Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.975,32

Bist

10.125,46

İHH İsrail'e çanak tutan medyayı eleştirdi

İHH, İsrail'in Mavi Marmara gemisine yaptığı insanlık dışı eylemi meşru göstermek için basına çarpıtma bilgiler servis ettiğini ve bu bilgilerin Türkiye'deki basın organlarında aynı şekilde yayınlamasını eleştirdi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-22 23:40:03

İHH İsrail'e çanak tutan medyayı eleştirdi
Haber Merkezi / TİMETURK

İHH (İHH İnsani Yardım Vakfı) İsrail'in Mavi Marmara gemisine yaptığı saldırıyı "meşru" göstermek için Yahudi lobisinin katkılarıyla 'karalama' kampanyası başlattığı öne sürdü.

İHH'dan yapılan açıklamada, "Siyonist lobinin katkılarıyla, iç ve dış basında müvekkil İHH hakkında hiçbir hukuki dayanağı olmayan, müvekkil vakfı karalamaya ve ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi itibarını sarsmaya yönelik gerçek dışı bazı ithamlarda bulunmuş, kamuoyunda bu yönlü bir algı yaratmaya çalışmıştır." denildi.

İHH, yapılan karalamaların Türkiye içindeki yayın organlarında İsrail ve yurt dışında yayınlanan halleriyle aynen yer alması eleştirdi. "Söz konusu haksız ve mesnetsiz ithamların özellikle Türkiye içindeki yayın organlarında İsrail ve yurt dışında yayınlanan halleriyle aynen yer alması; bu konuda müvekkil vakfın görüş, karşı delil ve beyanları talep edilmeden, kısaca cevap hakkı kullandırılmadan yayına verilmesi, hem İsrail’in bilgi çarpıtma (dezenformasyon) sürecine katkı sağlamakta hem de hukuka aykırı itham ve iftiraların siz basın mensupları tarafından da yayılmasına neden olmakta ve hukuki anlamda bizleri karşı karşıya gelmek zorunda bırakmaktadır." denildi.

İşte İHH'dan yapılan basın açıklamasının tam metni...

İHH İNSAN HAK VE HÜRRİYETLERİ  İNSANİ YARDIM VAKFI ADINA

BASIN AÇIKLAMASIDIR 

Müvekkil İHH İnsani Yardım Vakfı, misyonu çerçevesinde dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi insanlara yardım götürmektedir. Birleşmiş Milletler ve dünya ülkeleri tarafından haksız ve hukuka aykırı olduğu kabul edilen bir ablukaya maruz kalan Filistin'e gitmek üzere 37 farklı ülkeden, farklı din ve dilden 700’ü aşkın aktivistin katılımıyla bir yardım filosu oluşturulmuştur. Ancak ne yazık ki İsrail silahlı kuvvetlerinin saldırısına uğrayan insani yardım filosu talihsiz olaylar yaşamıştır. 31.05.2010 tarihinde, İsrail askerî kuvvetleri tarafından sivil insanları taşıyan filonun Mavi Marmara isimli gemisine yapılan saldırıdan itibaren dünyanın tepkisi İsrail üzerine olmuştur. Buna karşılık İsrail; Siyonist lobinin de katkılarıyla, iç ve dış basında müvekkil İHH hakkında hiçbir hukuki dayanağı olmayan, müvekkil vakfı karalamaya ve ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin siyasi itibarını sarsmaya yönelik gerçek dışı bazı ithamlarda bulunmuş, kamuoyunda bu yönlü bir algı yaratmaya çalışmıştır.

Söz konusu haksız ve mesnetsiz ithamların özellikle Türkiye içindeki yayın organlarında İsrail ve yurt dışında yayınlanan halleriyle aynen yer alması; bu konuda müvekkil vakfın görüş, karşı delil ve beyanları talep edilmeden, kısaca cevap hakkı kullandırılmadan yayına verilmesi, hem İsrail’in bilgi çarpıtma (dezenformasyon) sürecine katkı sağlamakta hem de hukuka aykırı itham ve iftiraların siz basın mensupları tarafından da yayılmasına neden olmakta ve hukuki anlamda bizleri karşı karşıya gelmek zorunda bırakmaktadır.

Müvekkil vakıf -İHH İnsani Yardım Vakfı- Türkiye Cumhuriyeti Yasaları çerçevesinde kurulmuş ve yine mevzuat çerçevesinde faaliyetlerine devam eden, denetçiler ve devletin ilgili kurumlarınca denetlenen bir kurum olup bölge, din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmaksızın dünyanın herhangi bir yerinde sıkıntıya düşmüş, felakete uğramış, zulüm görmüş, aç ve açıkta kalmış; savaş, tabii afet gibi sebeplerle mağdur olmuş, yaralanmış, sakat kalmış; evsiz, yurtsuz, tüm insanlara yardım ulaştırmak ve bu insanların temel hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesini önlemek üzere çalışmaktadır. Müvekkil vakıf; İslam Dünyası STK’lar Birliği, Humanitarian Forum üyeliği, BM Ekonomik ve Sosyal Konsey Danışman Statüsünde Üyelik ve Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) üyeliği bulunan, bağımsız ve tamamen sivil bir kuruluştur.

Bugüne kadar müvekkil vakıf, yukarıda belirttiğimiz ve eklerde kısaca cevapladığımız şekilde birçok iftiraya maruz kalmıştır. İHH ile el-Kaide ve Ak Parti arasında bağlantı olduğu (1), Polonyalı bir gazetecinin laptopundan bu bağlantı ile ilgili bilgiler elde edildiği (2), Almanya İçişleri Bakanlığı’nın İHH’nın faaliyetlerini durdurduğu, eli silahlı bir Türk’ün İslami Cihad Örgütü kamplarında hatıra fotoğrafı çektirdiği (3), Fransız yargıç tarafından İHH ile el-Kaide arasında bağlantı olduğunun belirtildiği ve vakıfta yapılan aramalarda silahlar ve sahte belgeler bulunduğu (4), şeklinde birçok kaynaktan ancak hiçbir şekilde hukuki dayanağı olmayan yalan haberler toplanarak ya da çarpıtılarak İHH İnsani Yardım Vakfı hakkında gerçek dışı, iftira niteliğinde, uydurma ve hatta müvekkilim vakfın toplumdaki itibarını sarsmaya yönelik haberler yayınlanmış ve kamuoyu kasten yanlış bilgilendirilmiştir. Bu noktada, haksız ve mesnetsiz ithamları aynen haber yapan basın kuruluşları da farkında olmadan İsrail’in amacına hizmet etmektedir. Bu konuda vakıf vekilleri olarak ilgili cevaplar verilmiş ve haberler tekzip edilmiştir. Sorumlu davranan basın kuruluşları ve basın mensupları da ilgili yazılara gönderilen cevapları yayınlayarak ya da yazılarını geri çekerek doğrunun yanında yer almışlardır.

Ayrıca, yapılan uydurma haberlerin ve şeriatçı, kökten dinci, el-Kaide bağlantılı gibi müvekkil İHH hakkında kullanılan ifadelerin hiçbir hukuki ve ahlaki zemini olmadığı gibi; Mavi Marmara gemisinde gerçekleştirilen katliamı meşrulaştırmaya çalışan çevrelerin tezleriyle uyum içerisinde bulunması da düşündürücüdür.

Birleşmiş  Milletler Raporu 264. paragrafta; “İsrail askerlerinin ve diğer İsrailli yetkililerin filo yolcularına davranış biçimi durumla orantısız olmakla kalmamış, aynı zamanda tamamen gereksiz ve inanılmayacak ölçüde şiddet içermiş, kabul edilemez düzeyde bir gaddarlık sergilenmiştir. Bu tür bir davranış biçiminin güvenlik gerekçesiyle ya da başka bir gerekçeyle meşrulaştırılması veya savunulması mümkün değildir. Bu davranışlar, insan hakları hukukunu ve uluslararası insancıl hukuku ciddi şekilde ihlal etmiştir.” denilmektedir. İsrail, yaptığı insanlık dışı eylemini savunmak adına müvekkilim vakfa ve diğer filo katılımcılarına asılsız yakıştırmalarda bulunmakta ve tüm dünya medyasını da bu konuda kullanmaktadır. Uyguladığı bilgi çarpıtma (dezenformasyon) kategorik ve sürekli olarak yalan ve çarpıtılmış haberleri kamuoyuna sürmekte ve insanların, bilgi kirliliği içinde doğru düşünmelerini engellemeye çalışmaktadır.

Bu nedenle, doğru ve tarafsız habercilik ilkesiyle hareket eden siz değerli basın mensuplarını İsrail’in bu politikası karşısında doğru, duyarlı, dikkatli ve ilkeli haberler yapmaya davet ediyor, özellikle müvekkil vakıf hakkında çıkacak olan her türlü haberle ilgili olarak vakıf yetkilileri veya biz avukatlarının bilgilerine başvurmanızı önemle rica ediyoruz. Bu uygulama, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesi ve olası zararların önüne geçilmesi açısından faydalı olacaktır. Bu konuda müvekkil vakıf ve bizler size her türlü desteği sağlamaktan mutluluk duyacağız.  

Saygılarımızla; 
 
 

İHH İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı Vekilleri:

Av. Uğur Yıldırım, Av. Esra Çifçi

YILDIRIM HUKUK BÜROSU

Bahçesaray Sok. No:10/18 İncirli-Bakırköy / İstanbul-Türkiye

TEL: (0212) 466 34 20

Fax: (0212) 542 11 91

 

BASINDA ÇIKAN BAZI HABERLER VE TEKZİPLERİ 

1) İHH ile el-Kaide ve diğer terör  örgütleri arasında ve Ak Parti arasında hiçbir bağlantı, yakınlık yoktur. Yapılan yardımlar ve organizasyonlarda, Hükümet yetkililerinden alınan maddi manevi herhangi bir destek söz konusu değildir.

İç ve dış basında yer alan bazı haberlere göre, müvekkil vakıf İHH ile el-Kaide arasında bağlantılar kurulmaya çalışılmış, İHH’nın Hükümet yetkililerinden destek aldığı yönünde birtakım asılsız iddialar ortaya atılmıştır. Bu haberlerde New York Times, The Daily Telegraph, İsrail meşeili Jerussalem Post ve Haaretz gibi gazetelerden alıntılar yapılarak veya bu gazete haberleri toplanıp haber kaynağı yapılarak bazı gerçek dışı bilgiler kamuoyuna sunulmuştur. Oysa bu gazeteler, tarafımızca kendilerine yapılan ihtarlardan sonra haberlerini geri çekmiş, birçok gazeteden tarafımıza özür mesajları gönderilmiştir. Ancak Türk basınında söz konusu haberlerden alıntılar yapılırken tek taraflı haber yapılmış, İHH’nın bilgisine başvurulmamış ve ilgili haberlerin geri çekildiğinden hiçbir şekilde bahsedilmemiştir.

Açıkça belirtmek gerekir ki, İHH her türlü devlet denetimine tabi tutulan ve el-Kaide dâhil hiçbir terör  örgütüyle bağlantısı olmayan sivil bir yardım kuruluşudur. Mavi Marmara olayından önce veya sonra, hiçbir zaman Hükümet yetkileri veya Türk Devleti’nden, yasalar çerçevesinde tüm sivil vakıflara yapılan belirli yardımlar dışında, fazladan hiçbir destek ve yardım görmemiştir. Bunun aksi yönündeki hiçbir iddia İHH tarafından kabul edilemez.  

2) 21.09.2010 tarihli Haaretz gazetesinde çıkan, baskında ele geçirilen bilgisayar kayıtlarıyla ilgili haber tamamen hayal ürünüdür.

Haaretz gazetesinde yayınlanan ve Türk basınında da oldukça geniş yankı bulan bir habere göre; baskında ele geçirilen ve Polonyalı bir gazeteciye ait olduğu söylenen bilgisayar kayıtları kanıt gösterilerek, Türk üst düzey yetkililerince ve Başbakan tarafından İHH’ya ve yardım filosuna doğrudan destek verildiği iddia edilmiştir.

Bu iddialar tamamen gerçek dışıdır. Öncelikle Haaretz gazetesinin, ilgili yazıyı, yalan haber olduğu için geri çektiğinin bilinmesi gerekmektedir. Ancak Türk basınında Haaretz gazetesinin haberi geri çektiği bilgisine hiç yer verilmemiştir. Âdeta bir ispat aracı olarak gösterilen bu sözde belgelerin hiçbir delil değeri olmadığını da belirtmekte ayrıca fayda görüyoruz. Kaldı ki İsrail, hukuk dışı yollarla el koyduğu bilgisayarlara her türlü bilgi ve belgeyi ekleyip çıkarabilecek teknik alt yapıya sahiptir. Bu yöndeki bir beyanın kaynak alınarak haber yapılması ayrıca düşündürücüdür.

Söz konusu haberle ilgili en önemli detaylardan biri ise; el konulan bilgisayarın Polonyalı  bir gazeteciye ait olduğu ve onun yapmış olduğu yazışmalardan bu bilgilere ulaşıldığı bilgisidir. Ancak filo yolcuları ile ilgili tüm resmî kayıtlarda görüleceği üzere Mavi Marmara gemisi de dâhil filoda hiçbir Polonya vatandaşı bulunmamaktadır. Filoya katılan kişilerin listesi ayrıca mevcuttur. Aksi yöndeki beyanlar tamamen hayal ürünü olup, bunların hiçbir araştırma yapılmadan kamuoyuna sunulması son derece hatalı ve üzücüdür.

Ayrıca, Birleşmiş Milletler raporunda belirtildiği üzere; Vaka İnceleme Heyeti önünde ifade veren görgü tanıklarının anlattıklarıyla İsrail mercileri tarafından dağıtılan görüntülerin örtüşmediği noktada Heyet, gemideki fotoğraf makinelerine, video kameralara, kapalı-devre televizyon kayıtları ile dijital depolama aygıtlarına İsrail tarafından el konulmuş ve bunlardan çok az ve seçilmiş görüntünün kamuya sunulmuş olduğunu göz önünde bulundurarak, İsrail tarafından dağıtılan söz konusu kayıtlara ziyadesiyle ihtiyatlı yaklaşmak zorunda olduğunu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu noktada bazı basın mensupları tarafından taraflı dış basından alıntı yapılarak İsrail kaynaklarına itibar edilmesi oldukça düşündürücüdür. 

3) Almanya’da kurulan “Internationale Humaniterien Hilfsorganizatione” isimli vakıfla İHH’nın hiçbir bağlantısı yoktur.

Almanya İçişleri Bakanlığı’nın faaliyetlerini durdurduğu “Internationale Humaniterien Hilfsorganizatione” isimli kurumla müvekkil vakfın isim kısaltmalarının benzerliği dışında hiçbir ilişkisi yoktur. Bu konu, mahkeme kararıyla tespit edilmiş, gazetelerde de ilan edilmiştir. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgiye İHH’nın internet sitesinden ulaşabilirsiniz.

Ek olarak; 27 Eylül 2010 tarihli Birleşmiş Milletler Raporu 56. paragrafta: “Kendi ifadesine göre, Genelkurmay Başkanı Gabi Ashkenazi, filoyu organize eden koalisyonun üyelerinden biri olan İHH İnsani Yardım Vakfı’nın bir ‘terörist örgüt’ olduğunu düşünmemektedir...” şeklindeki ifadesine yer vermektedir.

Ayrıca Heyet, Türkiye’deki İHH İnsani Yardım Vakfı’yla aynı kısaltmayı kullanan ve terör bağlantılı olma iddiasıyla hakkında soruşturma yürütülen Almanya merkezli “Internationale Humanitaere Hilfsorganisation” ile İHH arasında hiçbir bağlantının olmadığının altını çizmiştir.

4) İHH’nın çeşitli gazetelerde çıkan eli silahlı kişi ve kuruluşlarla hiçbir ilgisi yoktur.

Son haftalarda basında bir Türk’ün İslami Cihad Örgütü kamplarını ziyaret ettiği ve burada silahlarla poz verdiği yolunda çeşitli haber ve fotoğraflar yer almış ve bu haberler çarpıtılarak bu kişi âdeta İHH çalışanı veya sempatizanı olarak yansıtılmaya çalışılmıştır. Ancak Ynetnews gazetesinde ve çeşitli internet sitelerinde yayınlanan fotoğraftaki kişi, İHH çalışanı olmayıp Filistin’e yardım hareketi de dâhil hiçbir İHH yardım organizasyonunda hiçbir şekilde görev almamıştır. Kısacası, söz konusu kişinin müvekkil vakıfla hiçbir bağlantısı yoktur.

İç ve dış basında çıkan bu haberlerle son derece saygıdeğer bir kuruluş olan müvekkil vakfın ilgisiz kişi, kuruluş ve terör örgütleriyle bağlantısı varmış gibi gösterilmeye çalışılarak kişilik hakları zarar uğratılmıştır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki, tarafımızca gönderilen ihtar yazısı üzerine Ynetnews gazetesinin haber sitesinde yer alan bu gerçek dışı yorum düzeltilerek haberle ilgili düzeltme yazısı yayımlanmıştır. 

5) Eski bir Fransız hâkim olan Jean-Louis Bruguiere’un iddiaları hukuki dayanaktan yoksun ve asılsızdır.

Eski bir Fransız hâkim olan Jean-Louis Bruguiere tarafından; İHH’nın terörizm ve cihadla uzun soluklu ve açık bir ilişkisi olduğu, İHH’nın 1999 yılında Los Angeles Havaalanı’na bombalı saldırıda bulunan el-Kaide’li bir pilotu da içeren terör örgütleriyle bağlantısı olduğu ve 1998 yılında müvekkil vakıfta yapılan bir arama sırasında savaş bölgelerine gönderilmek üzere silah ve sahte belge bulunduğu gibi gerçek dışı iddialar ortaya atılmıştır.

Tekrar belirtmek gerekir ki, İHH’nın belirtilen kişi ve örgütlerle hiçbir bağlantısı yoktur. Bu konuda müvekkil vakıf, hiçbir şüpheye mahal vermeyecek derecede şeffaftır. Ayrıca, bahsi geçen süreç içerisinde aramalar sırasında, savaş bölgelerine gönderilmek üzere veya başkaca amaçlarlarla vakıf nezdinde hiçbir hukuk dışı materyale rastlanmamıştır. Asılsız ithamlar nedeniyle İstanbul DGM’de vakıf yöneticilerinin de aralarında bulunduğu bazı kişiler adına dava açılmış ve bu davalar beraatla neticelenmiştir. Bu konuda mahkemeden alınan beraat kararı ve arama tutanakları da mevcuttur. Dolayısıyla bu iddiaların da hiçbir hukuki dayanağı yoktur.



 

Haber Ara