Türkiye'nin ekonomide geldiği noktayı değerlendiren MÜSİAD Başkanı Metin Bulut, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan rakamlara göre, Türkiye ekonomisinin 2010 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 10,3 büyüme kaydettiğini hatırlattı. Rakamların, uygulanan ekonomi programlarının doğruluğunun göstergesi olduğunun altını çizen Bulut, elde edilen başarının küresel krizin yaşandığı dönemlerde gerçekleştiğini vurguladı.
Yaşanılan bu tablonun küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından henüz hissedilmemesinin nedenlerini de anlatan Metin Bulut, genel anlamda büyümenin her kesimde iyileşmelere neden olmayacağını söyledi. Bulut, şöyle konuştu:
'Genel anlamdaki bu büyüme her kesimde iyileşmelere neden olmayabilir. Bazen küçük ve orta ölçekli bazı işletmelerde bir takım olumsuzluklara da neden olabilir. Eğer sizin büyüme hızınız mevcut büyüme hızıyla aynı olmazsa, yani aynı hızda büyüyemezseniz mevcut yapıyla aranızdaki makas açılır ve bu büyüme sizin için iyi neticeler yerine kötü sonuçlar doğurur ve olumlu etkileneceğinize olumsuz etkilenirsiniz. Son zamanlarda ülkemizde yaşanan tablo bundan ibarettir. Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler bunun farkında olmadıkları için bu gelişim hızına ayak uyduramamakta, kan kaybetmekte, zayıflamakta hatta ticari hayattan elenmektedir.' şeklinde konuştu.
Bu durumun üzerinde çok fazla düşünülmesi gerektiği uyarısı yapan MÜSİAD Başkanı Bulut, böyle bir sıkıntıyla karşılaşılmaması için acil tedbirlerin alınması gerektiğini, şayet tedbir alınmasa bir takım sosyal sıkıntıların yaşanabileceğine dikkat çekti. Meselenin bu aşamalara gelmemesi için sivil toplum kuruluşlarına çok önemli görevler düştüğünü belirten Bulut, "Bu anlamda özellikle bizim gibi sivil toplum kuruluşlarına düşen; esnafı, işadamını, sanayiciyi uyarmak, büyüme hızlarını mevcut büyüme hızına ulaşmasını sağlamaktır.' dedi. Bulut, sivil toplum kuruluşlarının bunu sağlayamaması halinde büyümeye sevinmek yerine 'eyvah büyüyoruz' denileceğini ifade etti.
Ülkeyi büyüyen bir çocuğa benzeten Bulut, "Sürekli büyüyen bir çocuğun yenilenmeyen giysileri bir dönem sonra dar gelecektir. Belki çocuğun büyümesiyle sürekli elbise değiştirmek bir takım maliyetlere neden olacaktır ama bu şarttır. Hatta bazen öngörüde bulunup çocuğun büyümesinin kaçınılmaz olduğunu bilip bir iki beden bol elbise almak oldukça mantıklı bir davranıştır. Alım gücü olmayanların ise çocuğu açıkta bırakmama pahasına başkalarının eskilerini giydirmesi, giysi bulamamaktan evladır. Bu anlamda bütün işletmelerde böyle davranmalı, bu büyüme hızına ayak uydurmalı, bu konuda gereğini yapmalıdır.' ifadelerini kulandı.