Mısır basın özgürlüğüne veda ederken...

Mısır geçen 10 yıl boyunca medya özgürlüğü alanında epey yol kat etti; rejimin ve yolsuzluğun eleştirildiği geniş bir alan açıldı. Rejim destekçileri bu özgürlük alanıyla övünüyor ve Mısır’ı medya özgürlükleri bağlamında 130. sıraya koyan uluslararası bütün raporların önyargılı olduğunu vurguluyordu.

Ancak bu özgürlük sıçraması görsel ve yazılı özel medya araçlarıyla sınırlı olduğu gibi, bu araçlar da genelde rejime yakın duran, varlığından yararlanan ve güvenlik organlarınca korunan işadamları sınıfının malıydı. Hükümet medyası da pek değişmeyerek eski halini koruyordu; bu medya araçları rejimi övüyor, kötü yönlerini gizliyor, muhalifleri korkutmak için sert kampanyalar başlatıyordu.

Dahası, bu sıçrama son haftalarda buharlaştı. Rejim ve onu destekleyen işadamları medyadaki bazı isimlere zulmediyor: Düstur gibi bazı muhalif gazeteler ‘formalite icabı’ satın alındı, rejimin ve politikalarının dışına çıkmaları sebebiyle bazı televizyon kanalları kapatıldı veya uyarı aldı.

Arkadaşımız İbrahim İsa’nın Düstur gazetesinin yayın yönetmenliğinden uzaklaştırılması ve rejimin müttefiklerinden birinin sahibi olduğu televizyon kanalındaki programının kaldırılması, seçimlerin yaklaştığı Mısır’da medyayı hedef alan yeni ve sert ‘zulüm’ dönemini somutlaştırdı.

Peki Mısır’daki birçokları için sürpriz olan bu darbenin nedeni ne? Yanıt basit: Rejimin güçlü, devlet başkanının da sağlıklı olduğu dönemde, iktidarla işbirliği yapan işadamlarını televizyon kanalları ve günlük gazete çıkarmaları telkininde bulunuldu, muhalefeti zayıflatmak için eleştiri dozunu artırmalarına, dışarıdaki Arap medyasıyla ve özellikle de El Cezire’yle rekabet etmelerine imkân tanıdı. Önceki ABD yönetimine, yani demokrasi ihraç edip özgürlükleri yaydıklarını zanneden yeni muhafazakârlara Mısır’ın doğru yolda gittiği mesajı verildi.

Şimdiyse tablo tamamen değişti. Rejim güçlü değil ve başındaki isim hasta. Bu arada saltanat girişimi de yalpalıyor. Bu da rejimin basın özgürlüğüne tahammül edemediği anlamına geliyor. Dolayısıyla Düstur
gazetesinin ve bazı televizyon kanallarının başına geldiği gibi, rejim, keyfi ve baskıcı bir biçimde eleştirilerin üzerini örtme kararı aldı. Ancak gösterilen gerekçeler Mısır kamuoyunu ikna edemedi.

Kaynak: Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 13 Ekim 2010

Çeviri: Radikal