Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, görüşülen konulara ilişkin bilgi verdi. Çicek, Bakanlar Kurulu'nun bugünkü toplantısında iki önemli tasarının bulunduğunu, bunlardan birisinin 12 Eylül halk oylaması sonucu gerçekleşen anayasa değişikliği ile ilgili uyum yasaları olduğunu belirtti. Çiçek, bu anayasa değişikliği ile ilgili 30'dan fazla mevzuatta değişiklik yapılmasının gerektiğine işaret ederek, bu değişiklerin 9'unu ana yasa, diğerlerini paket olarak göndermeyi düşündüklerini daha önce açıkladıklarını hatırlattı. Kamuoyunda 'anayasa değişikliği yapıldı sonra bir şey yapılmadı' gibi doğru olmayan bir kanaat oluşturulmaya çalışıldığını öne süren Çiçek, "Bu doğru değil. HSYK ile ilgili tasarı komisyondan geçti. İnsan haklarıyla ilgili yasa tasarısının ilk görüşmesi yapıldı, alt komisyonunda çalışmaları bitirilmek üzere. Meclis içtüzüğünde bir kısım düzenlemeler var. Bundan sonrakileri göndermeye çalışıyoruz. Arka arkaya tasarıları gönderiyoruz. Bugün kabul ettiğimiz tasarı, kamu denetçiliği ile ilgilidir. Geçtiğimiz dönemde kanunlaşmıştı. Anayasa Mahkemesi yaptığı değerlendirme sonucunda anayasal dayanağı yoktur diye yasayı iptal etmişti. 12 Eylül halk oylamasında anayasal dayanağı oluştuğu için bugün TBMM'ye gönderiyoruz. Arkasından da insan haklarıyla ilgili olarak önemli bir kurumsal yapıya Türkiye kavuşmuş olacaktır. Devletin iş ve işlemlerinden dolayı hak kaybına uğradığını iddia eden kişi ve kişilerle ilgili olarak yargı yolundan ayrı bir denetim imkanı getirmiş olacağız." dedi.
Bakanlar Kurulu'nda elektronik ticaretin düzenlemesiyle ilgili kanun tasarısının da görüşüldüğünü kaydeden Çiçek, "Elektronik alanda çok önemli teknolojik ilerleme dünyada yaşanıyor. Birçok işlem elektronik ortamda gerçekleşiyor. Geçtiğimiz yasama döneminde e imzayı çıkarmıştık. Bu alanda derli toplu yasa, kurallar söz konusu değil. Beraberinde getirdiği birçok sıkıntılı durum var. Çerçeve temel yasaya ihtiyaç var." diye konuştu.
Çiçek, Bakanlar Kurulu'ndan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni ele aldıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün üzerinde durduğumuz MGSB'dir. Bildiğiniz gibi anayasanın 117, 118. maddesi, MGSB'nin hazırlanmasıyla ilgili bir kısım hükümleri ihtiva etmektedir. Milli güvenliğin sağlanmasından Bakanlar Kurlu sorumludur. Bu siyasetin belirlenmesi, uygulanması hükümetin uhdesindedir. Bir kısım merhalelerden geçmesi gerekiyor. Yazılarınıza intikal ettirdiğiniz gibi Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ilgili kurumlardan görüşler alıyor. Taslak metin ilgili kurum ve kuruluşlara gönderiliyor, bir defa daha değerlendirme yapılıyor. Geçtiğimiz Milli Güvenlik Kurulu toplantısında metin kabul edildi ve hükümete tavsiye edildi."
Soğuk savaş sonrası dönemde uluslararası alanda meydana gelen gelişmeler dikkate alınmak suretiyle ülkenin bugün ve gelecekte karşılaşabileceği sorunların da belge hazırlanırken dikkate alındığını vurgulayan Çiçek, hukuken tanımlanması mümkün olmayan kavramların ise bu metnin içinde olmadığına işaret etti. Çiçek şunları söyledi: "Bir şeyi tanımlayamıyorsanız tam tersine milli güvenlik siyasetine zarar verir. Toplumun huzur ve refahı ülkenin güvenliğini bu çerçeveye zarar verecek lüzumsuz tartışmalara da kapı aralamamak gerekir. Devletin elinde yasal imkan da var, gücü de var. İrtica kavramı hep konuşulmuştur ama bir siyasi suçlama aracı olarak konuşulmuştur. Toplumda yeni kamplaşmalara kutuplaşmalara meydan verecek içini herkese göre doldurduğu kavramlar bu metinde yok. Türkiye'nin geriye dönük tecrübesini de yansıtan bir metindir. Türkiye'de ilk hazırlanan metin 11 sayfadır, sonradan ansiklopedik sayfa adedine kavuşmuştur. Yerli yerine oturan bir metin."
"MGSB'lerinden farklı olarak komşularından gelebilecek tehditlere ilişkin nasıl bir güvenlik perspektifi oluşturuldu?" şeklindeki soruya ise Çiçek, "Bu belgeler 5 yılda bir yenileniyor. Yenilenmesinin sebebi ülkede, dünyada gelişmeler oluyor. Devletin güvenliği açısından ortaya bir vizyon koymak gerekmektedir. İster konu ister sorun olarak bunlar burada zikredilmiştir. Onun dışındakiler içeriğiyle ilgilidir. Açıklanacak bilgiler değildir. Bu genel çerçevedir, hazırlanacak başka strateji belgeleri de var. Her bakanlık kendi alanında hazırlayacaktır." dedi.
MGSB ilgili bir başka soru üzerin Çiçek, "Devletin sahibi millettir, kendi milletini tehdit olarak gören bir devlet olamaz. O dışarıdan bir algılamadır. Farklı değerlendirmeler yapılıyor. Bugün hazırlanan belge ülkenin güvenliğini sağlama, milli menfaatine olan hususlarla ilgili genel ilkeleri belirlemekten ibarettir. Milleti tehdit olarak gören bir şey bu belgede olamaz." cevabını verdi.
NATO'nun Lizbon toplantısıyla ilgili bir soruya ise Çiçek, "Bu zirveden başarıyla çıkmıştır. Türkiye'nin hukuku da bu zirvede korunmuştur. Onun dışındakiler siyasi söylem meselesidir." demekle yetindi.
Çiçek, Basın yasasıyla ilgili düzenlemenin ise Bakanlar Kurulu'nda ele alınmadığını kaydetti.