Hürriyet yazarı Özdemir İnce, başörtüsü ile ilgili yazdığı yazısında mütedeyyin insanları rencide edecek bir çok görüşe yer verirken, bir adım daha ileri giderek Kur'an-ı Kerim'de tesettürün olmadığını söyleyerek fetva makamlığına soyundu.
Başörtüsünün Kur'an'da olmadığı iddiasındaki İnce, bunu da okurlarına aktarırken, kullandığı açık-saçık dil ile bugün köşesine göz atanları şaşkına çevirdi. Son günlerde iktidar ile muhalefet arasında sert tartışmalara sahne olan başörtüsü meselesi, Hürriyet Gazetesi yazarı Özdemir İnce tarafından kaleme alındı. İnce yazısında türbana ve yönelik türbanlılara yönelik sert ifadelere yer verdi. Kuran'ın baş örtmeyi emretmediğini ifade eden İnce, sadece cinsel organlarını ve göğüslerini saklamayı emrettiğini belirtti.
İŞTE O YAZI...
TÜRBAN bir fesadın (komplo, conspiration) simgesidir. İsteyen ne yaparsa yapsın, CHP ne derse desin, bu saptamamdan bir milim geri adım atmam. İmam hatiplerle birlikte Türkiye’yi bölen paylardan biridir. Üç bilinenli denklemin bir bilineni!
Zevkler elbette tartışılmaz(!)
Türbancılar, kendilerine yakıştığı için taktıklarını söyleseler ağzımı açıp konuşmam. Bireysel tercihtir. Siyasal tercihin simgesi olarak sunsalar, o zaman tartışma başka boyut kazanır. Aslına bakarsanız, yakışma gerekçesini ileri sürseler de inandırıcı olmaz. Tek tip başlığın, kefen benzeri tek tip beden sargısının yakışması mı olur? Zevkler elbette tartışılmaz(!).
ENAYİ YERİNE KOYUYORLAR
Ama işe dini inançlarını, Kuran’ı, inanç özgürlüğünü, insan haklarını karıştırıyorlar. Ve AKP iktidarı ile Diyanet İşleri Başkanlığı’nı arkalarına alıp insanı enayi yerine koyuyorlar. Türbanın Kuran’a dayalı hiçbir dayanağı bulunmadığı tarafımdan onlarca kez kanıtlanmıştır. Önümüzdeki günlerde kanıtlamaya devam edeceğim.
İnsan aklına hakaret edilmesin lütfen
Kuran başlarını örtsünler demiyor; cinsel organlarını (farj, furuj) saklasınlar, göğüslerini (yakalarını, memelerini) örtsünler, diyor. Başlarını, saçlarını örtsünler demiyor. Harama bakacak gözler, boyalı dudaklar, pembeleştirilmiş yanaklar açıkta, ama saçlar kapalı. Saçlar mı cinsel, yüzler mi cinsel? İnsan aklına hakaret edilmesin lütfen.
Kuran’a göre göğüslerini ne ile örtecek dikkatsız mümine (inanan)? Hımar (çoğulu: Humur) ile örtecek. Hımarın İslam’la herhangi bir ilişkisi var mı? Yok! İslam öncesi dönemde Arapların ve Yahudilerin güneşten sakınmak için başlarını örttükleri bir giysi parçası.
Buyursunlar, imamlar, hacılar, hocalar, imam hatipliler, ilahiyatçılar yazdıklarımın tersini kanıtlasınlar. Benim için işin dini yönü demir kapı ile kapanmış ve mühürlenmiştir.
SÜNNİ OLMAYANLARA BASKIDIR
Buyursun siyaset bilimciler, tartışalım: Türban simgesi insan hakları, özgürlükler bağlamında tartışılabilir mi? Tartışılamaz! Bakın neden? Türban, kamusal alanda bir dinsel simge olarak Sünni İslam anlayışının, Müslüman olmayan azınlıklar ve Sünni olmayan Müslümanlar üzerinde bir baskı aracıdır. İnsan haklarına aykırı bir durum. Laik bir toplumda, kamusal alanın din ve inanç özgürlüğü bağlamında nötr olması gerekir. Oysa türban, bu nötr alana yapılan saldırıdır (tecavüz, ihlal, violation). Ve laiklik saldıranı değil saldırılanı korur. Laiklik, zaten bireyi ve toplumları dinlerin saldırısına karşı korumak için ortaya çıkmıştır.
Buyurun sofraya!
Gelelim modern mahremcilerin abrakadabrasına: Onların sosyolojik saptamalarına göre, mutaassıp, muhafazakâr ailelerin kızları türban sayesinde evden dışarı çıkıp kamusal alanda boy gösterebiliyor ve üniversiteye gidebiliyormuş. Yoksa evden dışarı adım atamazlarmış! Şecaat arz ediyorlar: Hani türban kızların özgür tercihleri idi? Çoğu Cumhuriyet karşıtı ailelerin 18 yaşından büyük vatandaşlara yaptıkları baskının özgürlük ve insan hakları ile neresi örtüşmekte, tepeden tırnağa ihlal değil mi? Anayasa Mahkemesi ve Danıştay, AİHM kararlarına gönderme bile yapmadım. Buyurun sofraya!
Daha iyi anlaşılması için yazıyorum: Türban, kahverengi faşist gömleği gibi, gamalı haç gibi bir simgedir. Daha önce de arz etmiş idim!