Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Prof. Hoşcoşkun: Organ bağışına önem verin, çünkü sizin de ihtiyacınız olabilir

Ege Üniversitesi'nde ilk böbrek naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun vatandaşlara çağrıda bulunarak, "Organ bağışı yapınız.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-17 14:57:00

Prof. Hoşcoşkun: Organ bağışına önem verin, çünkü sizin de ihtiyacınız olabilir
Ege Üniversitesi'nde ilk böbrek naklini gerçekleştiren Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun vatandaşlara çağrıda bulunarak, "Organ bağışı yapınız. Çünkü bir gün sizin de sağlığınız bozulabilir ve organa ihtiyaç duyabilirsiniz." dedi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ve Organ Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde görevli Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, aynı zamanda Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Ulusal Koordinasyon Sistemi'nin oluşturulmasında önemli katkı sağladı. İlklerin adamı Prof. Dr. Hoşcoşkun, aynı zamanda Ege Bölgesi ve İzmir'de ilk olarak Ege Üniversitesi kliniğinde 1987 yılı 12 Ekim'de başlayan Konyalı Behice Bor'a yapılan böbrek organ naklini ilk gerçekleştiren isim. 1987 senesini 13-15 nakille kapatan Hoşcoşkun, kadavradan böbrek nakillerinden sonra canlı vericili nakillere başladı.

Prof. Hoşcoşkun, böbrek olmasaydı eldeki verilere göre yaşaması mümkün olmayan yüzlerce hastanın böbrekle yaşamaya devam etmesine vesile olmanın farklı bir duygu olduğunu anlattı. Prof. Hoşcoşkun, "Zaman içinde bu nakil yapılan kişilerin, okullarını ve üniversitelerini bitirip önemli konumlara gelmeleri, belli yerlerde belli görevleri almaları insanı gerçekten mutlu ediyor. Yetişmiş insanın gücünün, değerinin bilinmesi açısından da bu değerlidir. Çünkü en değerli bir varlık insandır, yetişmiş insan gücü bundan çok değerli bir varlıktır. Bunların ülke ekonomisine, ülke hizmetine sunulması ayrıca bir sevinç ve gurur kaynağı oluşturuyor." diye ifade etti.

Prof. Dr. Hoşcoşkun hedeflerinin, böbrek bağışının kadavradan çok, ölmüş insanlardan olduğunu ifade ederek, bu sayının ne kadar çok artarsa, o kadar çok kişiye ulaşma imkanının olacağını ifade etti. Böylelikle organ bağışlayanların böbrek hastalıkları yönüyle, keza diğer organlar yönüyle, kalp olsun, karaciğer olsun, pankreas olsun, kornea olsun, insanlara hizmet vermeyi, hayata daha iyi tutunmayı ve ülkeye daha faydalı insanlar olmasını sağlamasını vesile olduklarını düşündüğünü kaydeden Hoşcoşkun, şöyle dedi:

"Şunu hepimiz unutmamalıyız ki bugün ben, siz, ayakta dolaşan insanlarımız işinizin başında dolaşan insanlarımız tamamen sıhhatli, sağlık sorunu olmadan hayatımızı idame ettirmekteyiz. Ama hiç birimizin garantisi yoktur. Yarın ya da yarından sonra veya bayramdan sonra her birimiz, Allah korusun böbrek ihtiyacı olan, kalp veya karaciğer nakilleri gereken birer hasta birey haline dönüşebiliriz. İşte bunu idrak ederek, sıhhatli, aklımız başındayken, bu işin bilincinde olarak, öldükten sonra organlarımızın bir başkasında hayat bulmasını, hayatın devam ettirilmesinin vesile olmasının yardımcı olmasının bilincinde olarak organlarını bağışlaması gerektiğine inanıyorum. Bunun için de milletimizin, ülkemiz insanlarının halkımızın bu bilinç içinde olmalarını ve bu bilince ulaşmalarını istiyorum."

Bunun da en büyük yollarından bir tanesinin medyadan geçtiğine vurgu yapan Prof. Hoşcoşkun, Türkiye'de organ nakli ve organ bağışı konusunda hem kadavradan hem de canlıdan öncü olmasının, İzmir'in ve üniversitenin öncü olmasının en büyük payın, kendi çalışmaları yanında medyanın, özellikle İzmir medyasının en büyük paya sahip olduğunu söyledi.

Bu görevleri başarıyla ve mükemmel yerine getirdikleri için medyayı kutladığını ifade eden Prof. Hoşcoşkun, "Bir şey daha istiyorum. Bunun yeterli olmadığını her zaman için kabul etmeliyiz. Hedef bu olmamalı, bundan sonraki çalışmaların daha da hız katarak desteklerin artarak devam etmesini istiyoruz. İzmir medyasının bu konuda çalışmalarının tüm ülke çapındaki ulusal medyaya örnek olmasını da özellikle istiyorum." diye konuştu.

Haber Ara