Irak'ta 7 Mart'taki genel seçimlerden sonra hâlâ hükümet kurulamazken Ankara geçtiğimiz hafta bu ülkeden üç siyasetçiyi birden ağırladı. Seçimlerden sonra birkaç isim hariç Irak'ın önde gelen tüm siyasetçileri istişareler için Türkiye'ye gelip gitti. Hükümet kuramama rekorunun kırıldığı bu 220 günlük süreçte birçok koalisyon seçeneği üzerinde duruldu ancak bir türlü neticeye ulaşılamadı. Peki, bu süreçte hangi hükümet seçenekleri üzerinde pazarlıklar yapıldı? Türkiye ve İran bu denklemde nerede yer aldı? Ankara'nın bundan sonraki telkini ne?
Seçime dört ana blok liste girmişti. Bu gruplar tamamen homojen değil ve bünyelerinde farklı unsurları barındırıyor. 91 vekil çıkararak seçimi az farkla önde tamamlayan eski Başbakan İyad Allavi liderliğindeki El Irakiye, Sünniler ve laik Şiilerden oluşuyor. 89 vekile sahip Başbakan Nuri el Maliki liderliğindeki Kanun Devleti İttifakı en güçlü Şii oluşum. Diğer bir Şii oluşumu Mukteda el Sadr ve Ammar el-Hekim'in başını çektiği Irak Ulusal İttifakı ise 70 vekil çıkardı. Cumhurbaşkanı Talabani ve Kuzey Bölgesel Yönetimi Barzani'nin oluşturduğu Kürt İttifakı 43 vekilde kaldı. Hükümet kurabilmek için 163 milletvekili gerekiyor.
Öncelikle Irak siyasetinde en güçlü unsurlardan birinin İran olduğunu belirtmek gerekiyor. Irak'taki birçok partinin temeli İran'da atıldı ve bu partiler hâlâ Tahran'dan maddi yardım alıyor. Tahran yönetimi seçimden önce Şiileri birleştirmeyi denedi; ancak bu mümkün olmadı. İran bu kez seçimden sonra hemen Şiiler arasında uzlaşma çalışmalarına başladı. Mart ayında Nevruz vesilesiyle bazı Şii siyasetçiler Tahran'da buluştu. Nuri el Maliki başbakanlık koltuğu için diretince uzlaşı arayışlarından yine bir netice çıkmadı.
MALİKİ BAŞBAKANLIKTA DİRETİYOR
İran, haziran ayına gelindiğinde uzun telkinler sonunda iki büyük Şii oluşum Kanun Devleti ile Irak Ulusal İttifakı'nı birleştirdi. Küçük gruplardan gelecek 4 vekille iki Şii ittifakın hükümet kurması planlandı. Ancak yine başbakanın kim olacağı konusunda kriz çıktı. Maliki, vekil sayısı fazla olduğu gerekçesiyle başbakanlık koltuğundan taviz vermedi. El Sadr ve El Hekim bunu kabul etmedi. "14'ler Komitesi"nde başbakan adayının belirlenmesi kararlaştırıldı. Komiteye iki taraf da yedişer üye verecek; 11 üyenin oyunu alan kişi başbakan adayı olacaktı. Ancak komite hiç toplanamadan iki grubun uzlaşısı bozuldu.
Türkiye en baştan salt Şiilerden oluşan bir hükümete karşı çıktı; El Irakiye'nin dışlanmasına tepki gösterdi. Türk tarafına göre sadece mezhep odaklı bir hükümetin başarılı olma şansı yoktu; El Irakiye'nin dâhil olmadığı bir koalisyon kesinlikle çalışmazdı. 2005'te Sünniler dışlanınca yaşanan büyük sorunlar ortadaydı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, gerek Iraklı siyasetçilerle gerek İran tarafıyla görüşmelerinde bunu açıkça dillendirdi. Ankara'nın bu politikası "Hükümette mutlaka Sünniler de yer alsın" diye değil. Türkiye her fırsatta "Kapsayıcı bir hükümet olmalı; hiçbir etnik unsur ve mezhep dışlanmamalı." diyor. Maliki'nin Kanun Devleti ülkenin güneyine hapsolmuş durumda. El Irakiye ise ülkenin her tarafından oy alabilen tek oluşum.
Şiiler arasında ittifak sağlanamayınca El Irakiye ile Kanun Devleti formülü üzerinde duruldu. Amerikan yönetimi bu seçeneğe güçlü destek verdi. ABD, başbakanlık yetkilerinin kısıtlanmasını ve adil güç paylaşımı sağlanmasını teklif etti. Bu formüle Türkiye de destek verdi. Hesaba göre, seçimden en güçlü çıkan iki ittifakın kuracağı bir hükümet de güçlü olurdu. İki ittifak da Irak'ın siyasi bütünlüğünü savunuyordu. Önce iki grup anlaşır; sonra da Kürtler buraya dâhil olabilirdi. Ancak Nuri el Maliki adil güç paylaşımına yanaşmadı. Terörle mücadele ve güvenlikle ilgili olağanüstü yetkileri üstlenen Başbakan Maliki bunları bırakmak istemeyince bu seçenek de çalışmadı.
SENARYO İÇİNDEN SENARYO ÇIKIYOR
Başka seçenekler düşünülürken bu kez El Irakiye ile Irak Ulusal İttifakı formülü ortaya çıktı. Bu durumda Maliki hükümet dışında kalacaktı. İran hemen ciddi şekilde devreye girdi ve bu seçenek fazla değerlendirilemeden gündemden düştü. Nuri el Maliki yeniden Irak Ulusal İttifakı ile iletişime geçti. Başbakan adaylığı için yine "14'ler Komitesi"ne gitme kararı alındı. Irak Ulusal İttifakı Maliki'ye karşı Şii Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adil Abdülmehdi'yi aday gösterdi. Ancak daha komitede oylama olmadan Ulusal İttifak'ın unsurlarından Mukteda el Sadr taraf değiştirerek Maliki'yi destekleyeceğini açıkladı. Maliki bu durumda komitede gerekli 11 oya ulaştı. Ulusal İttifak'ın diğer unsuru El Hekim komitedeki oylamaya katılmadı bile. Ancak Sadr'ın desteğini alan Maliki, başbakan adaylığını açıkladı. Sadr'ın karar değiştirmesinde belirleyici kilit aktör olma arzusu yatıyor. Tüm gruplar pazarlık sürecinde hep "Nasıl hükümet dışında kalmam?" hesabı yaptı. Sadr da Maliki'nin bakanlık tekliflerine 'hayır' diyemedi. Ancak bu durumda 70 vekile sahip Irak Ulusal İttifakı çözülüyor. Sadr ittifakta 40 vekile sahip. Mukteda el Sadr'ın desteği Maliki'nin hükümet kurmasına yetmeyeceğinden bu seçenek de şimdilik rafa kalktı. Sadr'ın yarı yolda karar değiştirmesi üzerine El Hekim ile Abdülmehdi, El Irakiye'ye destek verdi. Ancak bu destek de hükümetin kurulması için yeterli değil. Ayrıca böyle bir senaryoda Şiiler tamamen azınlıkta kalacağından hükümetin yaşama ihtimali de yok denecek kadar azdı.
Türkiye'den yeni Irak hükümeti için dört temelli teklif
Irak'ın siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü savunan Türkiye, "mutlaka kapsayıcı hükümet" diyor. Bu da dört ayak üzerine oturuyor. 1. Dört ana blok da bir şekilde hükümetin içinde olmalı. 2. Sünniler, El Irakiye vasıtasıyla kesinlikle hükümetin unsuru olmalı. 3. Kürtler mutlaka Bağdat'ta olmalı. Ülkenin parçası olan Kürtler, dışlanmaları durumunda başka yönlere gidebilir. 4. Kurulacak hükümet bölge ülkeleriyle iyi geçinmeli. Başbakan Maliki özellikle Suriye ile sorunlar yaşamıştı. Bu yüzden bölge vizyonu çok önemli. "Birlikte kalkınma" anahtar politika. Birçok formül tartışıldıktan sonra artık en kuvvetli seçenek ulusal uzlaşı hükümeti. Yani tüm blokların hükümette yer alması. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hafta başındaki Suriye ziyaretinde bunu dillendirdi: "Irak'ın bütünlüğünü, güvenliğini ve istikrarını sağlayacak bir ulusal hükümet kurulmasının gerekliliğinde mutabıkız."
Şu anda dillendirilmese de muhtemel yeni seçim senaryosuna Ankara kesinlikle karşı. Uzlaşı kültürünün gelişmesi tek seçenek olarak görülüyor. Hükümet kurulamamasından en çok rahatsız olan Türkiye. "Irak bizim için çok önemli pazar." diyen kaynaklar, vakit kaybetmekten yakınıyor. Türk şirketleri daha bu hafta Irak'ta 900 milyon dolarlık iş aldı. Irak 20 doğalgaz türbininin montajı için Türk şirketleri Çalık Enerji, Enka İnşaat ve Eastern Lights'ı seçti. Irak'ta elektriğin yüzde 30'unu Türk şirketleri üretmiş olacak. Ticaret hacmi 2003'te bir milyar dolarken 2009'da 6 milyar dolara yükseldi.
Kaynak:Zaman