Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Ahmedinejad bir taşla iki kuş vurdu

Ahmedinecad'ın Beyrut'u ziyaret ettiği sırada Maliki'nin de Şam'a gitmesi, İran-Suriye ekseninin hâlâ ne kadar güçlü olduğunun kanıtı. Ahmedinecad böylece, Riyad'ın Suriye-İran ilişkilerini bozma çabasını da bertaraf etti

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-10-16 11:08:44

Ahmedinejad bir taşla iki kuş vurdu
Ureyb El Rentavi

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmediecad’ın Beyrut ziyaretinde gördüğü konukseverlikten dolayı, artık hepimiz ‘hoşgeldin’ ifadesinin Farsça karşılığını biliyoruz. Lübnan’da Emel hareketi, Hizbullah ve 8 Mart grubu, 14 Mart grubunun söz konusu ziyareti iptal ettirme, ziyareti, İran sanki Lübnanlıların egemenliğine ve güvenliğine karşı bir saldırısı düzenliyormuş gibi sunma girişimlerine yanıt olarak konukseverlikte abartıya kaçtı.

Ahmedinecad’ın Beyrut ziyaretine dair tartışma yerel düzlemle sınırlı kalmayarak bölgesel ve uluslararası bir boyut da kazandı. İsrail, ‘şer ittifakı’nı derinleştirdiği gerekçesiyle ziyareti kendi güvenliğine karşı bir tehdit olarak değerlendirdi. Washington, ziyaretin bölgede güvenliğe ve istikrara verebileceği zarara dair uyarılarda bulundu. Ilımlı Arap ülkelerinin gazeteleri de kendi rejimleri yerine İranlı ziyaretçiye saldırdı. Ahmedinecad ise bazı Arap liderleriyle ziyaret öncesinde yaptığı bir dizi telefon görüşmesinde bölgedeki endişeyi bertaraf etmeye çalıştı.

Noel Baba gibiydi

İran Cumhurbakanı bölünmüşlük ve başkalarının savaşları nedeniyle felaketzede durumundaki bu ülkeye yaptığı ziyaretin diğer Arap ve Batılı liderlerin ziyaretlerinden farklı olduğunu kanıtlamak için Noel Baba gibi davrandı. Petrol, enerji ve elektrikten Lübnan ordusuna verilecek silah ve mühimmata kadar çeşitli alanlarda bu ülkeyi desteklemeyi vaat etti. Tabii İran’ın belirli bir mezhebi veya grubu değil de Lübnan’ı ve bütün Lübnanlıları desteklediğini tekrar tekrar vurgulamayı da ihmal etmedi.
Kanımca Ahmedinecad’ın ziyareti Lübnanlıların tutumlarını değiştirmeyecek. Şii Lübnanlılar ziyareti ‘evrensel Şii merkeziyle’ özel bağlarını güçlendiren manevi, duygusal ve çıkarcı bir bakış açısıyla ele alırken, Sünni Lübnanlıların çoğunluğu bu olayı Afganistan ve Pakistan’a kadar uzanan mezhepçi fitne açısından değerlendiriyor. Hıristiyan Marunilerin ziyarete yönelik tutumuysa siyasi. 

Mısır da hatta girdi

Aslında Ahmedinecad’ın Beyrut ziyaretinin, Irak Başbakanı Nuri el Maliki’nin Şam’a yaptığı ve önem bakımından ilkinden geride kalmayan ziyaretle aynı zamana denk gelmesi, bölgede Tahran-Şam ekseninin oynadığı rolün arttığını gösteriyor. (Tabii Maliki’nin yeni hükümeti kurma konusunda yeşil ışık almak için Şam’a uğraması da gerekiyordu.) Ahmedinecad Beyrut ziyaretiyle, Suriye-İran ekseninin, en az Lübnan’da koalisyon taraflarının anlaşma sağlamasının ve hükümet kurulmasının önünü açan Suriye-Suudi Arabistan denklemi kadar önemli bir rolü oynadığını kanıtlamak istiyordu.

Ahmedinecad’ın ziyaretinin, Lübnan’daki Suudi-Suriye anlaşmasının etkilerini sileceğini veya Suudi Kralı Abdullah bin Abdulaziz ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ortak Beyrut ziyaretinin sonuçlarını ortadan kaldıracağını sanmıyorum. Ancak bu ziyaretin, Suriye’nin ‘S-S denklemi’ndeki nüfuzunu güçlendireceği kuşku götürmez. Suriye’nin nüfuzu özellikle de, Mısır’ın Lübnan’daki kriz hattına girerek ‘Sedir Devrimi’ni kurtarma girişiminde bulunmasının ardından ve Riyad’ı Şam’dan uzaklaştırma çabalarının eşliğinde güçlenecektir. 

Riyad’ın kafası karıştı

Maliki’nin Şam’a, Ahmedinecad’ın da Beyrut’a yaptığı ziyaret, Suudi Arabistan’ın Suriye’yi İran’dan uzaklaştırmayı amaçlayan çabalarının başarısız olduğunu teyit ediyor ve Şam’ın da, son 30 yıldır yaptığı gibi bütün tarafları, ilişkileri ve çatışan çıkarları aynı sepette toplamak istediğini kanıtlıyor. Riyad bundan sonra ya Suriye’yle ilişkilerde geri adım atacak, ya da Suriye’nin İran’la ilişkilerinde krize ve kopukluğa yol açmaksızın bu ülkeyle iyi ilişkilerini koruyarak 1980 ve 1990’lardaki siyasetine dönecek. Suudi diplomasi ne tür bir yaklaşım ortaya koyacağını henüz belli etmiş değil.

Riyad bu konuda çelişkili işaretler veriyor. Söylentilere göre, Suudi Arabistan’ın Lübnan dosyasına yönelik tutumu ekseninde Suriye ve İran’la ikili ilişkilerinin ne tür bir seyir izleyeceği meselesi,

Dışişleri Bakanı Emir Suud Faysal’la genç emir Abdulaziz Bin Abdullah arasında anlaşmazlığa yol açabilir. Genç emir Abdullah son olarak Suudi Arabistan-Suriye ilişkilerinin iyileşmesinde ve Lübnan dosyasının idaresinde artan bir rol oynadı.

Kaynak: El Düstur / Ürdün Gazetesi / Radikal

Haber Ara