Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Başörtüsü meselesinde hangi eşikler geçildi?

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun, 'Türbanlı yargıç olur mu?' başlıklı yazısında, başörtüsü meselesinde geçilen eşikleri bir bir sıraladı. İşte Hakan'ın yazısının ilgili bölümü:

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-10-12 09:30:00

Başörtüsü meselesinde hangi eşikler geçildi?

ÖNCE türban tartışmasında aşılan eşikleri alt alta yazalım:

-  “Ne yani? Saç telinden tahrik mi oluyorlar?” eşiği: Bu eşik, başkalarının inanç ve ibadet tarzını saçma bulmak ile saygı göstermek arasındaki farkın anlaşılmasıyla aşılmıştır.

-  “Neden başlarını örtüyorlar?” eşiği: Bu eşik, “Sana ne kardeşim...” şeklindeki yanıtla layık olduğu yere, yani çöp sepetine postalanmıştır.

-  “Benim anneannem de başörtülüydü” eşiği: Bu eşik, anneannenin ya da babaannenin başını örtmesinin ya da örtmemesinin türban tartışmasında bir yeri olmadığının anlaşılmasıyla aşılmıştır.

-  “Başörtüsüne değil, türbana karşıyım” eşiği: “Başörtüsü” ile “türban” arasındaki ayrımın ne kadar boş, ne kadar saçma, ne kadar şekilci, ne kadar yapay olduğunun ortaya çıkmasıyla aşılmıştır.

-  “Para aldıkları için türban takıyorlar” eşiği: Bu eşik, iddiayı kanıtlayabilecek doğru dürüst bir tek kanıtın bile ortaya konamamasıyla aşılmıştır.

-  “Kuran’da örtünme diye bir şey yok” eşiği: Bu eşik, “Var ya da yok. Bu bizi ilgilendirmez. Bizi sadece var olduğuna inanan insanların hakları ilgilendirir” yanıtıyla aşılmıştır.

* * *

Bütün bu eşiklerin aşılmasının ardından...
Öyle ya da böyle... Uzlaşmalı ya da uzlaşmasız... CHP’li ya da CHP’siz...
Üniversitelerde türban serbest kaldı.
Peki olay bitti mi?
Tabii ki bitmedi.
Şimdi yepyeni bir tartışma konumuz var:
Türban kamuda da serbest olacak mı?
Yani başörtülü yargıçlar, başörtülü hekimler, başörtülü milletvekilleri, başörtülü başbakanlar olacak mı?
Güncel soru budur.
* * *
Madem tartışma, yepyeni bir boyut kazanmıştır.
O halde lütfen sıfırdan başlamayalım ve aşılmış konular üzerinde debelenip durmayalım.
Sonuna kadar tartışmaktan korkmadan, taraf olmaya yatkınlık göstermeden, aklımızı ve vicdanımızı kimseye ipotek vermeden...
Şu soruların yanıtları üzerinde düşünelim:

-  Başı örtmek ideolojik olarak taraf tutmak anlamına geliyorsa, başı açıklık da ideolojik olarak taraf tutmak anlamına gelmez mi?

-  Başı örtmeyi “anormal”, başı açık bırakmayı “normal” olarak mı değerlendireceğiz?

-  Başı açık bir yargıç kadının tarafsız kalabileceğine inanıyoruz da, başı örtülü bir yargıç kadının tarafsız olabileceğine neden inanmıyoruz?

-  Başını örtenler, başı açıklar açısından bir “baskı unsuru” oluyorlarsa, başı açıklar da başını örtenler

Ahmet Hakan Coşkun / Hürriyet

Haber Ara