Gaziosmanpaşa’da konfeksiyonda çalışan Siirtli Şekir Güzeluçar’a “Çatışmalı ortam seni nasıl etkiledi” diye sorduk. Yanıtı Kürt sorununu özetler gibiydi: “Bu savaş benden iki arkadaşımı aldı. Biri gerillaydı, biri askerde şehit oldu. Daha neyimi alsın bu savaş?” Sözü daha sonra Türk gençlere verdik. Üniversite mezunu Samsunlu Kâzım Alber bir ay sonra askere gidecek: “Çözüm iki tarafın da fedakârlık yapmasıyla sağlanır.”
Bir insanın hayatı 2.5 lira mı?
“Savaşı da gördüm, şehit de gördüm. Bir o taraftan vur, bir bu taraftan... Ama nereye kadar?” Askerliğini Van’da yapmış bir Türk gencinin, Radikal’in “Savaşma Konuş” kampanyası kapsamında yönelttiği bu soru yanıt bekliyor.
Levent Ata (Öğrenci- 31 yaşında):
Savaş hem birbirimizi anlamamızı engelliyor hem de çözümsüzlüğü artırıyor. Zaten kimin ne için savaştığı çok da belli değil. Bu konuya devletin 30 yıllık bir dava olarak bakması çözümü zorlaştırır. Bu acıların yaşanmaması için operasyonların durması gerekiyor. Güvenlikten de taviz vermeden, kimseye de zarar vermeden, tahrik etmeden çözülmeli. Karşı tarafı yok etmektense kazanmak önemli.
Kazım Alber (Üniversite mezunu - 22 yaşında):
Savaş olduğu sürece bu sorun devam edecektir. Onlar eylemsizlik kararı aldılarsa savaşmaya da gerek yok. Eylemsizlik kararı alınmış, operasyona da ihtiyaç yok gibi. Süreç de normal ilerliyor. Herhangi bir şehit gelmezse operasyon zaten olmaz. Bu sorunun kardeşçe çözülmesi gerek. Çözüm için her iki tarafın da fedakârlık yapması gerekir. Çünkü bu savaşın kazananı olmayacak.
Savaşı gördü
Özhan Akkuş (Güvenlik görevlisi- 30 yaşında):
Bu iş savaşla çözülmez. Öldürmeyle de çözülmez. Ben Van’da askerlik yaptım ve savaşı da gördüm şehit de gördüm. Düşünsenize daha gencecik, hayatın hiçbir şeyini anlayamadığınız bir yaşta hayatınızı feda ediyorsunuz. O çocuğu ailesi büyütüyor, o yaşa getiriyor. Bir oradan vur, bir buradan vur nereye kadar? Bir insanın hayatı 2.54 lira olur mu? Bir mermi fiyatına bir insanın hayatı… Ki şehit olan o askerlerden kimisi daha köyünden dışarı bile çıkmamıştı. Ama tabut içinde döndüler.
A.P (Öğrenci- 18 yaşında):
Onlar da biz de sonunda pişman olacağız. Birlikte yaşadığımız bir alanda birbirimizi dışlıyoruz. Başka etkenlere uyup birbirimize düştüğümüz için, bu toprakların insanlarına zarar verdiğimiz için pişman olacağız. Çözüm geldiğinde iki taraf da pişman olacak. Gençler arasında bir ayrım yok. O yüzden büyüklerin küçükleri örnek alması gerekiyor biraz da.
Haksızlık var
B.E- (Öğrenci - 18 yaşında):
Türkiye’de en çok haksızlığa uğrayan Kürt tarafıdır. İnsanların kafasına silah dayayarak bir şey yapmaya çalışıyorlar. Savaşın getirdiği tek şey bir başka savaştır. Benim babam ölecek, orada Ali’nin babası ölecek, orada Veli’nin babası ölecek. Hiçbir şey değişmeyecek. 1000 kişi ölürse 500’ü o, 500 bu taraftan olacak.
‘Savaşa karşı kalkan olmalıyız’
Radikal’in “Savaşma Konuş” kampanyasında Kürt gençlerinin de söyleyeceği çok şey vardı. Özellikle köy boşaltmalar ve büyük kentlere göçün ardından karşılaştıkları ‘sorular’a sitemleri vardı.
Ali Birteş (Esnaf- 24 yaşında):
24 yaşındayım, bu sorun 30 yaşında. Köyümüz yakıldığı için İstanbul’a geldik. Artık savaş istemiyoruz, bu savaşın bitmesini istiyoruz. Diyalog ve müzakere yolunun açılmasını istiyoruz. PKK ateşkes ilan etti ama ateşkesin çift taraflı olması gerekir. Bakın ben memleketime gitmeye korkuyorum, çünkü her an havaya uçma ihtimalimiz var.
Serhat Yeşilbuda (Oto tamircisi- 19 yaşında):
Bir yerlere gidiyoruz, “Diyarbakırlıyım” dediğimde tavırları değişiyor. Bu her konuda değişiyor. Polis olsun, asker olsun, iş başvurusu olsun. İç Anadolu Bölgesi’nden biri gittiğinde temiz kâğıdı istenmiyor ama biz gittiğimizde istiyorlar. Ben artık bir iş başvurusu yaptığımda kimse bana “Nerelisin?” diye sormasın.
Şekir Güzeluçar- (İşçi- 21 yaşında):
Bu sorun hayatımızdan her şeyi götürdü. İki taraftan da . Hem asker arkadaşımı götürdü hem PKK’ya katılan arkadaşımı götürdü. Kemal 12- 13 yıllık arkadaşımdı, askerdi. PKK’lı olan da dayımın oğluydu. İki çocukluk arkadaşım da şehit oldu. PKK’nın ateşkesinin hayat bulması için ordunun da bölgede operasyonlarını durdurması gerekir. PKK sütten çıkmış ak kaşık diyemeyiz. Her iki tarafın da hataları var. Öncelikle özeleştiri yapmak zorundayız. Barış için benim önerim İmralı’nın muhatap alınması ve yüzde 10 seçim barajının düşürülmesidir.
Yakılan köyler
Emine Ünber (İşçi- 27 yaşında):
Bu savaş en çok kadınları ve çocukları etkiliyor. Kadınlar evlatlarını kaybediyor. Hem asker hem PKK’lı aileleri. Bir kadın açısından altından kalkılamayacak bir acı bu. Bir an önce kardeşlik istiyoruz. Bakın o köyler yakıldı, bu atölyede 8- 10 yaşındaki çocuklar 300 TL için burada çalışıyor.
Köksal Özmen (İşçi- 27 yaşında):
Böyle bir hükümetten çözüm için umudum yok.Çözüm için ilk adımı her zaman PKK atıyor. Hükümetten hiç adım gelmiyor. Türkiye’nin tek sorunu Kürt sorunudur. Bu sorun çözülmedikçe Türkiye’de hiç kimse hayatını yaşayamaz.
Bilal Gökçe (Öğrenci -25 yaşında)
Barışın gelişmesi için öncelikle operasyonların tamamen durması gerekir. Her halkın bir lideri olduğu gibi Kürt halkının da bir lideri var. Öcalan’ın muhatap alınması gerekir. Türk halkının savaşa karşı barışa canlı kalkan olması gerekir. Sorun çözülmedikçe Kürt gençleri daha da sertleşiyor, kendi mücadelesini daha da sahipleniyor.
İhsan Yeşilçınar (Kuaför- 19 yaşında): Bu sorunla yaşandığı sürece hem Kürt halkı hem Türk halkı kaybediyor. Uygarlığın kalbi, tarihin doğuş merkezi o coğrafyanın bu acıları yaşaması çok acı. Sorunun çözümü, bu sorunun muhataplarıyla olur. Çözüm Abdullah Öcalan’dır. Müzakeredir. Bir PKK’lının yaşamını yitirmesiyle bir askerin yaşamını yitirmesinden duyduğum acı aynıdır.
Kaynak: Radikal