Halk Eğitim Merkezi'nde gerçekleştirilen panele İbrahim Çeçen Üniversitesi Öğretim görevlilerinden Yrd. Doç. Dr. Faruk Kaya başkanlık etti. Panele konuşmacı olarak Sabah Gazetesi Yazarı Gazeteci Yazar Sevilay Yükselir, İl Müftü Vekili Orhan Tosun, İbrahim Çeçen Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden Yrd. Doç. Dr. İbrahim Özgül ile Ağrı Devlet Hastanesi doktorlarından Psikiyatri Serap Alpaslan katıldı.
Panelistler, dinleyicilere sosyolojik, psikolojik, istatiski verilerin yanı sıra dini yönü üzerinde durdu. Panelin açılış konuşmasını yapan Kadının Sosyal Hayatını İnceleme ve Araştırma Derneği (KASAİD) Başkanı Dilan Özmen Özgün, uygarlık seviyesine katkıda bulunabilmek adına kadının hayat şartlarını iyileştirmek ve yükseltebilmek amacıyla 3 ay önce yola çıktıklarını hatırlattı. Dernek olarak öncelikli olarak ele almak istedikleri konunun çocuk intiharları ve töre cinayetlerin olduğunu dile getiren Başkan Özmen Özgün, namus adına işlenen cinayetlerin hep var olduğunu belirterek, "Ancak pek çoğumuz bu haberleri günlük sıradan haber gibi karşıladık. Dolayısıyla toplumda yanlış benimsenmiş her şey evlatlarımızın karakterlerinin şekillendirilmesinde büyük önem arz etmektedir." şeklinde konuştu.
Panel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Faruk Kaya ise panelin amacının genelde Türkiye, özelde ise bölge kadınını çevreleyen bir problem olduğunu söyledi. Ağrı'da yaşayan kadınların genel durumu hakkında bazı istatiski bilgiler veren Kaya, erkeklerin işgücüne katılma oranının yüzde 71.9 iken, bu oranın kadınlarda yüzde 51.8'e gerilediğini belirtti. Kaya, özellikle kırsal kesimlerde yaşayan kadınların önemli bir kısmının tarımsal işlerde çalıştığını söyleyerek, kadının en yoğun yer aldığı tarımsal faaliyetin hayvancılık olduğunu hatırlattı. Kaya, 'İstihdam edilen kadınların yaklaşık yüzde 96.8'i yoğun olarak tarım sektöründe çalışmaktadır. Ağrı'da çalışan kadınların yüzde 93'ü ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır." dedi.
"TÖREDE KADINA SAYGI VARDIR"
Gazeteci Yazar Sevilay Yükselir de bu tür cinayetlere töre cinayeti denmesinin çok yanlış bulduğunu belirterek, öncelikle törenin tanımını yapmak gerektiğini söyledi. Yükselir, törenin Türk Dil Kurumu'na göre, bir toplulukta benimsemiş, yerleşmiş, davranış ve yaşama biçimlerinin kuralların gelenek ve görenek biçiminde, ortaklaşa alışkanlıkların tutulan yolların bütünü olduğunu dile getirerek, törenin bir ahlak bütünü ahlak düzeni olduğunu ifade etti. Yükselir, 'Biz neden sürekli bir cinayet işlendiğinde töreden işlendi diyoruz. Böyle bir şey yok. Bir kere ben bunu reddediyorum. Töreden cinayet mi işlenir. İşleniyor Türkiye'de. Şahsen ben bunun bir cinayet olarak adlandırılmasını istiyorum. Yani töre adı altında törelere mal edilmesini istemiyorum. Özellikle ben bu bölgeyi vurgulamak istiyorum. Çünkü batıda bu türden cinayetler pek olmuyor. Mesela bir kız evlenmek istememiş, babası amcası baskı kurmuş vay sen onu reddettin diye. Kız çocuğunu öldürüyor. Birde gizlice gömüyor. Sonra da başına cinayet ama töre cinayeti diyorlar. İşte ben bunu reddediyorum. Törelerin arkasına sığınıyorlar. Bir kere törelerimizde kadına saygı vardır. Kadın baş tacı edilir.' şeklinde konuştu.
Birçok erkeğin eşini aldattığını söyleyen Yükselir, o zaman töreye göre kendilerinin de öldürme hakkının olduğunu belirterek, 'Eğer töre buysa ve biz bunu erkeklere uygularsak Türkiye'de erkek kalmaz." eleştirisinde bulundu.
Ağrı Müftü Vekili Orhan Tosun da İslam'dan önce özellikle kadınlar hür ve köle olmak üzere iki ayrı sınıfta olduğunu belirterek, fakat bu sorunun sadece İslamiyet'in geldiği coğrafyanın sorunu olmadığını belki dünyanın tamamında hür ve köle olmak üzere insanların ikiye ayrıldığını dile getirdi. Tosun, köle olan kadınların cariye ismini aldığını bunların adeta bir eşya olduğunu ve hiçbir hukuki kişiliklerin olmadığını vurgulayarak, özellikle bazı Arap kabilelerinde, kız çocuklarının utanç vesilesi olarak görüldüğünü, hatta gelecekte namus açısından utandırır düşüncesi ile diri diri toprağa gömüldüğünü kaydetti.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. İbrahim Özgül ise toplumun taşıyıcı kolonları olan, sosyal kuralları ihtiva eden 'töre'nin hak etmediği şekilde cinayetlerle anılması aslında sorumluk konumunda olan yöneticilerin, eğitimcilerin, sivil toplum örgütlerinin ve toplumu değiştirip dönüştüremeyen, sorgulamayan eğitim sistemi ile vatandaşını yönetime katmayan idarecilerin toplumu tepeden dizayn eden mühendislik projelerinin ürünü olduğuna vurgu yaparak, sorgulanmayan her şeyin ezber olduğunu dile getirdi."