Günay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığın 2011 yılı bütçesinin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından milletvekillerinin sözlü sorularını yanıtladı.
Bütçe görüşmelerinin yapıcı geçtiğini belirten Günay, "Arkadaşlarımın, kültür ve turizm konularını son derece içselleştirdiklerini gördüm. Turizm alanının geliştirilmesi konusunda bir ortak dil geliştirme çabamızın örneğini verdiler" diye konuştu.
Günay, vatandaşların sahip oldukları yazlıkların turizme kazandı rılması konusunda çalışmaların sürdüğünü anlattı. Birçok insanın, yılın 10 ayı atıl kalan yazlığının olduğuna dikkati çeken Günay, "Birer site mensubuyuz çoğumuz. Bu aslında geçmiş yıllarda bize turizm gibi gelirken şimdi turizmin önünde bir engel olarak görülüyor. Devremülk sistemiyle ya da tatil köyü gibi bir modelle bunlar turizme kazandırılabilir" dedi.
İzmir İnciraltı'nda uygulanan projeler çerçevesinde bina yıkımlarına da değinen Bakan Günay, "Bugün gazetelerde gördüm, galiba yeni bir yargı kararı varmış. Zaten yargı aşağı yukarı yönetimin her işine karışıyor. Yıkıma da, yapıma da her şeye karışıyor. Şu anda o kanunsuz yapıların yıkımı konusunda galiba bir yürütmeyi durdurma kararı çıkmış" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Diyarbakır'daki mevcut cezaevinin kaldırılacağını, o kötü hatıranın silineceğine" yönelik s özlerini anımsatan Günay, "Bir kentte bir hapishaneyi kaldırmak mümkün değil. Sayın Başbakan, daha insani şartlarda yeni bir hapishane yapılacağını işaret etti" dedi.
Diyarbakır'daki cezaevinin polemik konusu olduğunu ifyorum. O yapıların bir kültür ve müze vade eden Günay, şöyle devam etti:
"Biz de tartıştık. O bölgeyi ben bina bina bilmiasfına dönüştürülmesi, bir yüzleşme mekanına dönüştürülmesi elbette gereklidir. Geçmişte o cezaevlerinde yapılan insanlık dışı davranışların bugün karşı karşıya bulunduğumuz bazı problemlerin derininde çok tahrik edici bir biçimde neden oluşturduğuna inanıyorum. Türkiye, bunlarla yüzleşmeli. Türkiye 12 Eylül'de, 12 Mart'ta, 27 Mayıs'ta yapılan hukuksuzluklarla, haksızlıklarla, millet iradesine karşı işlenen suçlarla yüzleşmeli ki bir daha olmasın."
Madımak Oteli ile ilgili bugün yeni bir gelişme yaşandığını belirten Günay, otelin kamulaştırılmasının, bedelde anlaşılamadığı için yargıya gittiğini anımsattı.
"Yargı karar verdi ve Madımak şu anda kamulaştırıldı" diyen Günay, şöyle konuştu:
"O utanç merkezi, o ülke tarihinin en ayıplı mekanlarından biri olan bu yer... Üzülerek ifade etmek istiyorum ki bu olay, 1993 yılının Temmuz ayında işlenmişti. 2007 yılı bütçesinde benim göreve başladığım yıl soruldu, 'otelin bu halinin kabul edilemez olduğunu, insanlığa aykırı olduğunu' ifade etmiştim. O günden sonra yeni bir süreç işledi. 1993'ten 2007'ye kadar 14 yıl içinde neler geçti, kimler geçti, hangi iktidarlar, hangi bakanlar geçti? Herkes bunu bir tarafa yazsın. Son 3 yıl içinde bu adımları attık. Faruk Bey arkadaşım, Sayın Başbakan'ın talimatı ve ayırdığı kaynaklarla çok sahip çıktı bu olaya. 6 trilyona yakın bir bedelle orayı kamulaştırdık. Orayı bir yüzleşme mekanı yapacağız. Müze, anı merkezi... Bu bir bilimsel çalışma sonucu ortaya çıkacak ama biz orayı unutturmak niyetinde değiliz. Geçmişte yapılan yanlışlar hafızamıza çakılsın ki Türkiye bir daha böyle tuzaklara, kardeş kavgalarına itilmesin, bu konuda herhangi bir tereddütümüz yok."
AK Parti hükümetlerinin, "çoğulcu siyaset" konusunda iyi şeyler yaptığını düşündüğünü belirten Günay, bu çerçevede Kültür ve Turizm Bakanlığına yöneltilen eleştirileri de haksız bulduğunu söyledi. Günay, "Diyarbakır'da belediyenin çok övünerek takdim ettiği Kürtçe oyun sahnelenmişse bunu bakanlığımızın maddi destekleriyle gerçekleştirdik. Şu anda, Memuzin bakanlık tarafından basılıyor. Biz Türkiye'nin hiçbir çiçeği solmasın istiyoruz" diye konuştu.
Bakan Günay, turizm tesislerinin yabancı sermayeye geçmesi konusunda rahatsız edici bir durum bulunmadığını söyledi. Günay, "Çünkü, Türkiye turizmi artık bereket getiren, istihdam yaratan, barış üreten, ülkenin üretimine de, gelişmesine de katkı yapan ana sektör olarak belirmeye başladı. Türk yatırımcıları ciddi bir şekilde bu alanı tutmaya başladılar" dedi.
"Eksen kayması" tartışmalarını da değerlendiren Günay, şunları söyledi:
"Bunu, Türkiye'nin gelişmesine karşı haksızlık sayarım. Cumhuriyet'in 100. yılına 13 yıl kaldı. Yani 2023'de inşallah Cumhuriyet'in 100. yılını göreceğiz. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine doğru adım ad ım ilerliyor Türkiye. Nasıl oluyor? Halk sahneye çıkıyor. Aramızdaki tartışma ne? Elit, seçkin, şimdiye kadar babadan, dededen hep ülkeyi yönetmiş olanların yerine ahaliden, halktan insanlar sahneye çıkıyor. Bunu kabul edelim. Başka bir Türkiye, ekonomisi ve demokrasisiyle dünyada çok özel bir yere doğru yürüyor. Amacımız, ü lkeyi 100. yılında o kurucunun söylediği yere taşımak."
CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek de Başbakan Erdoğan'ın, partisinin bugünkü grup toplantısında ifade ettiği, "CHP ve BDP'nin platonik bir aşk yaşadıkları ortaya çıktı" sözlerini değerlendirdi. "Platonik aş k" ifadesinin yakışıksız olduğunu söyleyen Özyürek, "Her parti birbiriyle görüşebilir. Sayın Başbakan da görüştü. Biz tek başına iktidara gelme hedefi olan bir partiyiz. Bizim hukuk sistemimizde ittifak da mümkün değil zaten. Bu, birbirimizle konuşmamıza, uygar ilişki kurmamıza engel değil" diye konuştu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü ile Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün 2011 yılı bütçeleri kabul edildi.