'YouTube yasağının perde arkası'
YouTube meselesinde en başa döndük. Yasağın nasıl kalktığından onların da haberi yok.
YouTube konusunda şu ana kadar yaşananları bir özetleyelim. Her şey Almanya’dan birilerinin Atatürk’e hakaret içeren 4 video yüklemesiyle başladı. Kimin yüklediği bilinmiyordu. 2008’de Türkiye harekete geçti, savcılık, “Bu videolar Türkiye’de yasak, kaldırın” dedi. YouTube makul buldu ve bu videoların Türkiye’ye ulaşımını engelledi. Buna IP blocking deniliyor. Yani Türkiye sınırları içinde bu videoları göremiyorsunuz ama YouTube açık, diğer videoları izleyebiliyordunuz. Olay halledilmiş gibi görünürken savcının küçük bir isteği daha oldu! “Bu videoları Türkiye’de engellemek yetmez, tüm dünyadan kaldırın” dedi. YouTube da buna “Hayır bu, yetki alanınızı da aşar” diyerek cevap verdi. YouTube, Türkiye’de tamamen engellendi. Bu aşamaya kadar ortada vergi tartışması yok, dikkatinizi çekerim.
Son olarak Almanya’da bir Türk girişimci konuyu çözmek için harekete geçti. Almanya’da bu şirket, Türkiye’de TRT arşivlerinin telif haklarının korunmasını resmi olarak üstleniyordu. YouTube’daki Atatürk görüntülerinin de TRT arşivlerinden çıktığını fark ettiler.
Otomatik sistem
YouTube’un içinde telif haklarını koruyan otomatik bir sistem var. Yani siz telif haklarına sahip olduğunuz bir ürünü, film, şov ya da bir görüntüyü, sizin dışınızda yüklenenleri kaldırtabiliyorsunuz.
İşte Almanya’daki şirket, TRT dolayısıyla sahip oldukları Atatürk’ün görüntülerini göstererek bu videoların tüm dünyadan kaldırılmasını istedi. Nitekim YouTube rutin bir işlem olarak otomatik kaldırdı. Devlet de bunun üzerine Türkiye’deki YouTube yasağını kaldırdı. Anlayacağınız, yasağın Türkiye’de nasıl kalktığından YouTube’un da haberi yoktu. Konuyu araştırdıklarında olayı çözdüler. Bu videoları siteye tekrar yükleyip Türkiye’ye erişimini engellediler.
Yani başa döndük. Savcının ne yapacağı önemli. Bu arada nur topu gibi bir de global tartışmamız oldu: Özel bir şirket bir liderin tüm video telif haklarına sahip olabilir mi? Bu haklar nerede başlar, nerede biter? “Atatürk’ü kötü gösteren ‘sakıncalı’ videolar tüm dünyada kaldırılsın” demek işin kolayı.
Zor bir istek
Peki ya aynı isteği yarın bir gün Kuzey Kore lideri de talep ederse ne olacak? Lider olmaya da gerek yok, sizin istemediğiniz görüntüler dünya çapında bir paylaşım sitesinde yayımlanırsa bunların ulaşımını ne kadar kontrol edebilirsiniz? Şunun için soruyorum. Bugün Türkiye’den ulaştığımız YouTube’a girip ‘Deniz Baykal’ yazdığınızda 3200 ayrı videoya ulaşabiliyorsunuz. Nesrin Baytok görüntülerini izleyenlerin sayısı şimdiden 100.000 kişinin üzerinde. Haydi şimdi çıkın işin içinden çıkabilirseniz!
Not: Gazete baskıya girerken, YouTube için yeni bir yasak geldi.