Geç yaşta anne olmak nasıl bir his?
Çocuklarını büyüten, onları evlendirerek artık torun sahibi olmanın yollarını gözleyen bazı anne-babalar, yeniden çocuk sahibi olmanın mutluluğunu yaşıyor
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-09-28 07:53:00
Çocuklarını büyüten ebeveynler, hayatın sıkıntısını sırtlarından atmış ve torun sevme hayalleri kurmaya başlamıştır. "Çocukları büyüttük, artık kafamızı dinleyelim" düşüncesi hâkimdir onlarda. Birbirlerine daha çok zaman ayırırlar. Ancak bazı ailelerde hem evlilikte hem de ebeveynlikte farklı bir durum yaşanıyor. Onlar torunlarını sevecekken çocuklarını kucaklarına alıyor. Bu durum çocuklar ve yakın çevreleri tarafından ilk olarak tepkiyle karşılansa da çocuk dünyaya geldikten sonra yerini sevince bırakıyor. Onlar, yetişkin çocukları olmalarına rağmen yeni bir çocuk dünyaya getirdikleri için hiç de pişman değil. Bu ailelerden biri Öztoprak ailesi. Cafer-Sefanur Öztoprak çifti, biri evli, diğeri üniversite mezunu, en küçüğü lise son sınıfta okuyan 3 çocuğa sahip. Okul, evlilik gibi sebeplerden dolayı çocukları şehir dışında olan çift, çocuk eksikliği hissetmeleri nedeniyle böyle bir karar alır. Ancak hamile haberini duyan çocuklar ve yakın çevre tepki gösterir. Anne Sefanur (40), özellikle evli kızının 'arada çok yaş farkı olacak' diyerek büyük tepki gösterdiğini dile getiriyor ve ekliyor: "Hamile olduğumu duyduklarında annem ve özellikle kızım durumu hoş karşılamadı. 'Çocukları büyüttün, şimdi rahat etme zamanın. Bu yaştan sonra ne gereği var?' dediler. Ancak doğduktan sonra da ellerinden düşürmediler. Diğer çocuklarım da Caner Beyazıd'ın bakımıyla çok ilgilendi. Onun 1 değil 5 annesi var."
Baba Cafer Öztoprak (47) ise zaman zaman arkadaşlarının 'dede' diyerek takıldığını anlatıyor. Bu tür sözlere aldırış etmediğini belirten baba Cafer, "Çocuk bir hediyedir ve Caner Beyazıd rızkıyla geldi. Evimize bolluk bereket getirdi. İşlerim çok kötüydü, bir anda düzene girdi, borçlarımı ödedim. Çocuklar arasındaki yaş farkı çok da önemli değil. Dayım da benden sadece birkaç yaş büyüktü biz çok iyi anlaşırdık, daima yol gösterirdi. Çocuklarım da küçük kardeşine yol gösterecek. Hiç kimse bu yaştan sonra da çocuk sahibi olunur mu, diye düşünmesin." diyor.
Çocuklar amcasız, halasız, teyzesiz büyüyor
Ebeveynlikte ikinci baharını yaşayan bir diğer aile Tokpınar'lar. Gazeteci-yazar Cemil Tokpınar ve eşi Kadriye Hanım da 13 yıl aradan sonra Fethullah Said'i kucaklarına alır. Biri 20 diğeri 17 yaşında iki çocuğu bulunan çift, sağlık, askerlik, hac gibi nedenlerden dolayı çocuk sahibi olmayı ertelemek zorunda kalmış. Çocukları çok seven Tokpınar ailesine, 4 yıl önce Fethullah Said dahil olmuş. Ancak yakın akrabaları tarafından 'Bu yaştan sonra çocuğu ne yapacaksınız? Nasıl bakacaksınız?' sorularıyla karşılaşmışlar. Kadriye Hanım, gerçek anneliği Fethullah Said'in doğumuyla tattığını söyleyerek hissettiklerini şöyle anlatıyor: "Doktorlar, 'Çocuğun Down Sendromu olma tehlikesi var.' dedi. Buna rağmen hamileliği sonlandırmak aklımızın ucundan bile geçmedi. Her şeye razıydık. Şu anda çocuğum çok sağlıklı. Diğer çocuklarımdaki acemiliklerimi Fethullah Said'de yapmıyorum, daha deneyimliyim. Allah herkese nasip etsin." diyor.
Baba Tokpınar ise aradaki yaş farkından dolayı birtakım sorunların olacağını ancak bunların aşılabileceğini söylüyor. Cemil Tokpınar, "Bu sorunları kardeşleri, amcaları, öğretmenleri gibi büyükleriyle aşacağız. Fethullah Said, son demlerimizde elimiz ayağımız, göz nurumuz olacak. Günümüzde birçok ebeveyn, eğer çocukları biri kız diğeri erkekse bir çocuk daha düşünmüyor. Oysaki çocuklar amca, hala, teyzesiz büyüyor, akraba ilişkileri olmuyor." diye konuşuyor.
Alışverişe çıktıklarında Fethullah Said'in abi ve ablasını çevredekiler, baba ve annesi zannediyormuş. Kardeşini çok sevdiklerini söyleyen abla Kezban Nur, bir kardeş daha istediklerini belirtiyor.
'İlk çocuklardaki hataları yapmadık'
Çocuklarda sık tekrarlayan, uykudan uyandıran, yanma, batma, nefes darlığı ve sıkışma gibi şikâyetlere sebep olan göğüs ağrısı, kalp hastalığının habercisi olabilir. Uzmanlar, bebeklerde uyku düzeninin bozulmasının, 5-10 dakikada bitirilecek bir biberon gıdanın 15-20 dakikada tüketilmesinin, terlemenin, nefes alırken burun kanatlarının açılıp kapanmasının da bebeklerde doğumsal kalp hastalığının göstergesi olabileceği uyarısında bulundu.
Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sedef Tunaoğlu, erken tanı konulduğunda kalp hastalıklarının kontrol altına alınarak tedavi edilebildiğini, tanı konulmamış kalp hastalıklarının ise ani ölümlere sebep olabildiğini söyledi. Ailesinde kalp hastası bulunanların risk altında olduğuna dikkati çeken Tunaoğlu, özellikle bebeklerin sorunlarını söyleyemedikleri için anne-babaların iyi gözlem yapması gerektiğini vurgulayarak, "Bebeğin uyku düzeninin bozulması, 5-10 dakikada bitirilen bir biberon gıdanın 15-20 dakikada tüketilmesi, terleme, hızlı nefes alıp verme, nefes alırken burun kanatlarının açılıp kapanması gibi bulgular da bebeklerde doğumsal kalp hastalıklarının habercisidir.'' diye konuştu.
Kaynak: AA
SON VİDEO HABER
Haber Ara