Dolar

36,5133

Euro

38,0695

Altın

3.368,52

Bist

9.658,72

Modern İstanbul

Bugün İstanbul'da 300 galeri ve sanat mekânı var, bunun yanında 60 kadar, konser dans ve tiyatro mekânı mevcut. Kent, istikrarsız bir sosyopolitik ortamda durmadan büyüyen, Avrupa ve Asya arasındaki 14 milyon nüfuslu megapolün değişimine ve sanatçılarına enerji vermekle meşgul.

16 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-28 12:34:00

Modern İstanbul

Le Soir gazetesinin hafta sonu eki Victoire'ın 25-26 Eylül 2010 tarihli sayısında, Catherine Callico imzasıyla yayımlanan haberde şunlara yer verildi;

İstanbul 2010 çerçevesinde megapol kendini değiştiriyor ve mirasını yeniliyor.

Taksim Meydanı'ndan Galata Kulesi'ne kent merkezini ikiye bölen, yayalara ayrılmış İstiklal Caddesi üzerinde modern kentin klişeleri birbirini izliyor. Kafeler, kitapçılar, sanat galerileri, camiler ve kiliseler, eski tramvay, ayakkabı boyacıları... Bütün bunlar şüpheli bir çekicilik içinde.

Türkiye'nin büyük bankalarının olduğu gibi pırıl pırıl boynu bükük şekilde sanata destek veren İstanbul 2010 Ajansı da buraya yerleşmiş. Kamu desteği olmadığından, görsel sanatları ön plana çıkarmak ve dolayısıyla Türkiye'nin dış imajıyla AB ile ilişkilerini geliştirmek için varlıklı elit çaba gösteriyor. Böylece birkaç yıldır İstiklal Caddesi'nde restorasyonu yapılan apartmanlarda modern sanat mekânları açıldı. Bunlar arasında en faal olan Galerist ve Platform. Garanti merkezi yanında modern sanat müzesi Projet 4L gibi yeni müzeler açılmış. Özellikle de Türk Telekom'un finanse ederek Boğaz kıyısında Türk modern sanatına adanmış İstanbul Modern var. Zemin katında, geçici olarak ulusal ve uluslararası modern sanat eserleri sergileniyor. Başkan Oya Eczacıbaşı, "Kısa bir sürede İstanbul Modern, coğrafi sınırları aşan kültürel bir simgeye dönüştü. Müze, Türkiye'de modern ve çağdaş sanatlarda yapılanların tanıtılmasına katkıda bulunuyor. Üstelik diğer müze ve koleksiyonlarla yaptığı iş birliği sayesinde yurt dışına eserler gönderiyor." diyor.

Ülkenin modernlik imajıyla iş birliğini ön plana çıkaran sadece o değil. Son İstanbul Bienali çerçevesinde genç galerici Lalin Akalan, Londra'da Türk sanatçıların eserlerini sergileyen Paradise Row Gallery ile ortaklaşa olarak İstanbul'da "Muhakkak Modern Olmak Lazım" adı altında İngiliz sanatçıların toplu eserlerini sergiledi. "Serginin adı, Arthur Rimbaud'nun 'Cehennemde bir Mevsim' adlı şiirden esinlendi. Burada gelecek her zaman tartışıldı, ideolojilerle mücadele edildi ve "modern olmak ne demektir" sorusu bizim toplumumuzda ve kültürümüzde hâlâ güncel bir sorudur. Burada gelecek kuşak sanatçıların önündeki engelleri kaldırabilmek ve esinlenmelerini sağlamak adına bu sanatçıların eserlerini sergilemeye karar verdik." diyor.

Antropolog Zeynep Gürsel ise şunları söylüyor: "Bundan 5 yıl önce Paris'te yaşarken Türkiye'nin uluslararası alanda 'AB'ye üye olmak isteyen ülke' olarak tanınmasının ne anlama geldiğini anladım. Bana kalırsa, emellerimiz, geleceği nasıl umut ettiğimiz kimliğimizi ve yaşam tarzımızın önemli bir bölümünü oluşturuyor.

Bugün İstanbul'da 300 galeri ve sanat mekânı var, bunun yanında 60 kadar, konser dans ve tiyatro mekânı mevcut. Kent, istikrarsız bir sosyopolitik ortamda durmadan büyüyen, Avrupa ve Asya arasındaki 14 milyon nüfuslu megapolün değişimine ve sanatçılarına enerji vermekle meşgul.

Bu sanatsal hareketliliğin kökeni, Venedik'ten sonra dünyanın ikinci büyük sanat olayı olan İstanbul Bienali'nin 1987 yılında hayata geçirilmesi ve Türk sanatçıların yurtdışına çıkışları ile başlıyor. Bunun tersi de geçerli.

Galata Köprüsü'nü geçip İstanbul'un kalbi Sultan Ahmet'e ulaşmak yeterli. Bundan önce köprü üzerindeki balıkçıları seyretmek. Çoğu devlet memuru veya işsiz, ay sonunu getirebilmek için burada oltayla balık avlıyorlar. Hemen altında ise yüz binlerce insan, kentin bir yakasından öteki yakasına gitmeye çalışıyor.

"Avrupa Kültür Başkenti" unvanını aldığında kent, "kültürel mirasını zenginleştirmek, sanatsal ufkunu genişletmek ve kent yapısını geliştirmek" için bir fırsat yakaladı. İstanbul'u uluslararası sanatın bir kutbu yapmak için 400 kadar proje seçildi ve restorasyon şantiyeleri bu yönde arttı. Surlar içindeki eski kent, Theodose II, Ayasofya ve Topkapı Sarayı gibi İstanbul'un en çok fotoğrafı çekilen yerleri ruhlarını buldular.

Yapılan kazıların önemine bakıldığında, bir diğer şantiye Boğaz'da inşaatı devam eden demir yolu tüneli. Bu tünelin trafiği rahatlatması ve iki yakayı birleştirmesi amaçlanıyordu. Yapılan kazılar I. Teodor zamanından IV. yüzyıldan kalma bir limanın ortaya çıkmasını, 32 gemi taşıtının kalıntılarının bulunmasını ve ülke tarihinin çeşitli dönemlerinden kalma 17 bin eşyanın gün ışığına çıkarılmasını sağladı. Limanın bulunduğu yere arkeolojik bir park kurulacak. Bu limanın ortaya çıkarılması, İstanbul'un bütün sırlarını henüz vermediğini düşündürüyor.

BYEGM
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara