Tirajı günde 94 bin olan liberal eğilimli Salzburger Nachrichten gazetesinde dünya gündemine ilişkin keskin yorumları ile tanınan Ronald Barazon "Yeni Muhteşem Süleyman işe başlıyor" başlıklı yazısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye'yi analiz etti. "Galiba Avrupa'nın Türkiye'ye bakışını değiştirmesi gerekiyor" diyen Barazon bakın neler söyledi:
Yeni Muhteşem Süleyman İşe Başlıyor
Ronald Barazon / Salzburger Nachrichten
Türkiye Avrupa'da, AB'ye uymayan, fakir ve Müslüman bir arka bahçe olarak görülüyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu durumu farklı görüyor. Onun için dünyanın merkezi Türkiye'dir ki Türk imparatorluğunun, Güneydoğu Avrupa'dan Anadolu'ya, Kırım'dan Orta Doğu ve Kuzey Afrika'ya uzanan geniş bölgede hüküm sürdüğü 1299-1923 yılları düşünüldüğünde, bu kesinlikle savunulur bir düşüncedir.
Erdoğan, Birinci Dünya Savaşı'nda çöken imparatorluktan fazla söz etmiyor. Fakat Erdoğan, Türkiye'ye dünyada ve özellikle İslam dünyasında önemli bir rol kazandırma çabasında kararlı. Erdoğan'ın aşırılıktan vazgeçen ama hâlâ İslami özelliğini koruyan siyasetçi kariyeri, yeni Kanuni Sultan Süleyman olma yolunda işe yaradığını kanıtladı.
Bu projeyi bozan ise İsrail'le olan iyi ilişkilerdi ki Erdoğan bu durumu Yahudi Devleti'ne açıkça hakaret ederek düzeltti ama elbette ticari alışverişe zarar vermeden. ABD ile NATO'yla olan sıkı iş birliği de rahatsız edici ama Erdoğan bu durumdan da NATO'dan ayrılmaksızın bir çıkış yolu bulmak için çabalıyor.
ABD, İran'ın faaliyetlerini daha iyi gözetleyebilmek için Türkiye'de bir radar üssü kurmak istiyor. Erdoğan ise İran'ı tıpkı Suriye gibi iyi komşu addediyor ve NATO'nun bu devletleri tehlikeli olarak değerlendirmesini reddediyor. İsrail'in NATO stratejisine dâhil edilmesi de Müslüman bir sultanın rolüne uymuyor.
Erdoğan böylelikle iki hafta sonraki NATO zirvesinde kendini yine farklı düşünen biri olarak gösterecek, radar üslerine yüksek sesle karşı çıkacak ve belki de başka bir yere kurulmalarını sağlayacak. Toplantının misafir yıldızı Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, onu memnuniyetle onaylayacak. Nihayetinde Rus parlamentosu, Obama ve Medvedev'in imzaladığı nükleer silahların tasfiyesine dair anlaşmayı, Cumhuriyetçilerin ABD'deki seçim zaferinden sonra ertelemişti.
Erdoğan AB'ye sevgi gösterilerine de son vermeyecek ama mesela "Avrupa kültürünü Türk kültürüyle aşılamalıyız" ve "Asimilasyon bir insanlık suçudur" diyerek bu konudaki inancını ilan etmekten de yorulmayacak.
AB 2009 yazında, Türkiye'den geçecek ve Avrupa'nın enerji tedarikinde Rusya ve Ukrayna'ya bağımlılığını azaltacak Nabucco boru hattının inşası anlaşmasını kutluyordu. Bundan kısa süre sonra Erdoğan Türkiye'nin Karadeniz'deki kara sularından geçecek bir Rus boru hattının yapımına dair anlaşma imzaladı.
Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın ustalıklı hareket tarzı, İslam âleminde de yankı buluyor. Ocak ayında Erdoğan, Müslümanların Nobel'i sayılan, Suudilerin "Kral Faysal Uluslararası Ödülü'nü" aldı.
Galiba Avrupa'nın Türkiye'ye bakışını düzeltmesi gerekecek
