Amerikan Başkanı Barack Obama'nın dünkü Kongre ara seçimlerinde aldığı yenilgi İngiltere basınında geniş yer buluyor bu sabah.
"Sağlık reformu, vergi indirimleri konusunda yaklaşan zıtlaşma, mali düzenlemeler ya da bütçe açığının kapatılması gibi konularda ödün işareti yoktu. Bu durumda Washington uzun sürecek bir partileri arası savaşa hazırlanıyor."
"Üstelik Merkez Bankası'nın dün ekonomiyi canlandırmak için 600 milyar dolarlık tahvil alımına girişeceği açıklaması, Beyaz Saray ile Cumhuriyetçiler arasındaki uçurumu derinleştirecektir. Zira Cumhuriyetçilerin seçim başarısının altında, kamuoyunun devletin borçları konusundaki öfkesi yatıyordu. Obama Merkez Bankası'nın bu adımını ülkeyi resesyondan kurtarmak için gerekli görüp desteklerken, Cumhuriyetçi Parti gelecek nesillerin hayatının ipotek altına alınması olarak sundu."
Guardian bu satırlarla seçim sonuçlarının siyasette yaratacağı bölünmeye işaret ederken, Financial Times bunun küresel ölçekteki sonuçlarına odaklanmış.
"Washington'daki felç durumu daha da kötüleşirse, etkileri küresel olacaktır. Bu durumda iklim değişikliği ile mücadelede ilermeyi unutun. Küresel ekonomideki dengesizliklerin giderilmesi konusundaki çabalar da hız kaybedecektir. Çünkü bu, Amerika Birleşik Devletleri'nde mali denetim için uzun vadeli bir planı gerekli kılıyor."
"Peki Cumhuriyetçilerin güçlenmesi, ekonomide korumacılığa son verilmesi konusunda bir umut olabilir mi? Belki. Ama orada da riskler var. Çay Partisi hareketinin 2012 seçimlerine kadar etkisini hissettireceği anlaşılıyor ve bu hareket yabancılara hiç de iyi gözle bakmıyor."
Independent ise zafer kazanmış olmalarına rağmen Cumhuriyetçiler için sorunun yeni başladığının altını çiziyor.
"Cumhuriyetçilerin zaferinin bekledikleri kadar büyük olmaması ve Çay Partisi hareketinin adaylarının beklenen performansı sergileyememesi parti içinde huzursuzluk yaratabilir. Ancak bu olmasa bile, partinin geleneksel ana yolcular ile tabandaki öfkeli unsurlar arasında bir bölünmeye sahne olduğu açık. Bu Obama'nın politikalarını dengeleyen etkili bir güç olmalarını engelleyebileceği gibi farklı politikalar geliştirmelerini de engelleyebilir."
"Dolayısıyla Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi'nde elde ettikleri çoğunluğu, 2012 seçimlerindeki başarı şanslarını artıracak bir şekilde kullanmak zorunda. Parti içindeki durum ve partiler arası güç dengesi dikkate alındığında bu sandıkları kadar kolay olmayabilir. 2012 seçimleri için kampanya başlamış durumda."
FED'in kararının yankıları
Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası'nın, ekonomiyi canlandırmak amacıyla piyasaya 600 milyar dolar pompalama kararı da basında yer buluyor. Parasal genişleme adı verilen ve uzun vadeli devlet tahvili satın alarak uygulanan yöntem krizden sonra ikinci kez denenecek. Financial Times'ın bu karara ilişkin yorumu şöyle:
"Bono piyasalarındaki ilk tepki hayal kırıklığı yarattı. Çünkü Merkez Bankası 600 milyarlık alımın genişletilmesine sadece ekonomik koşullar gerektirirse karar verileceğini açıkça dile getirdi."
"Merkez Bankası'nın kararı büyümenin canlandırılması ve yüzde 9,6'lık işsizliğin düzeltilmesi için son şans. Çünkü Cumhuriyetçilerin güçlendiği bir Kongre'den bir daha böyle bir karar çıkması ihtimali çok zayıf. Ayrıca dünkü kararın da ekonomiyi ne kadar canlandıracağı meçhul. Birçok ekonomist, evlerinin değeri düşen insanların, bu kaybı dengelemek için tasarrufa yöneldiğine dikkat çekiyor."
"Ayrıca kararın doların değerini daha da düşürmesi durumunda, bunun küserel etkilerinden de endişe duyanlar var."
İngiltere-İsrail ilişkilerinde yeni pürüz
Times İsrail'in İngiltere ile stratejik diyalog mekanizmasını askıya aldığını duyuruyor. Gerekçe İsrail yetkilileri hakkında İngiltere'de dava açılmasına imkan veren yasanın değiştirilmemesi.
Kararın Başbakan Yardımcısı Dan Merridor'un, tutuklanacağı korkusuyla İngiltere ziyaretini iptal etmesinin ardından alındığını ve iki hafta önce İngiltere hükümetine bildirildiğini belirtiyor gazete. Bunun resmen açıklanması için ise İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'in İsrail ziyaretinin beklendiği, amacın Londra'yı küçük düşürmek olduğu ifade edilmiş.
İngiltere hükümetinin geçen yıl bu yasayı değiştirme sözü verdiğini, ancak yaşanan gecikmenin İsrail tarafında hayal kırıklığı yarattığını da hatırlatıyor Times.
Kaynak: BBC Türkçe Servisi