Bugünkü duruşmada sanıklardan Bayram Altun, savunmasını Kürtçe yapmakta ısrar edince mahkeme başkanı mikrofonu kapattı. Mahkeme başkanı, sanıkların Türkçe bildiğini belirterek, savunmalarını Kürtçe yapmalarını reddettiklerini kaydetti. Kürtçe savunma yapılması halinde bunun tutanaklara geçirilmeyeceğini, Türkçe konuşulması halinde yargılamanın kısa süreceğini anlatan mahkeme başkanı, CMK 202. maddeye göre sanıkların meramlarını Türkçe anlatabilecekleri durumun oluştuğunu kaydetti. Mahkeme heyeti, tekrar karar alarak Kürtçe savunmayı reddetti.
Bunun üzerine sanıklardan Ramazan Molkoç, söz almadan ayağa kalkarak, "Siz hakaret ediyorsunuz. Bir halkın dilini ve kültürünü yok sayamazsınız." dedi. Mahkeme başkanı, sanığın dışarı çıkartılmasını istedi. Bu sırada tüm sanıklar salondan çıkmak istediklerini belirtti. Mahkeme başkanı da 'hepsini çıkartın' talimatı verdi.
Ancak müdafi avukatlar sanıkların salondan çıkmasını engelledi.
Söz alan müdafi avukatlardan Tahir Elçi, hukuk dışı bir uygulama ile karşı karşıya olduklarını iddia ederek, mahkemenin 20 sayfalık Kürtçe bir savunmayı bile çok gördüğünü söyledi. Elçi, "Mahkemeniz bu yargılama sistemiyle adil olmayacaktır. Kararınız savunma hakkını kısıtlamıştır. Sanıkların Kürtçe konuştukları için salondan çıkartılmak istenmesi ayrı bir hukuksuzluktur. Keyfi bir tutum sergiliyorsunuz." dedi.
Avukatlardan Selim Okçuoğlu ise "Talep, tercüman değil, Lozan Antlaşması'nın tanıdığı bir hakkın kullanımıdır" diyerek mahkemenin verdiği hükmün yanlış olduğunu öne sürdü.
AKTAR: KÜRTÇE'Yİ YOK SAYMAYIN
Diyarbakır Baro Başkanı Emin Aktar ise kendisinin Kürt olduğunu, salondaki avukatların büyük kısmının da Kürt olduğunu belirterek, "Yıllarca bu dil yok sayıldığı için, Kürtler yok sayıldığı için bir direnç ortaya çıkmıştır. Müvekkilimiz Molkoç bir şey demedi. Onun dışarı çıkartılması yanlış bir tutumdur. Mahkemenizin bir sonraki oturumunda Molkoç'un tekrar salona alınmasını talep ediyoruz." dedi. Mahkeme başkanı, bu talebin değerlendirilmesi için duruşmayı öğleden sonraya erteledi.
Terör örgütü PKK'yı da içinde barındıran 'Kürdistan Topluluklar Birliği/Türkiye Meclisi (KCK/TM) davasında 104'ü tutuklu 152 kişi yargılanıyor. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, sanıklar hakkında, 'devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma', 'örgüt üyesi ve yöneticisi olmak', 'örgüte yardım etmek' iddiasıyla 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.