Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıkları avukat Kemal Kerinçsiz ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük, 27 Ağustos 2010'da görülen 156. duruşmada Tuncay Güney hakkında yakalama kararı olup olmadığını sordu. Yanıt, savcı Mehmet Ali Pekgüzel'den geldi.
Savcı, yazılı mütaalasında, "Örgüt hakkında bilgi verdiği, bu şekli ile hakkında pişmanlık yasasından faydalanabileceği ihtimali nedeniyle Tuncay Güney hakkında yakalama kararı istenilmesi düşünülmemiştir." dedi.
Savcı Pekgüzel, Kanada'da yaşayan Tuncay Güney'in bu ülkede ifadesinin alınması için başvuruda bulunulduğunu hatırlattı.
Mahkeme Başkanı da Tuncay Güney'in adli yardım talebiyle ifadesini almak isteyen Kanada adli makamlarına itiraz ettiği ve bu nedenle Kanada'daki dosyanın kapandığını bildirdi.
'SAVCI DEĞİL MAHKEME KARAR VERİR'
Savcılığın Tuncay Güney'le ilgili mütalaasının ne anlama geldiğini, Ceza Hukuku Profesörü Ersan Şen, NTV yayınında değerlendirdi.
Herhangi bir kişinin pişmanlık yasasından faydalanıp faydalanmayacağına savcının değil mahkemenin karar vereceğini söyleyen Ersan Şen, öncelikle Tuncay Güney'le ilgili bir soruşturma varsa bunun tamamlanması gerektiğini vurguladı.
Şen konuyla şunları söyledi:
"Bir karar verilmesi gerekiyor. Dava mı açılacak, takipsizlik mi verilecek? Pişmanlık veya yasal indirim hallerininin olup olmadığı ve bunların uygulanması, dava açılması durumunda mahkemenin takdirinde olacaktır, savcılığın değil. Savcılık makamı değil mahkeme bunu takdir edecektir. Bizde dava açmak için mutlaka şüphelinin ifadesinin alınması zorunluluğu yok.
Bu kişi bir tarafın tanığıysa delillerin doğrudan doğruya değerlendirilmesi ilkesi gereğince mahkeme tarafından ifadesi alınması gerekir. Bu kişi hakkında devam eden bir soruşturma varsa mutlaka bunun tamamlanması lazım.
Ya bu kişi sanık olacak dava açılacak ya da tanık olarak ifadesine başvurulacak. Bu adil yargının temel unsurlarındandır tahmin ederim ki yargı makamı önümüzdeki günlerde bunlardan birini tercih edecektir."
Kaynak: Ntv / Ajanslar