Demirtaş, şunları söyledi:
“Mesele dar bir çervede, son derece sığ bir yaklaşımla ele alınmamalı diye düşünüyoruz. Klasik bir seçim ittifakı şeklinde tartışılmamalı, biz bu şekilde tartışmadık. Bizim yaklaşımımız yüzeysel, gayrıciddi değil. Türkiye yeni bir anayasaya doğru gidiyor, bu kaçınılmaz artık ve kendi içinde bir dizayn süreci yaşıyor. Böylesi bir dönemde Türkiye’nin güçlü
CHP, ÖDEP, EMEP, SDP, HAKPAR, HAS Parti gibi partiler, sendikalar, emek örgütleri sivil özgürlükçü anayasayı yapabilecek bir blok oluşturarsa, bu blog İtalya’daki gibi 'Zeytin dalı' gibi bir çalışma yürütebilse... Biz, ilkesiz bir seçim ittifakını tartışalım demedik. Son derece yüzeysel, süreci anlamayan, ilkesiz değerlendirmeler üzücü.
CHP’ye kapılar kapanmadı. Sadece iktidarı hedefleyen, millitvekili sayısını artıran bir ittifak tartışmamız olmadı. Gündemde tartıştığımız BDP-CHP ittifakı çalışması yoktu. Bu tartışmalar şunu ortaya çıkardı ki,
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti son derece normal, doğal, sıradan bir ziyarettir. CHP, MHP buraya gelir. Biz Samsun’a, Edirne’ye gideriz. Türkiye’de siyaset her yerde yapılmalıdır. Tabii ki olağanüstün hale getirilmesi CHP’nin Kürt politiakasından kaynaklıdır. Mesele, CHP’nin Kürt sorununa nasıl yaklaştığı meselesidir.
‘Diyarbakır Paris olacak’ söylemi 50 yıldır söylenen, bayatlamış bir söylemidir. Diyarbakır, Paris olma sevdasıyla yanıp tutuşmuyordu zaten. Diyarbakır Amed oldu, kendi kimliği ve kültürüyle var bu ülkede olmak istiyor. Bunu anlayabilen ziyaretçiler Diyarbakır’ın gönlünü kazanır."
NTV-AA