GENEL BAŞKAN SORUNUMUZ YOKTUR
Ancak dün gerek yazılı basında ve gerekse gün içinde bazı TV kanallarında, Baykal’ın Karadeniz gezisini yeniden genel başkanlığa döneceğiyle ilişkilendiren yorumları görünce acaba ben mi yanılıyorum dedim ve Baykal’ı aradım. Yazılıp söylenenler doğru mu, yeniden adaylık mesajı mı veriyorsunuz diye sordum. Baykal’ın cevabı çok net oldu: “CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘dur. CHP’de şu aşamada genel başkanlık sorunu yok, ben de genel başkan adayı değilim.”
Gördüm ki Baykal, üç hafta önce bana söylediği noktada duruyor. Genel başkan adayı olmadığını açık açık deklare etmesine rağmen, ikide bir Baykal yeniden aday sözlerinden de oldukça rahatsız.
PARTİDE CİDDİ ANLAMDA YANLIŞLIKLAR YAPILMAKTADIR
Karadeniz gezisinde CHP’nin yeni yönetimini eleştirmesinin nedeninin Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır gezisi ile Selahattin Demirtaş’ın gündeme getirdiği CHP ve DTP’nin de içinde yer alacağı sol blok önerisinden rahatsızlık duyması mı olduğunu da sordum. Bu sorum üzerine Baykal’ın ses tonu değişti ve aynen şunları söyledi: “Benim tek arzum CHP’nin başarılı olmasıdır. Ancak görüyorum ki, partide ciddi anlamda bazı yanlışlıklar yapılmaktadır. Benim de bu yanlışları kabul etmem ve savunmam mümkün değildir.Yapılan bu yanlışlıkları dile getirmek bizim görevimiz. Bazıları bir takım saçma sapan uygulamalarla CHP’nin iktidar olabileceği yönünde gayri ciddi açıklamalar yapacak, bizler de bunu suskunlukla seyredeceğiz. Yok öyle bir şey. Hem CHP‘nin, hem de Türkiye’nin geleceği için yapılan önemli yanlışlıkları ortaya koyup Genel Başkan’ı uyarmak bizim görevimizdir. Kimse de bundan başka manalar çıkarmasın.”
***
Baykal’dan edindiğim izlenim şu: Partinin genel başkanlık sorunu yok. Adaylığı ile ilgili söylentilerden de rahatsız.
Baykal, seçim sürecinde partinin birlik ve bütünlüğü koruma konusunda elinden geleni yapacak gibi. CHP’nin seçimlerde başarılı olması için var gücüyle çalışmak niyetinde. Ancak yanlış uygulamalar görürse bunları da eleştirerek “CHP’nin yanlış yapmaması için” üzerine düşen görevi yerine getirecek
Baykal’ın olası seçimli kurultay ile ilgili düşüncelerini de öğrenmeye çalıştım. Bu konuda konuşup yanlış anlaşılmaktan çekiniyor. Kullandığı her sözcüğü dikkatlice seçtiğini hissettim. Baykal’ın bu konuda da endişeleri var.
Kafasına takılan, seçimli kurultayda blok liste mi olacak, yoksa çarşaf liste mi. Blok liste olacak ise, o blok listede hangi dengeler göz önüne alınacak, listede kimler olacak? Bütün bunları gördükten sonra ancak parti meclisi listesi ile ilgili değerlendirme yapabileceğinin altını çiziyor.
Baykal’ı tanıyan biri olarak şu sonuca vardım: Seçim öncesi olası bir kurultayda kesinlikle genel başkanlığa aday değil. Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığını şu aşamada destekliyor. Parti Meclisi listeleri yapılınca, Baykal’cı olarak bilinen kimi isimlere de yer verilirse Kılıçdaroğlu’nun Parti Meclisi listesine destek verecek.
Listede dengelere dikkat edilmez ise, gündeme farklı bir blok listenin de gelebileceğine işaret ediyor. Ancak önümüzdeki seçimde CHP‘nin başarısı için çalışmak niyetinde olduğundan kuşkum yok. Baykal, kendisi ile ilgili basında yer alan bazı değerlendirmelerden rahatsız. Kimi değerlendirmeleri haksız buluyor. Kendisini neredeyse CHP dışına itmeye çalışan bu değerlendirmelere pabuç bırakmak niyetinde de değil.
Baykal’ın Karadeniz gezisinin amacı neydi?
Karadeniz gezisi basında çok tartışılıp iş Baykal’ın yeniden genel başkan adaylığına taşınınca merak ettim ve Karadeniz gezisinde Baykal ile birlikte olan Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’e sordum. Yılmaz Ateş de Baykal’ın adaylığı ile ilgili söylenenleri hayretle takip ettiğini söyledi ve şöyle dedi: “Sayın Baykal her bayram olduğu gibi bu bayram da da torunu ile Ankara’da bayram namazı kıldıktan sonra seçim bölgesi Antalya’ya gitti. Bayram süresince Antalya’nın tüm ilçe ve belde teşkilatlarını dolaşıp bayramlaştı. Hafta sonu için yıllarca Trabzon Merkez İlçe Başkanlığı’nı yapan Muharrem Şahin’in oğlunun ve Gençlik Kolları Başkanlığı’nı yapan bir arkadaşımızın nikâhlarına katılmak için Karadeniz gezisine çıktı. Yoksa bu gezinin bir başka amacı kesinlikle yok. Olayı yanlış taraflara çekmenin nedenini de anlamış değilim.”
Vatan/ Aydın Ayaydın