Dolar

34,8956

Euro

36,6300

Altın

3.008,96

Bist

10.058,63

Bağış: Azınlıklar hükümetlerin konusu

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türk-Yunan ilişkilerinde azınlıklar konusunun hükümetler arasında iyi niyet temelinde ele alınması gereğine işaret etti.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-10-17 21:12:58

Bağış: Azınlıklar hükümetlerin konusu
evlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türk-Yunan ilişkilerinde "ezberleri bozma yönünde çaba ederek yeni söylemler geliştirmelerinin" herkesin yararına olacağını söyledi. Bağış, azınlıklar konusunun da hükümetler arasında iyi niyet temelinde ele alınması gereğine işaret etti.

Bağış, Atina'da yayımlanan Tipos tis Kiryakis gazetesine verdiği demeçte, Türk-Yunan ilişkileri ile azınlıklar konusuna değindi.

"İki ülke arasındaki sorunların çözümsüzlüğünden kimsenin bir şey kazanmadığının artık herkes tarafından anlaşıldığını" ifade eden Bağış, "Bu nedenle, tabu haline getirilmiş, kutsallaştırılmış, gereksiz yere onur meselesi yapılmış her türlü sorunu oturup yeniden konuşmamız lazım. Sürekli aynı şeylerin tekrarlanması kimseye bir şey kazandırmamıştır. Bundan sonra da kazındırmayacak. Ezberleri bozma yönünde çaba sarf ederek yeni söylemler getirirsek, herkes kazanacaktır" dedi.

Bağış, Türk-Yunan ilişkilerinde son zamanda önemli gelişmeler kaydedilmekle birlikte hala çözüm bekleyen sorunlar bulunduğunu ifade ederek, "Tarihe mal olmuş sorunlara bakıp, ilişkilerde ilerleme yokmuş görüntüsü vermek doğru bir yaklaşım olmaz. İki hükümet, Atatürk ve Venizelos'tan sonra ilk defa bu kadar güçlü olarak dostluk eli uzattı. Sorunların çözümünde arzuladığımız mesafeleri henüz katetmemiş olabiliriz, ancak samimiyetle söyleyebiliriz ki hükümetlerimiz ve halklarımız, sorunların çözülerek arkada bırakılması konusunda aynı yaklaşım içindedirler" görüşünü dile getirdi.

"Türkiye ile Yunanistan arasında son yıllarda her alanda önemli gelişmeler kaydedildiğine" dikkati çeken Bağış, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Mayıs ayındaki Atina ziyaretinin ve bu ziyaret sırasında imzalanan 22 anlaşmayla Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin faaliyete geçirilmesinin iki ülke ilişkilerinde atılmış tarihi bir adım olduğunu" söyledi.

Başmüzakereci Bağış, şöyle devam etti:

"2002 yılından bu yana iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde önemli ilerleme kaydedildi. Şu anda 2,7 milyar dolar civarında bulunan ticaret hacmini iki ülkenin de ortak çabalarıyla 5 milyar Avro'ya çıkarmayı hedefliyoruz. Türkiye'deki Yunan yatırımları 6 milyar Avro'yu geçti. Bu rakamlar ortak işbirliği ve iletişim çabalarının bir ürünüdür."

Türkiye'de iktidardaki AK Parti hükümeti ile Yunanistan'daki PASOK'un "ortak özellikleri bulunduğunu" belirten Bağış, "Bu iki hükümet halklarına umut aşılamayı başardıkları için göreve geldiler. Bu umudu boşa çıkarmamak bizim için ayrı bir sorumluluk ve yükümlülüktür. Türk halkı da, Yunan halkı da, Ege'yi bir ayırım denizi olarak değil, birleştiren bir deniz olarak görmek istiyor. Kıbrıs'ı, iki halkın barışçıl ve huzurlu bir ortamda yaşadığı bir barış adası olarak görmek istiyor. O zaman, inanın, rebetiko ile çiftetellinin, sirtaki ile halayın uyumunu daha büyük bir coşkuyla hissedeceğiz. Türkiye'nin AB'ye katımıyla sorunlarımızın daha kolay çözüleceğine ve Türkiye ile Yunanistan'ın AB içerisinde daha güçlü işbirliği yapacağına inanıyoruz" diye konuştu.

-TÜRKİYE'NİN AB PERSPEKTİFİ-

Başmüzakereci Bağış, Türkiye'nin AB perspektifine değinirken de, AB üyeliğini, "Cumhuriyetin ilanından sonra ülkenin en önemli çağdaşlaşma projesi" olarak tanımladı.

Bağış, "Türkiye'nin Avrupa Birliğine katılım sürecine, AK Parti'nin göreve geldiği 3 Kasım 2002 tarihinden itibaren önemli bir hız kazandırıldığını" belirterek, "Bu dönemde, önemli siyasi reformlar ve yasal değişiklikler çok kısa bir süre içinde gerçekleştirilmiştir. Bu değişim süreci sayesinde, Türkiye ulusal ve uluslararası alanda hukukun üstünlüğüne inanan, daha itibarlı, daha saygın bir ülke haline gelmiştir. Avrupa Birliğine uyum süreci Türkiye'de beraberinde bir zihniyet değişikliğini de getirmiştir. Hükümetimizin politikası, AB kuralları temelinde ilerlemektir. Yani, adaletin kararlarına, demokrasiye ve insan haklarına saygı temelinde, uluslararası ilişkilerimizde komşularla 'sıfır sorun' politikası uygulayarak, katılım konusunda ilerleyebilmektir" dedi.

-AZINLIKLAR KONUSU-

İstanbul Rum Azınlığı ve Heybeliada Okulu ile ilgili soruları da yanıtlayan Bağış, "Türkiye'nin artık sorunlarıyla yüzleşen ve hiçbir sorundan çekinmeyen güçlü bir ülke olduğunu" belirtti.

Bağış, Türkiye'nin son zamanda Rum Azınlıkla ilgili önemli adımlar attığına ve bu konuda önemli yasal düzenlemeler yaptığına dikkati çekerek, "Büyükada yetimhanesinin dışında da, bu konuyla ciddi anlamda ilgileniyoruz. Kimsenin hakkının kimsede kalmaması ve tüm vatandaşlarımızın haklarının korunması için, bir hoşgörü ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Bildiğiniz üzere, AİHM kararları taraf devletleri bağlayıcıdır. Türkiye de uluslararası hukuka ve taraf olduğu AİHM kararlarına saygılıdır. Sorunlarla yüzleştiğinde çare buluyorsun ve daha güçlü bir ülke haline geliyorsun. Komşularla ilgili 'sıfır sorun' politikamızla her türlü siyasi platformda daha adil ve daha güçlü bir konuma geliyoruz. Bugün Türkiye, artık geçmişin darbe anayasasını değiştirme gücü ve inancını kendinde bulmuş, Avrupa Birliği yolunda kararlı adımlarını sıklaştıran bir ülkedir. Büyükada Yetimhanesinin Patrikhaneye devrini de, Türkiye'nin bu duruşu ile ilgili olarak algılayabilirsiniz" dedi.

"Türkiye'deki Rum Azınlığı ile Batı Trakya Türk Azınlığı konularının aslında bir İnsan Hakları meselesi olduğunu ve iki ülke hükümetleri arasında iyi niyet temelinde ele alınması gerektiğini" ifade eden Bağış, "Bu konuda Yunan hükümetinin de atması gereken adımlar bulunduğunu" belirtti.

Devlet Bakanı Bağış, "Heybeliada Ruhban Okulu konusunun Türkiye'nin iç meselesi olduğunu düşünüyorum. Öte yandan, Ruhban Okulu konusu, Rum Ortodoks dinine mensup vatandaşlarımızın sorunu olsa da, aynı zamanda asırlarca aynı toprakları ve aynı kaderi paylaşan tüm vatandaşlarımızın sorunudur. Rum Ortodoks vatandaşlarımızın sorunları hepimizi ilgilendirmektedir. Dini vecibelerini yerine getirme istekleri en doğal haklarıdır. Yapılması gereken, bu konunun diyalog ve iyi niyet temelinde ele alınmasıdır. Bu bir insan hakları meselesidir. Ben, ülkemizin, insan haklarını güvence altına alacak ve koruyacak bir çözüm bulacağına inanıyorum. Aynı zamanda, öte yandan Yunan hükümetinin de Batı Trakya'da yaşayan Türk kökenli kendi vatandaşlarının ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli adımları atabileceğine inanıyorum. Bunu uluslararası hukuk perspektifi açısından değil, etik bir açıdan değerlendiriyorum" diye konuştu.
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara