Dolar

34,8719

Euro

36,7287

Altın

3.040,58

Bist

10.123,70

1993 yılı Ergenekon'dan 100 kat önemli

Babası 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a yapılan suikastle ilgili iddialar ortaya atan Ahmet Özal, üç saat savcıya ifade verdi. 1993 yılının mercek altına alınması gerektiğini söyleyen Özal, "Bu, Ergenekon’dan 100 kat daha önemli" dedi.

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-09-27 18:40:00

1993 yılı Ergenekon'dan 100 kat önemli
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal, babasına yönelik 1988'de yapılan suikast girişimiyle ilgili iddialarına yönelik açılan soruşturma kapsamında öğle saatlerinde Beşiktaş'daki İstanbul Adliyesi'ne geldi.

Özel otomobiliyle öğle saatlerinde adliyeye gelen Ahmet Özal hakim ve savcıların kullandığı kapıdan giriş yaptı.

Ahmet Özal, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali'ye yaklaşık 3 saat ifade verdi.

'SİZE ANLATAMAM'
Adliye çıkışında gazetecilere açıklama yapan Özal, şunları söyledi:

'Ben sayın savcımıza gerek suikastıyla ilgili gerekse vefatıyla ilgili bildiklerimi, duyduklarımı bazı isimleri, olayları hadiseleri yıllardan beri bazı konuşulmamış bilinmeyen olayları anlattım. Şimdi bu isimlerle ve olaylarla ilgili birinci olarak kanunu sebeplerden dolayı bunlarla ilgili konuşmam yasaktır. İkincisi soruşturmanın selameti açısından doğru değildir. Üçüncüsü de bu isimlerin, olayların, can güvenliği açısından konuşulmaması gerekir. Ama çok süratli bir çalışma olduğunu, sayın savcımızın bu konuda zaten çalışma yapmış olduğunu gördüm çok da mutlu oldum."

Özal, hiçbir şeyin artık gizli kalmayacağını belirterek, "Herşeyin ortaya çıkmasının zamanı geldi" dedi.

'ERGENEKON'DAN 100 KAT ÖNEMLİ'
Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu, 1993 yılının mercek alınması gerektiğini söyledi.

Özal, şöyle konuştu: "Sayın rahmetli Uğur Mumcu ile başlayan rahmetli Eşref Bitlis ile devam eden, rahmetli Özal ile devam eden, Adnan Kahveci'nin vefatıyla süren, Madımak olayları, 33 erin şehit olması... Bir dönemin, bir PKK meselesinin çözümü, bir Kürt meselesinin çözümüyle ilgili, sıcak ortamın başladığı bir dönemin kapanmasıdır. O günden bu güne 17 sene geçti. Çok şehitler verdik olayları çözemedik. O dönemler özellikle Eşref Bitlis Paşa ile rahmetli çok yakın ilişkiler içerisinde çözüme ulaşmışlardı.

Türkiye o dönem, önemli bir dönemdir 93 yılı. Belki bugün konuşulan Ergenekon davalarından 100 kat daha önemlidir. Bunlar hiçbir zaman gizli kalmaz. Rahmetlinin de bana söylediği buydu. Hatta ben kendisini en son Türkmenistan'da gördüm o zaman da kendisi döner dönmez bu meseleyi bizzat çözeceğini bana söylemişti. Döndükten sonra zaten cumartesi günü vefat etti.'

Babasının kanının olduğu bir tüpün olduğunu söyleyen hemşireyle görüşmek istediğini belirten Özal, kendisine söz konusu tüpün kırıldığının bildirildiğini açıkladı.

Özal, olaydan 3 gün sonra hemşirenin ölü bulunmasının şüpheleri artırdığını kaydetti.

22 YIL SONRA GELEN İDDİA
Ahmet Özal'ın bir gazetede çıkan röportajında 'Turgut Özal'a yapılan suikast girişiminin ardında eski MGK Genel Sekreteri vardı' iddiasını, ihbar kabul ederek soruşturma başlatan Özel Yetkili Cumhuriyet savcılarından Hakan Karaali, ifadesinin alınması için Ahmet Özal'a tebligat göndermişti.

Özal'ın gazetede yer alan röportajında, babasına yönelik düzenlenen başarısız suikastın arkasındaki isimlerin çok kısa sürede tespit edildiğini ve bu isimlerin kendisine aktarıldığını dile getirmişti.

Özal, röportajında, 'Babam ülke karışmasın diye bu isimleri açıklamadı. Bunlardan biri de MGK Genel Sekreteri Sabri Yirmibeşoğlu'ydu. Bu isimlerin hepsi Emniyet ve MİT'in arşivlerinde var. Arşivler açılsın' ifadesini kullanmıştı.

4 YIL SONRA SERBEST KALMIŞTI
Merhum Cumhurbaşkanı Özal, Başbakan olduğu dönemde, 18 Haziran 1988'de Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda yapılan ANAP Kongresi'nde, kürsüde konuşurken, silahlı saldırıya uğramıştı.

İki el açılan ateşte, kurşunlardan biri Özal'ın sağ eline, diğeri ise mikrofonun ayağına isabet etmişti.

Saldırıyı gerçekleştiren Kartal Demirağ, silahı tutukluk yapınca Özal'ın korumaları tarafından vurularak, yakalanmış ve 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra 1992'de serbest bırakılmıştı.

Haber Ara