Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Arap bakışı ve Türkiye

''Daha 10 yıl öncesinde Türkiye, Suriye, Irak ve İran'a sınırı olmasına rağmen bölgede etkisini gösteremeyen bir ülkeydi. Günümüzde ise Türkiye bölgede gerek ara buluculuk, gerekse ticari açıdan önemli bir ülke konumundadır.''

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-10-28 12:30:08

Arap bakışı ve Türkiye

Tirajı günde 364 bin 240 olan muhafazakâr eğilimli Frankfurter Allgemeine Zeitung’un 27 Ekim 2010 tarihli sayısında, Rainer Hermann imzasıyla yayımlanan İstanbul çıkışlı yazıda şunlara yer verildi;

Türkiye Yakın Komşularıyla Yeniden Ticari Ortaklıklarda Bulunuyor

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejat'a Arap dünyasında sadece Şii kesim ilgi gösteriyor. Bu durumun birçok nedenleri vardır.

Cumhurbaşkanı Ahmedinejat 2009 yılında yeniden seçildiğinde yapılan protesto gösterilerinde kanlı çatışmalar yaşanmıştı. Bunun yanı sıra bölgede Türkiye'nin etkisinin gittikçe arttığı görülüyor. Geçen temmuz ayında yapılan bir araştırmada, Filistinlilerin yüzde 43'ünün Türkiye'yi dış siyasi konularda en önemli ortak olarak gördükleri tespit edilmişti. Türkiye'nin, Batı Ürdün ve Gazze Şeridi'nde de aynı şekilde destek gördüğü biliniyor.

Son olarak Türkiye'nin Başbakanı Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Esat bölgedeki barış sürecini yeniden canlandırmak için bir araya geldiler. Suriye Devlet Başkanı Esat, Türkiye'nin ara bulucu olması koşuluyla İsrail ile doğrudan müzakerelere başlayabilecekleri mesajını veriyor.

Daha 10 yıl öncesinde Türkiye, Suriye, Irak ve İran'a sınırı olmasına rağmen bölgede etkisini gösteremeyen bir ülkeydi. Günümüzde ise Türkiye bölgede gerek ara buluculuk, gerekse ticari açıdan önemli bir ülke konumundadır. Türkiye, laik ve parlamenter demokrasisi ve dinamik bir ekonomisi ile bölgede dikkat çekmektedir.

Son zamanlarda Batı Türkiye'nin Orta Doğu'ya yönelip Batı'dan kopma eğilimi içinde olup olmadığını tartışıyor. Bu bağlamda Bilim ve Siyaset Vakfı ile Robert Bosch Vakfı İstanbul Sabancı Üniversitesinde bir toplantı düzenlediler. Bu toplantıda Türkiye'nin dış siyasetinde bir eksen kayması olmadığı fakat ülkenin yeni ve aktif bir dış siyaset izlediği sonucuna varıldı.

Türkiye geçmiş yıllarda güvenliğini ve toprak bütünlüğünü ön planda tutan bir dış siyaset izliyordu. Ülkenin yeni dış siyasetinde ise ticari çıkarların ve refah seviyesinin korunmasına ağırlık veriliyor. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, komşularla "sıfır sorun" siyasetinin fikir babasıdır.

Türk dış siyaseti klasik bir diplomasinin ötesinde ticaret siyasetidir. Ekonomiye odaklı dış siyasetten özellikle Anadolu'daki iktidar partisi AK Partiyi destekleyen yeni orta tabaka faydalanıyor. "Anadolu Kaplanları" olarak adlandırılan bu yeni kesimin komşu ülkelerle ticaret imkânlarını değerlendirdikleri biliniyor. Schengen vizesiyle ilgili sıkıntılar yüzünden Türk iş adamları ve yatırımcıları özellikle Orta Doğu ülkeleriyle ticari ve ekonomik ilişkilerde bulunmayı tercih ediyorlar. Türkiye'nin özellikle Suriye ile ilişkilerini son yıllarda dikkat çekici bir derecede geliştirdiği görülüyor.

Türkiye'nin Filistin ve İsrail'e yönelik uyguladığı siyaset AB'nin siyasetinden farklıdır. Her iki taraf da Orta Doğu sorununun barışçıl bir şekilde çözümünden ve iki devletin oluşmasından yana olmasına rağmen, Türkiye ve AB'nin bu konuda farklı aktörlerle görüştükleri dikkat çekiyor. Türkiye, Avrupalı diplomatların sadece Fatah'ı muhatap almalarını ve Hamas'ı boykot etmelerini gerçekleri görmemek olarak değerlendiriyor. Türkiye, Hamas'ı dikkate almaksızın barışçıl bir çözümün gerçekleşmeyeceğini düşünüyor.

İran konusunda Türkiye ile Batı arasında belirgin görüş ayrılıkları mevcuttur. Batı İran'a yönelik yaptırımlarını artırırken, Türkiye'nin İran'a yönelik ticaretini geliştirdiği dikkat çekiyor. Son olarak Türkiye'nin BM nezdindeki bir oylamada İran'a yönelik yaptırımlara karşı çıktığı biliniyor. Türkiye, Batı'nın aksine İran ile ilişkilerin normalleştirilmesinden yanadır. Türkiye, bölgede bir istikrarsızlık çıkmaması adına İran'daki ayaklanmaları hiçbir zaman desteklememiştir.

Türkiye, Orta Doğu'da -aynı Avrupa Birliği gibi- ABD'nin ardından ikinci sırada yer almakta ve bu kapsamda birtakım roller üstlenmektedir. Türkiye, Soğuk Savaş sonrası dünya siyasetinde oluşan birtakım değişimlerin farkına varmış ve bu bağlamda modern ve kendinden emin bir ülke olarak yeni oluşan ticari fırsatları değerlendirmeyi istemektedir. Türkiye'nin yönü Avrupa'da kalmaya devam ediyor. Avrupa'nın kapısı Türkiye'ye kapalı kalmaya devam ettiği için ülke kendinden emin bir şekilde çıkarlarını Orta Doğu'da da takip etmektedir.
BYEGM

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara