Bir kaza sonrası araçtan çıkabilmenin ilk şartının araçtaki sürücünün bilincinin yerinde olmasının belirtildiği açıklamada şu bilgilere yer verildi:
"Kemeriniz yoksa en düşük hızlarda bile vücudunuzu araç içerisindeki sert bölümlere çarpar, yaralanır ve bilinç kaybı olur. Bir kaza sonrası olmanız gereken yer yine aracınızın içidir. Kemer takmadıysanız bulunacağınız yer araç dışıdır. Gerek araçtan çıkış, gerekse yere düşme sırasında ölümcül darbeler alırsınız. Karayolunda araç kullandığınız müddetçe kendinizin veya karşıdaki sürücülerin hataları sonucu trafik kazalarına karışma riski her zaman vardır. Hafif maddi hasarla atlatılması mümkün olan bir trafik kazasına karıştığınızda dahi ani şiddetli çarpmanın etkisi ile boyun kırılması sonucu veya başınızı çarpma sonucu beyin kanaması ile hayatınızı kaybedebilirsiniz. Aynı durum kaza yapmayan, ancak çok ani ve şiddetli fren yapmak zorunda kalan araçta da meydana gelebilir."
SÜRÜCÜ BAHENELERİ YERSİZ
Emniyet kemeri takarak, birçok riskten kurtulmanın mümkün olduğunun vurgulandığı açıklamada, emniyet kemerinin, araç ile aynı hıza sahip sürücünün bedeninin araç ile aynı anda durmasını sağladığı belirtildi. "Şehir içinde emniyet kemeri kullanmam, çünkü ben düşük hızlarda çarpmaya dayanırım." şeklindeki sürücü bahanelerinin yersiz olduğunun kaydedildiği açıklamada, şehir içinde 50 km/h hızla seyreden bir otomobilin muhtemel bir çarpışma sırasında karşı karşıya kalınan kuvvetin 4 ton olduğu belirtildi. 'Kaza sonrasında araçtan çıkamam' bahanesi ile emniyet kemeri kullanmama düşüncesinin de yanlış olduğunun altı çizilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Araçtan çıkabilmek için kazadan sonra öncelikle araçtan fırlamamak, bilincinizin açık kalması, çarpma sonucu boynunuzun kırılmamış olması veya başınızın cama çarparak bilincinizin kapanmaması gerekir. Aşırı hız nedeniyle meydana gelen kazalarda çarpışma sonucu araçtan fırlama durumunuz söz konusu olduğundan, bu kaza sonucu ölme riskiniz 25 kat artmaktadır. Emniyet kemeri araçtan fırlamanızı önler."