Birleşik Arap Emirlikleri'nde yayımlanan el Halic gazetesinde Türkiye'nin komşuları ile arasındaki sıcak dialog ve diplomatik ilişkilere değinilen bir makaleye yer verildi. Samir Sait imzasıyla yayınlanan analizde Türkiye'nin diplomaside yeni bir zemin ve otorite olduğunun altı çizildi.
İşte El Halic Gazetesinden Samir Sait'in kaleme aldığı TÜRKİYE analizi:
Kuşlar ve Türk taşı
Ekim ayının sonlarında Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, komşu ülkelerin hiçbirinin Türkiye için tehdit oluşturmadığını açıkladı ve spesifik olmak adına da bu ülkeleri tek tek zikretti: "Türkiye; İran'dan, Rusya'dan, Suriye'den veya herhangi bir komşu ülkeden tehdit algılaması içinde değil."
Davutoğlu'nun bu açıklaması, Türkiye'nin komşularıyla sıfır sorun ve Türk diplomasisine yeni bir zemin kazandırma politikası çerçevesinde geldi. Bu durum, komşu ülkelere ve Arap bölgesinin istikrarına olumlu bir şekilde yansıyor.
Türkiye Millî Güvenlik Kurulu kararlarının, yukarıda anlatılanların yanı sıra başka hedeflerinin de olduğu şüphesiz. Nitekim 2010 yılının Kırmızı Kitabı'ndan, Ermenistan, Gürcistan, İran, Suriye ve Bulgaristan'ın tehdit olarak kaldırılması, bunların yerine daha önce Türkiye'nin bölgedeki stratejik müttefiki olan İsrail'in yazılması ve Davutoğlu'nun daha önce ülkesi için tehdit oluşturmadığını açıklamasına rağmen Rusya'nın bu listede yer alması, taktiksel ve stratejik hedefler olduğuna işaret ediyor.
Söz konusu kitaptaki bazı kararlar tahmin edilebilirdi ancak İran, Rusya, Ermenistan ve İsrail ile ilgili olanlar dikkat çekiciydi ve resmî olarak söz konusu ülkelere karşı yeni bir eğilimin olduğuna işaret etti. Bu husus, Türkiye'nin birçok bölgesel ve uluslararası meselelere yönelik yeni eğilimlerinin olduğu tahminlerini doğrular nitelikte.
Millî Güvenlik Kurulu, İran'ın nükleer programından doğrudan bahsetmemeye özen gösterdi ve açık bir şekilde tehlike olduğuna değinmemekle birlikte dolaylı bir şekilde bu konuyu zikretti. Millî Güvenlik Kurulu, İran ve Suriye'yi tehdit listesinden çıkardı ki bu durum, Türkiye'yi NATO'dan çıkaran bir üçlü bölgesel güvenlik ekseninin kurulmasının önünü açıyor.
Rusya'yı listede tutup Ermenistan'ı çıkarmak, bir taşla iki kuş vurmaktır. Zira bu tasnif, Rusya'nın Erivan'daki Türkiye ve Azerbaycan'a yönelik olumsuz etkisinin gerilemesine neden olacak. Bu durum Rusları çok endişelendirdi ve bunu Rusya ile stratejik müttefiki Ermenistan'ın arasını açma girişimi olarak algıladılar. Bütün bu gelişmeler Rusları, Kafkasya bölgesiyle ve diğer konularla ilgili dosyaları Ankara ile görüşme penceresini açmaya sevk ediyor.
İsrail ile ilgili olan ise daha geniş ve daha tehlikelidir. Zira söz konusu yeni belge bir yandan Ankara ile Tel Aviv arasındaki stratejik ittifakın özelliğini kaybettiğini öngörürken diğer yandan tehlike ve tehditleri azalttı. Bu durum daha sonra NATO'da ikinci büyük ordunun sayısının azaltılmasını ve dolayısıyla da silahlanmaya yapılan harcamaların düşürülmesini gerekli kılacak. Bu durum ayrıca Türk ordusunun Batı ve İsrail'e bağımlılığını sınırlayacak ve İsrail'in Ankara'daki çıkarlarını koruyan ordunun karar mekanizması üzerindeki etkisinin gerilemesine neden olacak.
Yukarıda bahsettiklerimiz sadece birer ana başlıktan ibaret. Çünkü bu yeni kararların devamı gelecek ve söz konusu kararlar, Türkiye'nin dış politikada yeni harita çizmesi için birçok bölgesel ve uluslararası konuyu gözden geçirmek için kapılar açacak. Böylece Türkiye tek taşla birçok kuş vurmuş olacak.
