Son zamanlarda ev sahibi olmak isteyenlere cazip imkânlar sunan inşaat sektörü, işçilerin can güvenliklerinin yetersizliğiyle dikkat çekiyor.
Ülkenin dört bir yanından "çalıştığı inşaattan düşerek öldü" haberlerinin sayısı özellikle yaz aylarında artıyor. Ajansların geçtiği haberler arasında kaybolup giden kalıpçı ustası Mehmet, sıvacı Ramazan, boyacı Mahmut, elektrikçi Süleyman'ın ölüm haberleri yıllarını verdikleri mesleklerinin sanki kaderi olarak görülüyor. İnşaat sektöründe Türkiye'de binin üzerinde işçi hayatını kaybediyor, birçoğu da sakat kalıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre, bir yılda gerçekleşen ölümlü iş kazalarının yüzde 34'ü inşaat işlerinde yaşanıyor. Türk Mimar Mühendis Odaları Birliği Avrupa Birliği Masası Sekreteri Yüksek Mimar Tuğçe Selin Tağmat, inşaat sektörün ekonominin önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirterek, ancak bu konuda elde edilen gelişmelerin henüz ihtiyaçları karşılayacak düzeyde olmadığını söyledi.
4 yıl önce başlatılan "İnşaatta İş Sağlığı ve Güvenliği Kampanyası" nın inşaat sektörüne odaklı çalışmalardaki eksikliği gidermek konusunda önemli bir adım olduğuna dikkat çeken Tağmat, "Ülkemizde yılda binin üzerinde, Avrupa Birliği ülkelerinde ise bin 300 inşaat işçisi çoğu yüksekten düşme olmak üzere hayatını kaybediyor." dedi.
Dünya çapında, inşaat işçilerinin diğer işçilere oranla üç kat daha fazla hayatlarını kaybedip iki kat daha fazla yaralandığını hatırlatan Tağmat, şunları kaydetti: "Küçük inşaat sahalarında daha çok kaza yaşanması sebebiyle buraların daha iyi denetlenmesi gerektiği sürekli tartışılıyor. Kamu projeleri olduğu kadar özel inşaat projelerine de şartlar getirilmeli. İşverenler, teknik ekip ve işçilere seminerler verilmeli, işin verilmesi aşamasında sağlık ve güvenlik şartları göz ardı edilmemelidir. "
"BANA BİR ŞEY OLMAZ" DEMEYİN
İş Güvenliği Uzmanı Mümin Ergül, inşaat sektöründeki kazaların genellikle işçilerin "Bana bir şey olmaz !" sözüyle başladığına dikkat çekiyor. İşyerlerindeki uygunsuzluk ve şartlardan meydana gelen iş kazalarını önleme görevinin mevzuatta işverene verildiğini hatırlatan Ergül, her işverenin işyeri sınırları dahilinde tehlike kaynaklarını "Risk Analizi" yaparak tespit ettirmesi gerektiğini kaydetti. Bugün inşaat sektöründe kişisel koruyucu donanımların çok küçük çaplı işyerlerinde bile kullanıldığına şahit olduğunu belirten Ergül, ancak çalışanların bunu kullanmasını söylemenin pek mümkün olmadığını dile getirdi. Hemen her iş kolunda çalışanların kişisel koruyuculara mazeret üretip kullanmadıklarını vurgulayan Ergül bunları şöyle anlattı: İş gözlüğü, burna baskı yapıyor, gözümü yoruyor. Kulak koruyucuları; kulaklarımda uğultu yapıyor. Ayakkabılar, terletiyor, baret; sıkıyor. Emniyet kemeri mi, ona zaten hiç gerek yok. Bugün 12 metre yüksekte çatı karkasına kuş gibi tünemiş işçiye (Şimdi düşeceksin! Baretin neden yok) diye sorsanız, size el sallayıp o meşhur cevabı vereceğini söylesem yalan olmaz, (Abi merak etme, bana bir şey olmaz!)"
Ergül, bilirkişi olarak gittiği iş kazalarından bir kaçını ise şöyle anlatıyor: "İskelenin 3. katından (yaklaşık 6 metre) düşen ve başını bordöre çarpan işçimiz hayatını kaybetmiştir. Yaşı 30. Emniyet kemeri ve baret kullanmayan tecrübeli işçimiz 5 metre yükseklikten, güvenlik ağı bulunmayan kalorifer havalandırma deliğinden düşerek beton zemine çarpmış ve hayatını kaybetmiştir. Evli iki eşli ve 6 çocuk babası. Yaşı 52. Yaşamının henüz baharında bir kardeşimiz, 10 metre yüksekteki çatı karkasından düşerek hayatını kaybetmiştir. Yaşı henüz 19. Sebep emniyet kemeri ve baret olmaması..."
İSKELE GÜVENLİKLİ OLMALI
Irak'ta iş yapan Amerikan inşaat firmasında çalışan tekniker Ethem Orbay, yüksekten düşme olaylarının genellikle sağlam iskele kurulmamasından kaynaklandığını söyledi. Çalışma Bakanlığı'nın iskele denetimi yapmadığını anlatan Orbay, "İskelenin ayak bağlantıları iyi yapılmıyor. Normalde çalışılan iskelenin koruyucu bariyerleri olması lazım ancak yok. İşçi kendisini garantiye almak için sallanan bir iskelede kemer takmaz çünkü iskele yıkılırsa altında kalırım endişesi taşır." dedi.
İnşaat işlerinde iş kazalarının yaşanabileceğini anlatan Orbay, örneğin kalıpçı ustalarının bazı zamanlar emniyet kemersiz çalışmalarının gerekebileceğini dile getirdi. İskelenin sağlam olması halinde işçilere zorla da olsa kemer taktırılabileceğini vurgulayan Orbay, "İddia ediyorum ki, denetim yapılsa büyük inşaat firmalarında bile güvenlikli iskele bulunmaz. İskele 4 tekerli araba gibi olmalı, iki tekerli motorsiklet gibi değil. Cıvata bağlantıları kusursuz olmalı, ayakları yere sağlam basmalı."