Guardian gazetesi, dün İngiltere Maliye Bakanı George Osborne tarafından açıklanan 130 milyar dolarlık kemer sıkma programında en ağır bedeli yoksulların ödeyeceğini yazıyor.
Gazete, Maliye Bakanı'nın "ülkeyi iflasın eşiğinden kurtaracak " dediği önlemler kapsamında sosyal yardımlarda ciddi oranda kesintiye gidileceğini belirtiyor.
‘Osborne’un kumarı’
Financial Times gazetesi de Maliye Bakanı'nın 1920'li yıllardan sonraki en ağır kemer sıkma programı olarak nitelenen önlemler için “kumar” ifadesini kullanıyor. "Osborne, bilinmeyene doğru ilerliyor" diyen gazete şöyle devam ediyor:
"Selefinden, gelişmiş ülkeler arasındaki en büyük bütçe açığını devralan Maliye Bakanı, savaş sonrası dönemin en agresif mali konsolidasyonuna girişti. Tüm dünyada siyasetçiler ve ekonomistler, İngiltere'nin bu zorlu deneyini izliyor."
‘Zorunluluk adı altında ideolojilerini dayatıyorlar’
Eski İşçi Partili Maliye Bakanı Alistair Darling, bu gazeteye demecinde, "Muhafazakarlar, zorunluluk aldı altında ideolojilerini dayatıyorlar" diyerek pakete tepki gösteriyor. İşçi Partisi'nin gölge maliye bakanı Alan Johnson da "Koalisyon hükümetinin kendi hesapları, bütçe açığının kapanmasında en fazla katkıyı toplumun en yoksul kesimlerinin yapacağını gösteriyor" diyor.
Financial Times yazarlarından Martin Wolf kemer sıkma programı için şunları söylüyor:
"Bu büyük bir politika başarısı da olabilir, 1930'lardan sonraki en büyük mali fiyasko da. En olası senaryo, ikisinin arasının bir şey olması. Bunu zaman gösterecek. Mesele, kesinti yapıp yapmama değil. Ülke, artık sanılandan daha yoksul. Bütçe açığının nasıl ve hangi hızda kapatılması konusunda bir tercih yapılması gerekiyordu. Hükümet tercihini yaptı. Artık hem hükümet, hem de ülke bunun sonuçlarını kabullenmek zorunda."
Guardian yazarı Seamus Milne ise, muhafazakar ve liberal demorkatların oluşturduğu koalisyon hükümetinin, bu kesintiler için halktan yetki almadıklarını savunarak "Bu bir tür siyasi darbe" diyor.
Daily Telegraph kesintilerin orta sınıfa darbe indireceğini söylerken, "Kemerlerini bağla İngiltere" manşetiyle çıkan Independent ise sosyal yardımlarda yapılacak kesintilerin hükümetin adil olma iddiasına gölge düşürdüğünü savunuyor.
‘ABD Taliban’la görüşüyor’
Daily Telegraph, Amerikalı ve Afgan yetkililerin, Taliban'ın iki numaralı ismi Molla Abdülgani Baradar'la gizli görüşmeler yaptığını yazıyor. Gazeteye göre, Geçen Şubat'ta Pakistan'da tutuklanan, Taliban'ın askeri lideri Baradar, hapisten çıkarıldı. Taliban lideri Molla Ömer, NATO komutasındaki Afganistan Uluslararası Güvenlik Destek Gücü ülkeden çekilmeden diyaloğa karşı çıkıyor. Ancak Baradar'ın görüşmelere karşı olmadığı belirtiliyor.
‘İran sübvansiyon politikasını terk ediyor’
Financial Times, İran'ın yıllardır uygulanan sübvansiyon politikasına son vermeye hazırlandığını bildiriyor. Haberde şöyle deniyor:
"İranlılar sessizce gıda stoğu yapmaya ve paralarını dövize çevirmeye başladı. Zira hükümet, birçok İranlının doğuştan kazanılan bir hak olarak gördüğü sübvansiyonları kaldırmaya hazırlanıyor. Temel tüketim maddelerinin, benzin, gaz ve elektriğin fiyatını ucuz tutabilmek için her yıl on milyarlarca dolar harcanıyor. Dünyanın üçüncü büyük petrol ve ikinci büyük gaz rezervlerine sahip olan İran'da halka şimdiye kadar her gün tükettikleri şeylerin gerçek karşılığı ödettirilmedi. Mart ayında Meclis, hükümeti sübvansiyon politikasını kaldırmaya mecbur eden bir karar aldı. Hükümet uygulamayı aşamalı olarak kaldırmak için Cumartesi gününden önce harekete geçebilir."
Financial Times, Uluslararası Para Fonu IMF'yi kaynak göstererek, sübvansiyonun kaldırılması halinde İran'da enflasyonun yüzde 8,8'den yüzde 30'a çıkabileceğini, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın reformlar hayata geçtiği zaman yoksulları koruma sözü verdiğini vurguluyor.
Gazeteye göre, hükümet, devlet desteğinin kaldırılmasıyla tasarruf edilecek 10 milyar doları, vatandaşlara dağıtmayı planlıyor. Uygulamanın henüz nasıl olacağı bilinmese de 73 milyon kişiden 61 milyonu bu uygulamadan faydalanabilecek. Bu çerçevede hak sahiplerine her ay 40-45 dolar ödenecek.
Financial Times, uygulamanın kalmasıyla protesto gösterilerinin düzenlenmesi olasılığına karşı İran hükümetinin şimdiden önlem almaya başladığına da dikkat çekiyor.
‘Bolivya’nın denize açılma rüyası gerçek oluyor’
Guardian gazetesi, Peru'nun denize çıkışı olmayan Bolivya'ya Büyük Okyanus'ta bir sahil şeridini 99 yıllığına kiraladığını aktarıyor. Haber özetle şöyle:
"Denizlere açılma rüyası gerçek olan Bolivya, burada bir liman inşa edecek, küresel deniz ticaretinin bir parçası olacak. Peru Cumhurbaşkanı Alan Garcia imza töreninde, ‘Bolivya'nın okyanusa açılamaması adil değil. Burası aynı zamanda Bolivya'nın da denizi.’ dedi. Bir zamanlar, Garcia için ‘yeterince anti-emperyalist değil ve şişman’ diyen Bolivya Cumhurbaşkanı Eva Morales ise bir gün evlenirse, balayını bu sahilde inşa edilecek otelde geçireceğini söyledi."
Gazete, iki ülkenin bu kardeşlik anlaşmasıyla 1879-84 Pasifik Savaşı'nda topraklarını işgal eden komşuları Şili'ye diplomatik bir mesaj verdiklerini belirtiyor.
Kaynak: BBC Türkçe Servisi
