Epözdemir, yaptığı yazılı açıklamada, çocukların 'yaşama ve gelişme', 'ayrımcılığa uğramama', 'korunma' ve 'katılım' haklarını güvence altına alan çocukların üstün çıkarlarının her konumda korunmasını emreden en önemlisi çocukların çocuk olma hakkını güvence altına alan ve 191 ülkenin imzaladığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabulünün 21. yılını doldurduğunu ifade etti.
Türkiye'de birçok çocuğun cinayetlerde rol oynadığını anlatan Epözdemir, eğitim hakkından yoksun kalan çocukların suça eğimli bireyler olarak yetiştiğine dikkat çekti. Okullarda şiddetin bir eğitim aracı olarak kullanılmaya devam ettiğini ileri süren Epözdemir açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Ülkemizde ise silahlı ortamda kolluk kuvvetlerinin müdahalesi veya mühimmat patlaması sonucu 15 çocuk hayatını kaybetti. Töre kavramlarından ötürü hala çocuklar şiddet kurbanı olarak yaşamını yitirmekte, kız çocukları hala okutulmamakta, başlık parası adı altında evlendirilmektedir. Bebek ölümleri hala hedeflenen düzeye indirilememiştir. Çocuklar çatışma ortamından korunamadığı gibi yetişkinlerin suçlarının bedellerini cezaevinde ödemektedirler. Çocuk ölümlerinden sorumlu olanlar hala yargı karşısına çıkartılmamaktadır. Ölümlerin hesabı, soru ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşama ve kendi dilini kullanma haklarını içeren çocuk hakları sözleşmesinin 17, 29, ve 30. maddelerine koyduğu çekinceler aradan 15 yıl geçmesine rağmen kaldırılmış değildir."
'MEDYA MAĞDUR ÇOCUĞA GÖSTERİLMESİ GEREKEN HASSASİYETTEN UZAK'
Anayasada yapılan değişiklikte çocukları hak sahibi bireyler olarak değil, sadece korunması gereken varlıklar anlayışı ile görmenin eksiklik olduğunu savunan Epözdemir, çocuk odaklı eğitime henüz geçilmediğini belirtti. Eğitimin sadece okul içinde geçirilmesi gereken bir durum olmadığını, tüm toplumu kapsayan her kesimin sorumluluğunun altında olan, medyayı, sosyal kurumları, aileyi, belediyeleri, devleti kapsayan bir politika olduğunun henüz benimsenemediğini kaydeden Epözdemir, çocuk haklarının korunmasının en önemli ve çözüme kavuşturulması gereken en acil sorunlardan biri olduğunu ifade etti. Epözdemir şu taleplerde bulundu:
"Bu nedenlerle çocuk hakları politikasının, devlet politikası haline acilen getirilmesi, bunun içinde çocuk bakanlığı kurulması, uygulayıcı bir bakanlık olması açısından çocuklarla ilgili tüm sorunların bir merkezde toplanıp çözümünün kolaylaştırılacağı düşüncesindeyiz. Tüm olumsuzluklara ve eksikliklere rağmen, tüm dünyada çocuk hakları ihlallerinin ortadan kalkacağına dair umudumuz hep oldu ve olmaya devam edecek. Bu bir hayal olsa da biz çocuk dostları umudumuzu hiç yitirmeyeceğiz."