hedefliyor. Atlantik Okyanusu’nu Pasifik Okyanusu’na bağlayarak hem köle ticaretini yönlendirmek hem de yüksek üretim potansiyelinin ihtiyaç duyduğu hammadde ve pazar erişimini daha ekonomik sağlamak düşüncesi Yeni Dünya’nın efendisi ABD tarafından 1850’lerden bu yana San Juan nehri merkezli çeşitli savaşlara neden olmuştu. San Juan nehri ülke’nin Pasifik kıyılarının yakınına kadar uzanan dev Nikaragua Gölü’nü Atlantik’e boşaltan doğal suyoludur. Göl 18 km’lik bir kanal ile Pasifik’e bağlanabilir ise Panama Kanalına alternatif bir suyolu yapılmış olacak. Yeni kanal, büyük gemilerin geçişine müsait olmayan ve yoğun trafiği nedeniyle günlerce beklemelere neden olan Panama Kanalı’nın aksine çok daha büyük gemilerin geçişine müsait olacak. Nikaragua’nın Sandinist yöneticileri San Juan Nehri ve Göl üzerindeki egemenlik hakları saklı kalmak şartıyla, sadece insanların değil bütün bir canlı yaşamın ortak kullanım alanı olan ve bölgenin en önemli tatlı su kaynaklarından olan Nikaragua Gölü’nü kanal için kullanma fikrine sıcak bakmadıklarını söylemelerine rağmen son günlerde İsrail gazetelerinde çıkan haberler İran ve Venezüella’nın bu kanalı inşa ettireceği yönünde. Öyle anlaşılıyor ki, tıpkı Irak işgali için gerekçe gösterilen ve hiçbir zaman varlığı tespit edilemeyen “Saddam’ın Kitle İmha Silahları”na benzer “İran ve Venezüella destekli Nikaragua Kanalı” bahanesi, bölgede yeni işgalin gerekçesi haline getirilecek.
MAZLUMDER heyeti, ülkede ve bölgede çok kritik günler yaşanmasına rağmen Anayasa Mahkemesi Başkanı Fransisco Rosoles, Dışişleri Bakanı Samuel Santos Lopez, Orta Amerika Meclis Başkan Vekili Jasinto Suarez, Meclis Başkanı Rene Nunez Tellez ve Devlet Başkanı Daniel Ortega tarafından kabul edildi. Devlet Başkanı Ortega Gazze’ye Özgürlük Filosu’nda ülkesinin temsil edilmemesinden duyduğu üzüntüyü ifade ederek şayet ileride filo organizasyonları düzenlenirse üst düzey katılım göstereceklerini ifade etti. Ayrıca heyet Radio Sandino ve Nikaragua Parlamento TV’si başta olmak üzere çeşitli TV’lerde programlara katıldı. Yine heyet Anayasa Mahkemesi yargıçları da dâhil olmak üzere 120 yargıca Mavi Marmara hukuki süreçlerini kapsayan bir brifing verdi.
