Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Hiçbir yer halka yasaklanamaz'

Erdoğan Kızılcahamam'da 16. İstişare ve Değelendirme Toplantısı'nda dünya siyasetinde Türkiye'nin markalaştığını söyledi İsrail ve AB'ye yüklendi. Cumhur çıkışını tekrarladı. AK Parti iktidarının 8 yılını özetledi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-10-16 12:50:00

'Hiçbir yer halka yasaklanamaz'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bize, olduğumuzdan farklı etiketler yapıştıranlar her zaman mahcup oldular.

Bizi olduğumuzdan farklı yaftalayanlar hayal kırıklığı yaşadılar. Şımaracağımızı, mağrur olacağımızı, zafer mahmurluğu ile dengemizi kaybedeceğimizi milletin iltifatı karşısında ayaklarımızın yerden kesileceğini ümit edenler beyhude beklediler.

Niyet okuyuculuğu yapanlar, gizli gündem falı tutanlar bize ilişkin gelecekten haber verenler her seferinde ama her seferinde yanıldılar'' dedi.

Erdoğan, Asya Termal Tatil Köyü'nde gerçekleştirilen AK Parti 16. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, toplantının Türkiye'ye, millet, demokrasi için hayırlara vesile olmasını diledi.

Mevlana'nın 'İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı olmaz' dediğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

''Biz, bugün bir kez daha dostun aynasında kendimize bakıyoruz. Bugün bir kez daha birimize ayna tutuyor, bir birimize gönüllerimizi açıyoruz.

'Yapacağın işi önce arkadaşlarınla istişare et, ehli olanla istişare et' tavsiyesine uyuyor, yaptıklarımızı değerlendirmek, yapacaklarımızı planlamak, kendi iç muhasebemizi tutmak üzere bugün bir araya geldik.

Bizler, millete sevdalı, ülkeye sevdalı hizmeti sevdalı bir kadro olarak yola çıktık. Bizi, ideallerimiz, hedeflerimiz, milletimize olan aşkımız, sevdamız bir araya getirdi.

Bizler, millete hizmet üretmek, eser üretmek, sorunlara çözüm üretmek için kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz.

Bu ak kadro, benlik, bencillik kavramlarını millete hizmet potasının içinde eritmiş, hiç bir zaman ben dememiş her zaman biz demiş bir kadro bir kadrodur.

Millete tepeden bakmayı alışkanlık haline getirmiş olanlar bizi anlayamazlar. İnsanı hor görenler, millete aşağılayıcı gözle bakanlar, 'göbeğini kaşıyan adamlar', 'Bidon kafalı' diyenler, bizim ideallerimizi anlayamazlar.

Milletle gönül bağı, lisan bağı kuramayanlar, bu ak kadronun farkını, mücadelesini anlayamazlar. Bize, olduğumuzdan farklı etiketler yapıştıranlar her zaman mahcup oldular. Bizi olduğumuzdan farklı yaftalayanlar hayalık kırıklığı yaşadılar.

Şımaracağımızı, mağrur olacağımızı, zafer mahmurluğu ile dengemizi kaybedeceğimizi, milletin iltifatı karşısında ayaklarımızın yerden kesileceğini ümit edenler beyhude beklediler.

Niyet okuyuculuğu yapanlar, gizli gündem falı tutanlar bize ilişkin gelecekten haber verenler her seferinde ama her seferinde yanıldılar.

Her zaman söylüyorum 'millete efendilik değil millete hizmetkar olmak için yola çıktık'. Biz bu asil milletin ta kendisiyiz, tüm renkleriyle, tüm güzellikleriyle Türkiye'yiz, bütün sesleriyle, nefesleriyle, şarkılarıyla, türküleriyle, ağıtlarıyla, halaylarıyla, zılgıtlarıyla Türkiye'yiz.

Gözünü yola dikmiş, oğlunu bekleyen annelerin yüreğini biz biliriz, evladını kaybetmek nedir, babasız, anasız büyümek nedir? Biz biliriz, emeğiyle alın teriyle geçinmeyi biliriz.

İşten atılmanın acısını da üniversite kapısından boynu bükük geri çevrilmenin sızısını da biz biliriz. Susmanın ve susturulmanın, konuştuğu, yazdığı için mahkeme koridorlarına düşmenin, şiir okuduğu için mahpus damlarında gün saymanın nasıl bir hissiyat olduğunu biz biliriz.''

Erdoğan'ın konuşması şöyle:

Bu millet Türkiye'nin değişeceğine bizimle inandı. Bügün ülkenin önünün daha berrak olduğunu hep birlikte görüyoruz. Bunu yurt dışında da görüyoruz. Artık başımız dik dolaşıyoruz diyorlar. Bu tablo bu  AK kadronun eseridir. 8 yıl boyunca kardeşlik içerisinde Türkiye'yi bugünlere taşıdığınız için yaşattığınız ilkler için yağtığınız eserler için sizlere teşekkür ediyorum...

Pakistan'a gittik. Yaşanan trajediyi ifade etmek çok güç. Ölenlerin çok daha geride olduğu felaketi yaşıyor. Neden Pakistan'la bu kadar ilgiliyiz denilmesin. 1919'da Türkiye tamamen işgal altında bu acı karşısında dayanamayan yumruklarını sıkan bir ülke daha vardı o da Pakistan...

Pakistan'daki felaket bölgesinde Türk Kızılayı'nın kırmızı hilalini ve Türk Bayrağı'nı görmenin gururunu yaşadım...

1999 Marmara Depremi'nde Ankara bölgeye ulaşamamıştı ama şimdi dünyaya açılıyor. Bizi eksen kayması ile ithan edenler taşıdığımız tarihi sorumluluğun farkında olmayan kişilerdir.

Türkiye vatandaşa bir çok ülkeye şimdi rahatlıkla gidip geliyor. Bu ülkeye gidenler büyük bir ülkenin vatandaşı olarak hayatını sürdürüyor. Ak Parti olarak gündemi belirlenen değil belirleyen bir parti. Ak Parti dünya siyasetinde markayız...

Biz adalet istiyoruz. Gadre uğramışari masumlar siviller için adalet istiyoruz. Batının çocukları nasıl bolluk içinde ise Afrika'da öyle olsun istiyoruz. Bu yüzden fırsat eşitliği diyoruz.

Dünya liderleri umursamıyor olabilir ama biz fosfor bombasıyla parçalanan çocukların gözlerini üzerimize diktiğini görüyoruz. Gazze için, Küdüs için Furkan Doğan için susmayacağız... Dünyanın hiçbir yerinde devlet terörünü tasvip etmeyecek tepkisiz kalmayacağız. İsrail özür dilemeli hatasını kabul etmeli ve tazminat ödemelidir. Bunu yapmadıkça İsrail barış önünde engel olarak kalmaya devam edecektir. Bizim dış politikamız karşılıklı saygı ve çıkar üzerine kuruludur. Türkiye içinde milli birlik projesini yürütürken bölgesel barış ve istikrarı dert edineceğiz. İsrail'in Kudüs oyunları devam ediyor. Batı Şeria'da yerleşim stratejilerini görüyoruz. Hak ve özgürlükler lutuf değildir...

AB konusunda iyi niyetimizi muhafaza ediyoruz. AB'ye üyelikte en somut mesafe alan AK Parti hükümetidir. Biz bu kararlılığın farkındayız... Biz sadaka ulufe istemiyoruz. Türkiye'yi dışlayan yaklaşımlara sessiz kalamayız. Son finans krizinde Türkiye'nin gücü ortaya çıktı.

Bu Cumhuriyet halkın cumhuriyetidir. Bu mücadele halkındır. Bu cumhuriyet esnafın olduğu kadar köylünün, şehirlinin, köylünün çoğunluğun olduğu kadar da azınlığındır. Cumhura ait olan yer cumhura yasaklanamaz. Bunu böyle bilin. Birilerinin cumhuru istediğimiz yere sokarız tavrı olamaz. Anlamak zorundalar. Sıkıntının kaynağında cumhuru tanımamak yatıyor. Buyüzden 87. yıl dönümünde cumhur ve cumhuriyet için daha fazla demokrasi ve daha fazla refah istiyoruz. Ak Parti'yi diğerlerinden farklı kılan bir şey var... Biz engelleri aşarak çetelerle mücadele ederek buralara geldik.

Biri çıkıyor Genel Başkan Vekili açıklama yapıyor biz yokuz diyor. Genel Başkan çıkıyor daha belli değil diyor. Biz Üniversite kapılarında hak gaspını hukuksuzluğunu gördük. Sadece başörtülüler alınmadı. İkna odaları gibi uygulamalara maruz kaldılar. Şimdi yok diyorlar...

Ama bize yaşayanlar anlattı. Bu ülkenin bir kısım memurları eşleri başörtülü diye mahkemeye gitmelerine izin verilmeyerek yokluğa yoksulluğa mahkum edildi. Bunların şimdi bizim iktadarımızda yaşanıyor. Kimse biz eşi başörtülü iade ediyorum demiyor ki...

Şimdi devran değişiyor. Türkiye şimdi bu prangalardan kurtuluyor. Türkiye o zaman daha fazla artıracak sıçramasını... Nice hayaller söndü... Bazı kızlar okula giremeyecek sivil diktatörlük diyorlar. Bunları yanyana koyamazsınız bunlar bilmezler. Bunlar ağzına ne gelse onu söylüyorlar.. Demokrasi tehdit altında diyorlar... Geçin onları...

Ben sadece inancından dolayı örten için diyorum. Laiklik inancından dolayı örten için güvencedir. Başörtüyü laikliğe tehdit olarak yüklenme senin yaptığındır. Anayasa Profesörüymüş. Ne olursa olsun... Tek profesör sen değilsin ki... Bak bizde de var. Bizimki farklı diyor. Sen öyle diyorsun bizimki böyle... Asıl olan hak ve hukuktur. Biz değişiklikte hak ve özgürlükleri bu yüzden ortaya çıkardık. Benim ülkemde her insan istediği gibi hareket etmeli. Ben bir şeye daha hayret ediyorum...

Bazı bayanlar kadın erkek eşitliği diyor. Haklar konusunda eyvallah ama kadın erkek yaratılış sorunu. Ya siz önce kendi kadınlar üzerindeki hakkını savun...

O kalkıp diyor ki ben senin hakkını savuncam diyor ama sen ona diyemiyorsun. Yıllarca bu ülkelerde ayrımcılığa göz yumanlar, buradan kendilerine rant devşirme derdine düştü...

Buranın kapalı kızları dışarda okuma imkanı bulacaklar ama Türkiye'de okuyamayacaklar olur mu böyle...

Sadece kendi inançlarımıza değil 73 milyonun inançlarına saygı gösterilsin istiyorum. 73 milyonun inancının hakkının teminatı biziz. İfade özgürlüğü için attığımız tüm adımlara rağmen bazı yazarlara açılan davaları da biliyoruz. Ama 8 yıldır varolan tüm aksaklıkları nasıl ortadan kaldırdıysak bugün de aynı sorunların üzerine gidiyoruz. Çetelerin nasıl devreye girdiğini kirli kanlı provokasyonun nasıl devreye konulduğunu gördük. Değişimin bazı yargı ve medya görevlilileri tarafından nasıl engellendiğini gördük... Tuzu kuru kitlelerin değişime nasıl direndiğini de gördük...

Muhalefet ne diyorsa aynısını dediklerini gördük. İstifa edenlerin ve buna ideolojik kılıf belirleyenleri gördük... Bunların olduğu ülkede değişim hızlı olmayacaktır. Ama millet devam ettiği müddetçe değişimde sürecek...

Medya olarak terörün istediği başlıkları atarsanız ekmeğine yağ sürersiniz. Kendimizi anlatamadığımız kesimlere kendimizi anlatmanın yolunu bulmak zorundayız. 80 vilayetli bir partiye yakışan budur... 8 yıl önce konuşamayanların konuştuğu bir Türkiye var...

Almanya yetkilisi ile ilgili istediğimi burada çarpıtan kalemşörler var... Bizim Almanya'da anadil Türkçe eğitim talebimiz olmamıştır. Ayrıca Bizim kürt kardeşlerimizi azınlık değil asıl unsurdur... Biz kurslara bölümlere müsaade ettik. Tüm bu adımları bu iktidar yaptı. Siz bunları şu anda azınlık hukukuna tabi olduğunuz halde gurbetçi vatandaşlarımıza alamıyoruz.

Bir de bayraklar meselesi var... Bu sistemde siz parti bayrağı asmıyorsunuz... Bu ülkenin tek bayrağı ay yıldızlı bayraktır... Ay yıldızlı bayrağın hilali bağımsızlık simgesi...

Bizim inancımıza göre bütün etnik unsurlara eşit mesafedeyiz. Kimseye ayrımcılık yapmıyoruz. Kimse bunun istismarını yapmasın. İnanın bizim temsil edebildiğimiz kadar temsiz edemezler.. Biz kürtlerin temsilcisiyiz demekle olmuyor...

Haber Ara